Ancak patlayan bombayı hareke geçirmesi gereken ikinci kilit kayıp. Uzmanlar bombanın ikinci bir kişi tarafından da patlatılmış olabileceğini söylüyor.
Ankara'yı kana bulayan
canlı bomba eylemiyle ilgili bilgileri tasnif etmek gerekiyor. Yoksa zaten yeterince karmaşık olan fotoğrafın içinde okunacak kareler bulmak zorlaşıyor. İsterseniz
Güven Akkuş'un bağlı olduğu TİKB
örgütünden başlayalım. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in affettiği 270
terörist arasında TİKB mensubu 14 kişi yer alıyor. Örgüt daha önce MİT'e, Emniyete ve İstanbul'da
Amerikan askerlerine yönelik eylemleri gerçekleştirmiş. Halkı, kitleleri
hedef almayan, belirlediği nokta hedeflere eylem yapan bir örgüt olarak nitelendiriliyor. Örgüt 1991 yılında silahlı eylemi bırakmış. En azından
emniyetteki kayıtları onu gösteriyor.
AKKUŞ'UN BAĞLANTILARI
Patlayıcı ile eylem yapan tek örgüt olarak
PKK gösteriliyor. Bir dönem TİKKO'da
patlayıcı ile suikast girişiminde bulunmuştu. Dönemin Çankırı Valisi Ayhan Çevik'e karşı. Ancak bu münferit bir olay olarak gösteriliyor.
“Teknik ve taktik olarak eylem PKK'nın işi” deniliyor. 1996-98 yılları arasında cezaevinde yatan Akkuş'un burada PKK ile irtibat kurup, örgüt değiştirdiği tahmin ediliyor. Cezaevinden çıktıktan sonra bir süre sonra ortadan kaybolması, PKK'nın
yurt dışındaki bir eğitim kampında yetiştirildiği devre olarak nitelendiriliyor. Devletin ilgili birimlerindeki kanaat, bu eylemin
teknik ve taktik olarak PKK'nın işi olduğu yönünde.
TİKB'YE OLAY GÜNÜ OPERASYON
Canlı bomba eyleminin olduğu 22
Mayıs günü Ankara polisinin canlı bomba Güven Akkuş'un bağlı olduğu belirtilen TİKB örgütüne yönelik olarak
operasyon yaptığı bilgisi kesinlik kazandı. Ankara Emniyeti'nden alınan bilgiye göre sabah saatlerinde TİKB üyelerine yönelik operasyon yapan Ankara polisi 10 kişiyi gözaltına aldı. Polisteki ilk sorgularının ardından 4 kişi serbest bırakılırken, diğer 6 kişinin sorgusunun derinleştirildiği öğrenildi. Ancak 6 kişinin sorgusu devam ederken
akşam saatlerinde daha önce TİKB'nin aktif bir elemanı olan Güven Akkuş canlı bomba eylemini gerçekleştirdi. Akkuş'un bu eylemi yaparken, TİKB'ye yönelik operasyondan bilgisinin olup olmadığı sır olma özelliğini koruyor. Ankara polisinin diğer 6 kişiyi de sorguladıktan sonra serbest bıraktığı öğrenildi.
Pimi Akkuş mu çekti, başkası mı?
Patlayıcıların 2006 yılı
Aralık ayında yani Kurban Bayramı'ndan hemen önce
Türkiye'ye giriş yaptığı,
Irak'tan getirildiği belirtiliyor. Ancak doğrudan
Kuzey Irak yerine daha güvenli olduğu için Irak-
Suriye-Türkiye hattının
tercih edildiği ifade ediliyor. Bu bir sır değil. Daha önce de çeşitli defalarca dile getirilmişti. “O patlayıcılar işte bunlar” deniliyor.
Bir başka nokta daha. Canlı bombanın üzerindeki çift ateşleyici ya da çift kilit
sistemi emniyet birimlerinin de üzerinde durduğu bir nokta. Çift ateşleme sistemi eylem sırasında Akkuş'un dışında birilerinin de olduğunu göstermesi açısından önemli. Ateşleme sisteminin çift buton ya da düğme ile harekete geçirilmesi olarak tanımlanıyor bu sistem. “Duble Check” sistemi de deniliyor. Bombayı patlatmak için iki ayrı butona basmak, ya da iki ayrı merkezden pimi çekmek şeklinde
tarif ediliyor. Biri canlı bomba Akkuş diğeri ise uzaktaki bir merkez. Akkuş oraya gönderildikten sonra uzaktan birileri düğmeye basıp mı havaya uçurdu, yoksa kendisi hedefi beklemeden telaşlanıp
ölüm pimini mi çekti? Bunlar aydınlatılmayı bekliyor. Bir nokta daha var. Eğer Akkuş pimi çekmedi de mekanizma uzaktan bir noktadan harekete geçirildiyse bu neyle sağlandı? Frekans düzenleyici devreler Telsize göre mi, cep telefonuna uygun olarak mı, yoksa Laptop'a ayarlı mı hazırlandı?
Yenişafak