AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik,
TBMM Genel Kurulu'nda
CHP'lilerin
pankart açmasını değerlendirirken, 'İki üniversite öğrencisini dinleyici locasında pankart açtığı zaman hapse atacaksınız, onları cezalandıracaksınız ama milletvekili olarak
Meclis'te ellerinizde pankartlarla, sokakta herhangi bir vatandaşın tepkisini dile getirmek için kullandığı bir vasıtayı, bir şekli orada icra edeceksiniz... Bu, kabul edilebilir bir şey değildir' dedi.
Çelik, AK Parti
MKYK toplantısının ardından parti genel merkezinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Toplantıda, iç ve dış gelişmelerin yanı sıra 'demokratik
açılım' çalışmalarının ele alındığını kaydeden Çelik, dün ve bugün bazı basın yayın organlarında ileri sürülen iddiaları yalanladı. Çelik, şunları söyledi:
'Pazartesi günü Sayın
Başbakan'ın
pazar günü katıldığı TRT-1'de yayınlanan bir programda kullanılan bazı ifadelerden yola çıkan bir gazetemiz, 'görevden almaya çalışmış' şeklinde bir
manşet atmıştır. Sayın Başbakan bu TV programında sadece bu konuyla ilgili olan yasal prosedürü ve mevzuatı ifade etmiştir. Böyle bir çalışma yaptığını ve yaptırdığını asla ifade etmemiştir. En tepedekinden en
küçük devlet memuruna kadar, kimin nasıl incelemeye, soruşturmaya ya da yargılamaya tabi olacağı, bizim yasalarımız da mevzuatımız da gerekli düzenlemeler vardır. Sayın Başbakan da bunu bilir. Sayın Başbakan'ın ilgili mevzuatı ifade etmiş olması, 'görevden almaya çalışmış' şeklinde ifade edilebilir mi, onu sizlerin ve kamuoyunun taktirine sunuyorum.
Öte yandan, bir köşe yazarımız hızını alamayarak, Sayın Başbakan'ın Başbakanlık'ta uzmanlara bir çalışma yaptırdığını, Sayın
Genelkurmay Başkanı ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanını görevden alabilmek için bir çalışma yapmalarını, bunun nasıl olacağını araştırmalarını istediğini yazıyor. Onların da böyle bir çalışma yaptığını, bir
rapor yazdığını ve bunu Sayın Başbakan'a sunduklarını ifade ediyor. Bu da kesinlikle doğru değildir. Sayın Başbakan'ın böyle bir talimat verdiği doğru değildir, böyle bir çalışma yaptırdığı doğru değildir. Bu raporun tamamlanarak Sayın Başbakan'a da sunulduğu kesinlikle doğru değildir. Bunu tekzip ediyoruz, sayın Genel Başkanımız adına tekzip ediyoruz.
Bugün yine bir gazetede manşet var. Diyor ki, TBMM'de demokratik açılımla ilgili genel görüşmenin ön görüşmesinde olup bitenlerle ilgili olarak, Başbakanımız, ara verildiğinde diğer grup başkanvekilleri nasıl ki Sayın
TBMM Başkanı ve başkanvekillerinin kullandığı odada, Sayın Başkan veya başkanvekilleriyle görüşmeleri nasıl paylaşıyorlarsa, Sayın Başbakan da oraya bir Başbakan sıfatıyla değil, AK Parti'nin Grup Başkanı sıfatıyla gitmiştir. TBMM'de yapılması da esasen doğru olmayan bazı davranışlarından dolayı kendi tepkisini ifade etmiş, görüşlerini ifade etmiştir. Muhalefet milletvekillerinin zaman zaman kürsünün başına giderek, zaman zaman da TBMM Başkanlık Makamına asla hitap edilmemesi gereken ifadelerle hitap ettiklerini biliyorsunuz. Sayın Başbakan'ın Grup Başkanı sıfatıyla Meclis Başkanı'na, Meclis Başkanlığı makamına kesinlikle uymayacak şekilde talimat vermesi veya buna benzer bir ifade kullanması söz konusu değildir. Sadece burada bu görüntülerin doğru olmadığını, bu pankartların, TBMM Genel Kurulu'nda olmaması gerektiğini ifade etmiş, Sayın Başkan'dan bunlara müdahale edilmesini rica etmiştir.'
Başbakan Erdoğan'ın 'hakkını kullandığını' ifade eden Çelik, 'Meclis Başkanı'nın şahsına yönelik ve kesinlikle Sayın Başbakan'a da yakışmayan, Sayın Meclis Başkanı'na da yakışmayan tutum sergilenmesi, ifade kullanılması, bir müdahale teşebbüsünde bulunulması asla söz konusu değildir' dedi.
'MECLİS'İN CİDDİYETİYLE BAĞDAŞAN BİR ŞEY DEĞİL'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, 'demokratik açılımla' ilgili olarak dün TBMM Genel kurulu'nda yaşanan görüntülerle ilgili değerlendirmesinde, 'demokrasilerde böyle şeyler olur' dediğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
'Demokrasilerde, neyin nerede olacağıyla, neyin nerede olamayacağıyla ilgili hükümler çok kesindir ve bizim yasalarımızda bunlar vardır. Özgürlük her istediğinizi istediğiniz yerde, istediğiniz şekilde ifade etme anlamına gelmez.
İki üniversite öğrencisini dinleyici locasında pankart açtığı zaman hapse atacaksınız, onları cezalandıracaksınız ama milletvekili olarak Meclis'te ellerinizde pankartlarla ,sokakta herhangi bir vatandaşın tepkisini dile getirmek için kullandığı bir vasıtayı, bir şekli orada icra edeceksiniz, bu kabul edilebilir bir şey değildir. Meclis'in ciddiyetiyle bağdaşan bir şey de değildir.'
AA