Ergenekon'un sırrı ve organize işler
ETÖ
soruşturmasında çok önemli gelişmeler var ki; 'ETÖ
lobisi soruşturmayı baltalıyor mu?' sorusu yaygın bir şekilde sorulmaya başlandı. Son birkaç günde çok kritik gelişmeler yaşandı.
E.
Org.Hurşit
Tolon çok tartışılan bir kararla serbest kaldı. Kamuoyunun merdivenden düşüp komaya girdiğini sandığı E.Org.Şener
Eruygur ile ilgili ses kaydı ortaya döküldü. İddialara göre
paşa sapasağlam ve tüm
Türkiye aldatılmış.
GATA büyük bir zan altında kaldı. Tam bu esnada Eruygur'un eşi
Mukaddes Eruygur'un Tolon'u da
tahliye eden 12. Ağır
Ceza Mahkemesi ile ilgili olarak '12. ve 14.
Ağır Ceza bizden. Ayrıca
Ankara İzmir ve
İstanbul baroları da hazır' türü akıllara ziyan bir konuşması ortaya çıktı.
Neresinden bakarsanız bakın kallavi bir skandal. Üstelik Eruygur'un
ses kayıtları olmasa da biliyoruz ki
Hurşit Tolon'un avukatları
dosyayı 12. Ağır Ceza'ya düşürmek için olağanüstü çaba sarf etmiş. İnce bir
hesap kitap sonrası 12. Ağır Ceza'nın nöbetine denk getiriliyor.
14. Ekim'de tahliye talebine ret veren
mahkeme bu kez tahliye veriyor. Üstelik
beraat gibi bir gerekçe yazarak. Sanki Tolon Paşa sadece Lobi belgesini elinde bulundurduğu için tutuklanmış gibi bir
algı da oluşturarak. Oysa herkes biliyor ki Tolon Paşa
terör örgütü kurup yönetmekten tutuklanmıştı.
Hatta evinde çok suç unsuru barındıran fişlemeler bulunmuştu. Aynı gün
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargah Evleri soruşturması kapsamında
operasyona başladı. Siviller 'davet edilerek' gözaltına alındı. Hatta operasyon bir
gazete tarafından fotoroman yapıldı.
İlginçtir
İşçi Partisi ' soruşturmayı biz istedik' açıklaması yaptı. GATA gibi
savcılık da zan altında kaldı. Yine aynı günün akşamı İstanbul Başsavcılığı ETÖ soruşturmasını yürüten 13.
Ağır Ceza Mahkemesi için yeni savcı atadı.
Yine ilginçtir İP yayın organı
Aydınlık '
HSYK , 13.Ağır Ceza'ya yeni savcılar atasın' çağrısıyla çıkmıştı. Bu süreçte bazı çevrelerin yoğun bir şekilde savcılardan savcı beğenip HSYK üzerinde lobi yaptığı ortaya çıkmıştı. GATA, 12. Ağır Ceza ve askeri savcılıkla birlikte bu kez de HSYK zan altında kaldı.
Yargıtay 8. Dairesi'nin aldığı '
telefon dinlemenin tek başına
delil olamayacağı' kararı da ayrı bir
tartışma konusu.
ETÖ'nün avukatlığına soyunan bazı çevrelere göre
dava çöktü ve tüm sanıklar serbest kalmalı. Peki ETÖ sadece
telefon dinleme üzerine mi yapıldı? Bombaları, suikast planlarını,
Danıştay saldırısını, lav silahlarını, S 1 listelerini, devlete ait gizli evrakları ne yapacağız?
Bütün bunlara İP kaynaklı buyurgan tavırlar ile GATA kaynaklı 'örtbas' dedikoduları eklendiğinde soru işaretleri artıyor. Görünen o ki, ETÖ lobisi yoğun bir mesaide.
Genelkurmay'ın cezaevine yaptığı resmi ziyaretle başlayan süreçte soruşturmaya sınır çekilmeye çalışılıyor.
Organize bir şekilde savcılık kuşatılıyor. "Burada kalsın, yeni dalgalar olmasın, paşalar ve önemli kişiler 'doktordan' tahliye edilsin, ceza da
küçük bir çeteye yıkılarak dosya kapatılsın" isteniyor.
ÇANKAYA’DA DA ORGANİZE İŞLER Mİ ?
Literatüre 'Yamyam kavgası' olarak geçen
Çankaya Belediye Başkanı
Muzaffer Eryılmaz ile ilgili soruşturmada ilginç gelişmeler oluyor. Malum, mevcut başkan Eryılmaz'ın eylül ayında ortaya çıkan ses kaydında belediyedeki rüşvet çarkı bütün ayrıntılarıyla ortaya dökülmüştü.
Eryılmaz, CHP'li meclis üyeleri için 'yamyamları doyuramıyorum' demiş, çarpıcı itiraflarda bulunmuştu. Ankara
Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açmış, mülkiye müfettişleri inceleme başlatmıştı. Ankara kulislerine göre soruşturmaya enteresan müdahaleler oluyor.
Belediyede inceleme yapan müfettişler 6 ayrı dosyada, 'evrakta sahtecilik,
ihaleye fesat karıştırma' gibi ciddi suç unsurlarına rastladı. Bu nokta da 'başkanvekili' statüsündeki bazı önemli şahısların devreye girmesiyle soruşturmaya müdahale ediliyor.
Dosyadaki bazı somut veriler yok sayılarak da 'görevi
ihmal' boyutuna indiriliyor. Soruşturma bundan sonra nasıl ilerler bilinmez ama kulislerde çok ilginç senaryolar var.
Adem
Yavuz ARSLAN - BUGÜN