Muhtemel canlı bomba olarak aranan Bulut Y'.nin babası Şinasi Y., "Zonguldak'ta 21 yıl maden ocaklarında çalışarak çocuklarımı okutmak istedim. Ben çok sıkıntı çektim, çocuklarım da o sıkıntıyı çekmesin istedim" diye konuştu. Oğlunu en son 1 yıl önce gördüğünü söyleyen acılı baba, "Benim çocuğumun canlı bomba olma şansı yok, olamaz. Bu benim görüşüm, bu bir babanın isteği. Eğer benim oğlum canlı bomba olursa benim verdiğim terbiyelerin hiçbir tanesini taşıyamamış. Eğer bir polis memuruna, bir askere kıyıp böyle bir şey yaparsa, Şinasi Y.'nin oğlu olamaz" dedi.
"KEŞKE OKULU BIRAKMALARINI ENGELLEYEBİLSEYDİM"
Şinasi Y.,'nin Şafak Y. adlı oğlu, terör örgütü DHKP-C üyeliğinden Tekirdağ Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Bulut Y. adlı oğlu ise muhtemel canlı bomba olarak aranıyor. İki evlat acısını bir arada yaşayan Şinasi Y., canlı bomba olarak aranan Bulut'un 2005 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi'ni, kardeşi Şafak'ın da 2009 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandığını belirtti. Şinasi Y., oğullarının örgüte katılmasını içinde bulundukları ortamlara bağladı. Kederli baba, "Keşke okulu bırakmalarının önüne geçebilseydim. Bunu başaramadığım için iki oğlum da örgüte katıldı" şeklinde konuştu.
Üniversitede okurken her ay oğluna 300 TL gönderdiğini söyleyen baba Şinasi Y., şöyle devam etti: "Oğlum 150 TL de devletten alıyor. Aldığı 150 TL'yi kiraya veriyor. 'Çocuğum okuyor ve edebiyat öğretmeni olacak' diye çok mutluyum. Ama iki yıl sonra bakıyorum ki benim oğlum okulu bırakmış. Ankara'da bir cezaevinde 45 gün yatmış ve baba olarak ben bunlardan daha sonra haberdar oluyorum. Oysa ben onlara yüreğimi, sevgimi, her şeyimi verdim."
"FUTBOL KULÜBÜNE KAYDETTİRDİM"
Şinasi Y., canlı bomba olarak aranan oğlunu en son geçen sene gördüğünü hatırlattı. Acılı baba, bu görüşmeyi şöyle anlattı: "Sadece 1 gece kaldı. İkinci gece mümkün değil yatmaz. Kendilerini bazı şeylere teslim etmişler. Ben onlarla diyaloğumu çok koparabilirdim. Hiç yüzüme bile koymazdım. Ama haber alamazdım. Ben onların gittiği yolu sevmediğim halde bile diyaloğu koparmamaya çalıştım. Ama bir zaman sonra diyalog kendiliğinde koptu zaten. Ben çocuklarımı en iyi koşullarda yetiştirdim. Onları başta saz olmak üzere folklar ve farklı kurslara gönderdim. 21 yıl amatör futbol oynadım. Çocuklarımın ikisini de oynadığım aynı kulübe kayıt ettim. Onlara şiddetten ziyade hoş görünün önemini öğretmeye çalıştım."
"ATATÜRK'TEN BAŞKA DEVRİMCİ TANIMIYORUM"
Baba Şinasi Y., "En büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ondan başka bir devrimci ben tanımıyorum. Öyle devrimci yok. Atatürk ülkesine hizmet eden en büyük insan. Demir yolları döşemiş, şeker fabrikası açmış, Sümerbank'ı açmış ve böyle bir devrimciyi biz bırakıp başkalarını mı örnek alacağız? Ben bunu kabul etmem. Benim çocuğuma verdiğim terbiye bu. Bir devrimci var mı? Benim için devrimci Mustafa Kemal Atatürk ve başka bir devrimci yok" dedi.
Oğlunun bir canı incitmeye veya bir canı alamaya hakkı olmadığını söyleyen Baba Şinasi Y., şunları kaydetti: "Eğer benden bir kültür almışsan, benim bu yüreğimi taşıyorsan bir can alamazsın. Ben insanı çok seven biriyim. Çok zayıf tarafım burası. Hümanistim, insanı severim. Önceden Abdullah Öcalan'a bile ilk yıllarında sempati duydum. Niye? Türkiye'de kötü işler var, onlara karşı çıkıyor diye. Öyle zannediyordum. Ama kendi Kürt çocuklarını, kendi Kürt kardeşlerini öldürdü. Bunları yaşayarak öğrendim. Bir insan Kürtmüş, Lazmış, Gürcüymüş önemli değil. Önemli olan benim için insan olmasıdır."
"DHKP-C GEREKİRSE PKK İLE İŞBİRLİĞİ YAPAR"
Baba Şinasi Y., çocuklarını kandıran terör örgütü DHKP-C hakkında şu ifadeleri kullandı: "DHKP-C gerekirse PKK ile işbirliği yapar. Benim çocuklarım uyansın. Bu örgüt sadece kendi eylemlerini yapan bir örgüt değil. Bu örgüt gerekirse PKK ile iş birliği yapıyor. Benim çocuklarım kandırıldı. 25 yaşındaki çocuğun fikirleri olgunlaşır mı? Olgunlaşması için yaşaması lazım. Yaşamadan olgunlaşamaz. Ben çocuklarımın beynini başkası yıkadı ifadesini kabul edemem. Her şeye bilinçli gitmişler ama yanlış. Gittikleri yolu tavsiye etmem. Eğer çocuğumun beynini başka biri yıkamışsa ben demek ki hiçbir şeyim ve onlara hiçbir şey verememişim. Bu beni aşağılar."
CİHAN