'367 Hurafesi' daha şimdiden '
Çankaya Karikatürleri' arasındaki yerini aldı. 14
Nisan Mitingi'nden de hiçbir sonuç çıkmaz. Ulusalcı-laikçi tepkiler beyhude. Kaybettiler...
Yeni Cumhurbaşkanı TBMM'nin seçeceği bir AKP'li
vekil: Başka yolu yok...
2007
Cumhurbaşkanlığı Seçimi
Türkiye için gerçek bir dönüm noktası anlamına geliyor: Çankaya'ya kimin çıkacağını bu defa askerler belirlemiyor. "Normalleşme" işte budur!
***
Hepsini bir kenara koyduktan sonra Çankaya'ya çıkacak yeni
cumhurbaşkanının kim olması gerektiği hususuna geçebiliriz...
Erdoğan, Çankaya arzusunu ta en başından beri yoğun olarak yaşıyor. Şu an itibarıyla da bu isteğinden vazgeçmiş görünmüyor. Adaylık sürecinin başlaması için son birkaç gün. Çankaya'ya çıkıyorum dediği an, 11. Cumhurbaşkanı'dır...
Köşk'e çıkması fazlasıyla meşrudur. Rejimsel açıdan hiçbir mahzuru da yok. Gelgelelim, böyle bir kararın siyaseten doğruluğu tartışmalıdır. Erdoğan
Başbakanlığı bırakıp 'yukarıyı'
tercih ederse, bunun adı resmen "Çankaya'ya Kaçmak" olacaktır! Aynen,
Özal ve
Demirel'in yaptığı gibi...
Erdoğan, partisinin tek başına iktidara geldiği 3
Kasım kampanyasında
seçmenden Çankaya için mi oy istemişti? Siyasi vaatlerini yerine getirmeden "Haydi bana eyvallah" deyip Çankaya'ya giderse; buradan -siyasi koşusunun temelinde kişisel tavrının
baskın olduğu/şahsi amacının ülkeye
hizmet etme gayesinin önüne geçmiş bulunduğu sonucu çıkar...
Erdoğan'ın başbakanlığa devam etmesi, hem Türkiye hem de partisi için doğru tercihtir. Demirel "Erdoğan Köşk'e çıkmazsa kendisini bitirir" diyor! Tersine, "Ben bu ülkeye hizmet etmek için Çankaya gibi bir makamı bile elimin tersi ile itiyorum!" diyerek yoluna devam ederse geniş çapta/çok büyük bir prestij kazanır. Genel seçimde AKP'nin oylarını artırarak tek başına iktidara gelmesini garantiler. İstikrarın kemikleştiği, siyasi reformların genişlediği bir ikinci dönem Erdoğan'la yaşanabilir...
Parti yöneticileri "Başbakan Çankaya'ya çıkmazsa biz bu durumu seçmene nasıl izah ederiz?" diyorlar...
Vekillerin çok büyük kısmının Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını istedikleri aşikar: Buna mukabil, seçmen bazında ve parti tabanında başbakan olarak kalmasını arzu edenlerin sayısı daha fazla...
Milletvekillerinin, parti yönetiminin Başbakan'ı Çankaya'da görme arzusu -aslında "partide taşların yerinden oynamasını istemelerinden yani bir şekilde kendi yollarının da açılacak olmasından" kaynaklanıyor...
Erdoğan yukarıya çıkarsa AKP'nin bütünlüğünü eskisi gibi koruyamama/giderek parçalanma riski var. AKP için en iyi tutkal, Erdoğan'ın liderliğidir. Anketlere göre, AKP'ye oy verenlerin ezici çoğunluğu Erdoğan'dan dolayı veriyorlar.
Erdoğan'ın Başbakan olarak kalması, Çankaya'ya Abdullah Gül'ün çıkması en doğru karar olur...
İlkinin siyasetçi, ikincisinin d
e devlet adamlığı niteliği daha fazla ön plandadır. Çankaya'ya çıktıktan sonra Erdoğan tarafsız kalmak zorundadır. Partisine yararı dokunamayacaktır.
Özal'ın Çankaya'daki yalnızlığına, tekrar siyasete dönme arzusuna
tanık olduk. Turgut Bey'i Çankaya'da ziyaret eden ne kadar vekil varsa hemen hepsi gazetecilere gelip -Özal'ın kendilerine nasıl dert yandığını, müthiş bunaldığını anlatırlardı!
Erdoğan'a "Malum tepkilere inat oraya çık" diye gaz vermeye çalışanlar; o ulusalcı/laikçi tepkilerin tümüyle kaybettiğini, Erdoğan çıksa da, çıkmasa da kaybettiklerini göz ardı ediyorlar. Başbakan "Ben yaptım, oldu" demeden, sağduyu ile karar verirse; kişisel değil, Türkiye için karar vermiş olacaktır...
Unutmayalım ki, artık eski hal muhal: Türkiye artık bölgesel bir güç. Hem Türkiye adına hem de siyaseten doğrusunu tercih etmek varken; bu şansı heba etmemeli, Erdoğan!
TAMER KORKMAZ ZAMAN