Çağ
Hukukçular Derneği ve Yetmez Ama Evet Platformu 12
Eylül anayasa
referandumu hakkında panel düzenledi.
Kültür Müdürlüğü
Konferans Salonundaki panelde polisin güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Polis, vatandaşları üzerlerini aradıktan sonra panel salonuna aldı. Sivil polisler, güvenlik nedeniyle panelistleri dinleyen vatandaşların arasına oturdu.
Doç. Dr.
Osman Can, panelde yaptığı konuşmada, "Size ait olmayan bir yargı
sistemi olduğu zaman size
adalet dağıtması mümkün değil." dedi. Bir sistemin oluşturulduğunu, bu sistemin hukuk devletini değil hukuksuz bir devlet anlayışını ortaya koyduğunu belirten Doç. Dr. Can, şunları söyledi: "
Yargınızı demokratikleştirmedikçe hukuk devleti olamazsınız. Ne kadar çoğullaştırırsanız o kadar adalet sağlarsınız."
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK)'nu da eleştiren Doç. Dr. Can, "HSYK'da bir
Adalet Bakanı müsteşarı var gerisi yüksek
yargıç. Ve bunların icraatları bugüne kadar açık. Darbecilerin karşısında emir komuta zinciri içerisinde çalışmış kurumlardır. Onların arşivleri açılsın o arşivlerde çok şey göreceksiniz. Sadece kendilerine ideolojik olarak yakın insanların
Yargıtay'a ve Danıştay'a seçilmesinde aracı olarak çalışıyor."
Gazeteci Ergun Babahan ise
Türkiye'nin önünde önemli bir fırsatın olduğunu söyledi. Yargıtay Başkanının dün yaptığı konuşmada, yargının siyasallaştığı ve sistemin bozulma tehlikesinden bahsettiğini hatırlatan Babahan, "O da bana rahmetli
İlhan Selçuk'un bir fıkrasını hatırlattı. Bektaşi elinde şarap şişesi ile giderken önüne bir dilenci çıkıyor ağzı yüzü çarpık. Bu kişi yalvarıp yakarıp sadaka istiyor. Bektaşi de şarabı uzatıyor al diyor.
Dilenci haşa çarpılırım diyor. Bektaşi de çarpıl belki düzelirsin diyor. Bizim yargı sistemimizde o konumda. Bozulacak diyorlar, çarpılırız diyorlar. İnşallah
12 Eylül günü bir çarpılır da sistemimiz düzelir. Çünkü hepimizin
tanık olduğu üzeri halkı, hepimiz yok sayan bir sistem." dedi.
Babahan, Türkiye kuruluşundan bu yana korkular üzerine yöneltildiğini dikkat çekti. Babahan, "Eskiden komünizm tehlikesi vardı, ardında irtica tehlikesi şimdi bölücük tehlikesi var. Her türlü hak ve
özgürlük talebi bastırılmaya çalışıldı. İnsanlar bunlara yürekten inandı. Çünkü korkular insanları etkileyen şeyler." diye konuştu.