Kaos planında, 'yıpratılacak isimler arasında' gösterilen Çelik, "Belge sahte mi gerçek mi bilmiyorum, ama bu planda yazılanların hayata geçirildiğini bizzat yaşadım." ifadesini kullandı.
'Kara propagandanın hepsine muhatap olduğunu' belirten Çelik, "İster asker yapsın, ister
sivil isterse bir medya grubu. Bunlar kabul edilebilir değil." dedi. Bugüne kadar ortaya çıkarılan
belgelerin sürekli yalanlandığına işaret eden Çelik, şöyle devam etti: "
Sarıkız da
Ayışığı da yok dendi. Ama herkes biliyor ki var. İnşallah bu da o türden olmaz. Demokratik bir ülkenin
Genelkurmay'ında böyle bir şey hazırlanmaz. Hazırlandıysa bu,
cinnet halidir. Sayın Başbakan'ın dediğine katılıyorum; bu belge doğru değilse vahim, doğru ise daha da vahim. Emir komuta içinde yapılmadı deniyor, o zaman yapanla ilgili gerekli işlem yapılsın. Bu durumda kamuoyu tatmin edilmiş olur."
Bir köşe yazarının kendisi lehinde yazı yazdığı için MGK eski genel sekreterlerinden birisinin 'Sen böyle bir şeyi nasıl yazarsın?' diye 'tehdit edildiğini' anlatan Çelik, "Bunları yaşadık. Bizim yaptığımız en önemli projeler, en güzel etkinlikler bile görmezden gelindi. Özellikle belli medya grupları bu taşeronluğu üstlendiler." dedi.
Çelik, demokratik devletin 'düşman üretmeyeceğini, kendi halkını düşman ilan edemeyeceğini, ülkedeki bir grubu devletin
hedefi haline getiremeyeceğini' vurguladı. Devlet adına sivil siyasal organizasyonlara saldıramayacağının altını çizdi. Her dönem korku senaryosuyla birilerinin yerlerini sağlamlaştırdığına dikkat çeken Çelik, şöyle konuştu: "Bu devlet, herkesin devletidir. Yıllardır bu paranoya var, bu zihniyete göre herkes devleti ele geçiriyor. Bugüne kadar ne söylediler: Solcular devleti ele geçiriyor, milliyetçiler, dindarlar, Aleviler,
Kürtler devleti ele geçiriyor. Yahu insan kendine ait bir şeyi ele geçirir mi? Böyle bir gayret varsa demek ki biz bu kadar insana devletin kendilerine ait olduğu duygusunu verememişiz. İç düşman üreterek insanların kendilerini bir yerlerde konumlandırma modası geçmiştir artık. Dönem düşman kazanma değil dost kazanma dönemidir. Devlet kendi vatandaşlarını bu şekilde kategorizasyona tabi tutarak onları düşman kamplar haline getirmez. İktidar partisine karşı böyle bir tutum içinde olamaz."
Çelik, bakanlığı boyunca '
sara nöbeti halinde sabah
akşam mesnetsiz irtica haberleri' yapıldığını anlattı.
Okullarda öğrencilerin namaz kılacakları yerlerin bulunması gibi masum bir uygulamanın bile hedef alındığını dile getirdi. Bazı gazetelerin yıllardır var olan mescitleri bahane ederek kendisine manşetlerden saldırdığını hatırlattı. Çelik, üzerine gelinmesini 'eğitimdeki başarıya' bağlarken şu görüşleri savundu: "AK Parti'nin en başarılı olduğu alanlardan biri eğitimdi. Buraya vurmak, bu stratejiyi geliştirenler açısından isabetli bir şey olmalı. Bunun başında kim var,
Hüseyin Çelik. O zaman Hüseyin Çelik'i yıpratacaksın. Maalesef bunlar uygulandı."
Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanlığı'nda hazırlandığı öne sürülen
eylem planında "
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul öğrencilerine ait
ibadet görüntü ve haberlerinin medyada yoğun olarak yer alması sağlanarak,
Milli Eğitim Bakanı kamuoyu nezdinde yıpratılacaktır." deniliyordu. ZAMAN