AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik, Bingöl'de şehit edilen 33 askerin nasıl şehit edildiği konusunun halen karanlık bir nokta olduğunu belirterek, "Ama yavaş yavaş aydınlanıyor. Türkiye'de ne kadar karanlık varsa, millet iradesiyle aydınlanacak." dedi. "Bir mahallede hiç
hırsızlık vakası yoksa mahalle bekçisinin bir önemi kalır mı?" diye soran Çelik, "Mahalle bekçisi akıllıysa, kendi konumunu muhafaza etmek için mahallede hırsızların kol gezdiğini yayması lazım. Hatta daha akıllıysa arada bir iki kapıyı kendisinin yoklaması lazım. İşte
Ergenekon budur." diye konuştu.
Kimse Yok Mu Derneği'nin organizesiyle Türkiye'nin farklı illerinden ve
yurt dışından gelen
gönüllüler için Van'da düzenlenen geceye AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de katıldı. Burada konuşan Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'de "doğulu, batılı, şu etnik kökenden, bu etnik kökenden" olmaların bir önemi olmadığını ifade eden Hüseyin Çelik, Mevlana'nın dediği gibi 'Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar kardeştir' sözünün altını çizdi. Türkiye'nin bugünlerde ayağındaki bir prangadan kurtulmaya çalıştığını anlatan Çelik, demokratik
açılım sürecinde Türkiye'nin zedelenmek istenen kardeşliğini onarmaya çalıştıklarını belirtti.
Hükümet olarak bu hayırlı işi yapmaya çalışırken, 'Kan akmaya devam etsin,
şehit cenazeleri gelmeye devam etsin ve eskiden olduğu gibi analar ağlamaya devam etsin' diyenlerin olduğunu söyledi. Onları da milletin ferasetine ve basiretine
havale ettiklerini ifade eden Çelik, "
Millet en güzel hakemdir. Herkese müstehak olduğu gibi değer verir. Ama Allah'ın izniyle hep birlikte bu problemlerin üstnesinden geleceğiz." dedi.
İlkokul sıralarında iken hep Türkiye'nin üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili olduğunun anlatıldığını hatırlatan Çelik, şunları söyledi: "O gün düşman dedikleriyle bugün problemlerimizi
teker teker çözmeye çalışıyoruz. Daha dün kanlı bıçaklı olduğumuz Suriye'ye şimdi vizesiz gidebiliyoruz. 'Ayıdan post, Moskoftan dost olmaz' dedikleri
Rusya, şimdi Türkiye'nin en büyük ticari ortaklarından biridir. Birbirimizle bu hayatı paylaştğımız gibi komşularımızla bu hayatı paylaşacağımız güzellikler ve menfaatler var. Bu bir diplomatik ustalık gerektirir."
Bu ülkede düşman üreterek birilerinin yolunu bulduğunu anlatan Çelik, "Herkes diyor ki şunlar devleti ele geçirmeye çalışıyor. Yıllar yılı bunu duyuyoruz. Solcular devleti ele geçirmeye çalışıyor. Sağcılar, Aleviler, İslamcılar,
Kürtler devleti ele geçirmeye çalışıyor. Devleti ele geçirmeye çalışıyor dediklerini alt alta yazsanız Türkiye'nin nüfusu ortaya çıkar. İnsan kendisine ait olan bir şeyi ele geçirir mi? Böyle bir şey varsa demek ki biz bu kadar insana kendilerini bu devlete ait olduğu hissini verememişiz" şeklinde konuştu.
Ülkede yıllarca iç ve dış düşman üretildiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu düşman üretme paranoyası nedir biliyor musunuz. Şu an Ergenekon diye bir dava görülüyor. Onun da mantığını ifade edelim. Bir mahallede hiç hırsızlık vakası yoksa mahalle bekçisinin bir önemi kalır mı? Kalmaz. Mahalle bekçisi akıllıysa, kendi konumunu muhafaza etmek için mahallede hırsızların kol gezdiğini yayması lazım. Hatta daha akıllıysa arada bir iki kapıyı kendisinin yoklaması lazım. İşte Ergenekon budur. Hala Bingöl'de şehit edilen 33 askerin nasıl şehit edildiği karanlık bir noktadır. Ama yavaş yavaş aydınlanıyor. Türkiye'de ne kadar karanlık varsa millet iradesiyle aydınlanacaktır."
CİHAN