'
Özür diliyorum' kampanyasında
imzalanan metnin sözde
Ermeni soykırımını kabul etme anlamı taşıdığını iddia eden Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, canlı yayında sorusuyla
Ece Temelkuran'ı zor durumda bıraktı.
Habertürk ekranında
Milliyet yazarı Ece Temelkuran ile Habertürk Haber Müdürü Erdoğan Aktaş'ın konukları,
avukat Kezban Hatemi ve yazar
Ömer Laçiner ile
emekli büyükelçi Nüzhet Kandemir ve
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ idi.
Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir, programdaki konuşmalardan yaptığı çıkarımda Hatemi ve Laçiner'in de soykırımı kabul etmediğini anladığını belirtti ve "Türk
halkına bir soykırım fiilini işlemiş olduğunu iddia eden bir metnin kesinlikle kabul edilemez olduğunu ben burada söylüyorum. Burada da hepimiz o konuda mutabık olduğumuz ortaya çıkıyor" dedi.
Milliyet gazetesi yazarı ve programın sunucularından Ece Temelkuran ise, "Belki de bu imzacılar arasında soykırımın olduğunu kabul edenler var" diyerek, Kandemir'in değerlendirmesine göndermede bulundu. Araya giren Şükrü Elekdağ ile Temelkuran arasında şu
diyalog yaşandı:
Şükrü Elekdağ: Size sorayım ben.
Soykırım sözü orada geçseydi imzalar mıydınız?
Ece Temelkuran: Bir saniye şunu soracağım Nüzhet Bey.
Şükrü Elekdağ: Hayır,
cevap verin.
Ece Temelkuran: Niye? Cevap vermek zorunda değilim.
Şükrü Elekdağ: Değilsiniz. Beyefendiye de hanımefendiye de şunu soracağım.
Ece Temelkuran: Ben de tamda sizin bu tavrınızla ilgili Şükrü Bey...
Şükrü Elekdağ: Diyeceğim ki, metinde soykırım sözü olsaydı imzalar mıydınız?
Ece Temelkuran: Lütfen, çok tehlikeli bir şey yapıyorsunuz. Beni bu pozisyona sokmayın lütfen. Benim karşı çıktığım şey bu metni imzalamaktaki amacım, 'soykırım' sözcüğünü kim kullanıyor diye peşine koşulan bir ortamı zaten
protesto etmek. İsteyen soykırım sözcüğünü de kullanır. Böyle bir düşünce özgürlüğü var burada. O yüzden Nüzhet Bey'in o dediği laf doğru değil.
Temelkuran neden imzaladığını anlattı
Ece Temelkuran, 'Özür diliyorum' başlıklı belgeyi imzalamasının sebebini şöyle ifade etti:
"O zaman ne olduğu, soykırım lafı üzerinden iki tarafta da kurulan
endüstri beni çok rahatsız ediyor bu
tartışma. Benim en çok önemsediğim şey şu; bu dünya üzerinde şimdi bu topraklarda yaşayan kadar Anadolu'lu olan tek bir halk var, o da Ermeniler. O en sert Ermeniler bile, diasporanın en beter Ermenileri bile ben
Türkçe konuştuğum zaman kendi ninelerinden öğrendikleri Türkçe ile konuşup, ağlıyorlar. Siz ne kadar kabul etmeseniz de biraz duygusal bu mesele. Kendi payıma düşen duygusal görevi yerine getirmek istedim, o yüzden imzaladım."
İşte o metin
“1915’te
Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük
Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
TELEVİZYON GAZETESİ