Peki bunun anlamı ne? Yeni gelecek
YÖK başkanı ne kadar rahat çalışacak? Köşk'e gönderilen istibaratlar doğru mu?
İşte Taha Kıvancın yazından YÖK'ün perde arkası
Rektörler atanırken...
Nazlı Ilıcak, dün, "YÖK Başkanı
Erdoğan Teziç gidici olduğu için gücünü kaybetti, bu sebeple
rektörlük seçimlerine fazlaca müdahil olamıyor" diye yazdı, sevinçle. Bana gelen haberler ise farklı. Prof. Teziç, hem kendinden sonra gelecek YÖK başkanını belirleme, hem de yeni rektörleri ayarlama çabasında. Giderayak...
Birbiri ardına dekanların şu sırada atanması 'topal ördek' tarzına benziyor mu?
İnsanlar ne kadar farklı. Sözgelimi yüksek koltuklarda oturan biri ben olsam, şimdi şu
akıl yürütmesinde bulunurdum: "Halktan büyük bir
destek almış hükümet kulaklara fısıldandığı gibi davranmıyor, bayağı 'şeffaf' bir
yönetim tarzı sürdürüyor; işini kolaylaştırmamda yarar var..." YÖK başkanı olsam, "Demek ki, bugüne kadar önyargılara dayalı davranışlarımız yanlışmış, biraz gevşemeliyim" derdim...
Galatasaray Lisesi'nde okurken, henüz çocuk denilecek yaşlarda, babasının yönlendirmesiyle gizlice dindersi alan, Kur'an-ı Kerim okumayı öğrenen biri olduğunu sağlam bir tanıklığı aktararak burada yazmıştım Prof. Teziç'in. Gençliğinde de 'müspet biri' bilinirdi. YÖK'e
veda edeceği şu sıralarda 'aslına rücu' etse fena mı olur?
Üniversite camiasından bir dostum, "Çok safsın, bırakırlar mı sanıyorsun?" dedi bana. YÖK'teki yapının başkan bile olsa tek bir kişinin taşları yerinden oynatmasına izin vermeyecek katılıkta olduğunu o dostumdan öğrendim. "Prof. Teziç'ten sonra YÖK başkanlığına getirilecek kişi bile belliydi;
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Tuncalp Özgen..." dedi dostum... Cumhurbaşkanı Sezer, daha önce pek yapılmayan bir iş yapmış ve rektörlük görevi üzerinde kalmak üzere YÖK üyesi olarak da atamış Prof. Özgen'i... Hem icracı, hem denetçi olmuş bu garip atama sayesinde Hacettepe rektörü.
Ahmet Necdet Sezer'in yerine Ak Parti'nin
tercih ettiği birinin
cumhurbaşkanı seçileceği iyice belirince, atamayı Sezer'in yapması için Prof. Teziç'in
istifa etmesi formülü gündeme gelmiş, ama ne olmuşsa Prof. Teziç ayak sürümüş... "
Hani ne olduğu tam anlaşılamayan, sizlerin DYP ile
ANAP liderlerini etkilemek için yapıldığını tahmin ettiğiniz 'suikast girişimi' vardı ya, tam da o günlerde" dedi camiadan dostum...
Hımm, çok ilginç...
Hacettepe Üniversitesi rektörlüğü bayağı önemli bir makam olmalı. Sekiz yıl önce ilk seçildiğinde Prof. Tuncalp Özgen'in en ciddi rakibi A. Murat Tuncer'di; Üniversitenin son seçimde ilk üç
aday arasına yerleştirdiği Prof. Tuncer'i Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunduğu listeye almadı YÖK...
2000 yılında Dokuz
Eylül Üniversitesi'nde (DEÜ) yapılan seçimde ilk üç arasına girmeyi başaran Prof.
Emin Alıcı'ya da aynı muameleyi lâyık görmüştü YÖK; Cumhurbaşkanı Sezer iki kez aday listesini çevirdi ve Prof. Alıcı'ya yer verilen liste önüne gelene kadar da direndi. Sonra da onu atadı DEÜ rektörlüğüne Cumhurbaşkanı Sezer...
Bakalım Prof. Tuncer için aynı kararlılığı gösterecek mi Cumhurbaşkanı Gül?
Yeni dönemde de adaylarla ilgili istihbarat bilgileri
Cumhurbaşkanlığı makamına sunuluyordur herhalde. Birinci ağızdan dinlediğim eski bir öyküden Cumhurbaşkanı Gül'ün haberi olmalı: Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın önüne getirilen istihbarat notunda "Bir kardeşi
PKK üyesi, diğer kardeşi irticaî faaliyetlere katılan biri" bilgisi sunulan rektör adayının, biraz araştırılınca, ailenin tek çocuğu olduğu, başka kardeşi bulunmadığı anlaşılmıştı...
İş işten geçtikten sonra... O olay üzerine önüne gelen notları daha sıkı sorgular olduğunu Cumhurbaşkanı Özal'dan dinlemiştim.
Sekiz üniversiteye rektör atanacak önümüzdeki günlerde. Her üniversite seçimini yaptı ve listesini YÖK'e gönderdi. YÖK de, Hacettepe Üniversitesi'ndeki yanlışlığı da içeren kendi listesini sundu
Çankaya'ya. Cumhurbaşkanı şimdi üç aday arasından en lâyık olanı atayacak.
Galatasaray Üniversitesi'nde olanı da duymuşsunuzdur sanıyorum. Sıralamada ilk üçe girenlerden Prof. Köksal
Bayraktar yaşı 64 olduğu için listeden çıkarıldı, onun yerine yalnızca bir oy almış bir profesörün adı yazıldı. Vaktiyle kendisinin de rektörlük yaptığı Galatasaray Üniversitesi'nde aynı koltuğa oturmasını istediği kişileri birinci ve üçüncü sıralara yerleştirdi Prof. Erdoğan Teziç. Bir dostum, "İkinci sıradaki Prof. Ahmet İnsel'in önünü 'bilgi notu' ile keserler nasıl olsa" görüşünde.
Çok kuşkuluyum. Sorbonne Üniversitesi'nde kürsüsü bulunan uluslararası üne sahip bir
öğretim üyesi Prof. İnsel; Galatasaray Üniversitesi rektörlüğüne çok yakışacaktır.
Cumhurbaşkanı bizim sistemde '
hakem' konumunda; kimin rektör olacağına karar vermek ise taraf tutmayı gerektiriyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün işi ne kadar zor...
TAHA KIVANÇ- YENİ ŞAFAK