Türkiye genelinde görece az gelişmiş
bölgelerde 7 ya da 8 yerde oluşturulacak cazibe merkezleri, öncelikle bulundukları bölgenin geliştirilmesini, daha sonra da çevredeki yerleşimlerin bu gelişme ivmesine katılmasını sağlayacak.
Alınan bilgiye göre, cazibe merkezlerinin belli oranda
büyüme ve gelişme ivmesi yakalamış, potansiyeli yüksek, ancak genel olarak az gelişmiş bölgelerde yer alan bazı şehirler belirlenerek, bunların gelişmiş bölgelerle farklarının dengelenmesinde kullanılması planlanıyor.
Bu şehirler aynı zamanda görece az gelişmiş bölgelerden
Ankara,
İstanbul,
İzmir,
Adana gibi büyükşehirlere yoğun göçün önlenmesine de yardımcı olacak.
Bölge ve il geneli ölçeğinden şehir ölçeğine inen bir planlama ve
kalkınma anlayışı temelinde oluşturulacak merkezler, az gelişmiş bölgelerin sosyal,
ekonomik göstergeler itibariyle asgari bir gelişme seviyesine yaklaşmasına ve göçün kendi yöresindeki gelişme potansiyeli olan bölgelere yönlendirilmesine
hizmet edecek.
İl’in aslında homojen bir yapı olmadığını, esas ekonomik faaliyetin yoğunlaştığı bir şehir merkezi, bir de "kırsal nitelikli" çok geniş bir çevreden oluştuğunu ve bu iki alanın faaliyet türü, ekonomik ve sosyal yapısı itibariyle çok farklılaştığını dikkate alan DPT, cazibe merkezleri için şehir merkezlerine odaklanacak. Yani bu merkezler, az gelişmiş bölgelerde şehir odaklı bir ekonomiye geçişin önemli araçları olacak şekilde
desteklenecek.
Cazibe merkezleri, bir taraftan gelişme dengelerini bölgenin lehine değiştirmeye çalışırken bir taraftan da
üretim potansiyelini yeterince kullanamayan ya da verimsiz alanların da potansiyel ve yetenekleri doğrultusunda daha verimli hale getirilmesini sağlayacak.
ULUSAL REKABET GÜCÜNE KATKI
Cazibe merkezlerinin kuruluşundaki temel amaç ise ulusal kalkınmaya, ulusal
rekabet gücüne katkı verecek yerlerin tespit edilmesi, daha düşük verimle çalışan yerlerin verimli hale getirilmesi, verimsiz yerlerin asgari verime ulaşabilecek yapıya kavuşturulması.
Bunların hepsi şehir ekonomisinin canlanmasını sağlayacak. Bir başka deyişle merkezler, tarımsal, kırsal bir yapıdan sanayi-hizmetler ağırlıklı bir sektörel yapıya dönüşümün mekansal yansımaları olacak.
KALKINMA AJANSLARI DESTEK VERECEK
Bu arada çalışmanın, hem kaynak kısıtı hem de dengeli bir yapı oluşturmak zorunluluğundan dolayı, 7 ya da 8 merkez ile sınırlı olması bekleniyor.
Özel bir kurumsal yapı gerektirmeyen cazibe merkezlerinin oluşturulacakları yerlerdeki belediye, il özel idareleri,
sivil toplum kuruluşları, ticaret ve sanayi odaları ile üniversitelerin uyumlu çalışması, merkezlerin işlerliği için yeterli olacak. Ülke genelinde oluşturulacak 26 kalkınma ajansı da bu noktada cazibe merkezlerini destekleyecek.
Kurulma çalışmaları halen devam eden kalkınma ajanslarının esas fonksiyonu bütün bölgeyle ilgili iken cazibe merkezleri şehir merkezi odaklı olacak.
NERELERİN OLABİLECEĞİ ARAŞTIRILIYOR
DPT, nerelerin cazibe merkezi olabileceğine dair bir çalışma yapıyor. Bu kapsamda Ankara’nın doğusunda tespit edilmiş 13-14 merkez var, ancak bu rakam 7 ya da 8’e indirilecek.
Çalışmanın
Avrupa Birliği’nin 2007 ve sonrasında sağlayacağı, bölgesel gelişme ve beşeri kalkınma amaçlı mali yardımlar için hazırlanan stratejik çerçevede de dikkate alınması düşünülüyor.
Türkiye’nin bölgesel gelişme sorunlarının sınırlı olan AB kaynaklarıyla çözülemeyeceğini dikkate alan DPT, 2007 itibariyle bölgesel gelişmeyi
ihmal etmeden rekabet gücünü destekleyen yeni bir süreci ve bunun uzantısı olan cazibe merkezleri uygulamasını başlatmayı planlıyor.