Gündeş, 'Private Security' adlı özel güvenlik dergisinde Dündar'ın babası A.R. Dündar'ı anlatan bir yazı kaleme aldı. Dündar'ın babasının kendi
personel başkanlığı zamanında MİT'e alındığını öne süren Gündeş, "Ana karargâhta idarî bir görevi vardı. Çalışkan ve
temiz bir kişiliğe sahipti. Kendisini severim." dedi. Dündar'ın bugünkü mevkisini babasına borçlu olduğunu savunan Gündeş, şöyle devam etti: "Çünkü dar gelirine rağmen babası A.R. Dündar, oğluna iyi eğitim vermek için çırpınmış,
Can Dündar'ı bugünkü mevkiine taşımıştı."
Tüm Özel
Güvenlik Dernekleri Federasyonu Başkanı
Nuri Gündeş, 'Private Security' dergisinin şubat sayısında 'Milli
İstihbarat Teşkilatı'nın geleneğine ters düşen bir
gazete haberi' başlığı ile ilginç açıklamalarda bulundu.
Can Dündar'ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı eski
Başbakan Bülent Ecevit'in arşiviyle ilgili yazı dizisinde MİT'le ilgili dokümanlara yer verdiğini hatırlatan Gündeş, şunları söyledi: "Bu dokümana göre güya MİT'te sağcılar hakimmiş. Haberin dayanağı çok eski de olsa içeriği bakımından önem taşımaktadır. Ecevit'in arşivinde birçok doküman olmasına rağmen MİT ile ilgili bir rapora yer vermesi Can Dündar için doğaldı. Babası benim personel başkanlığım zamanında işe alınmış bir
teşkilat görevlisiydi." Yazısında Ecevit'in 'MİT kompleksi' olduğunu ileri süren Gündeş, Ecevit'in MİT hakkındaki kuşkularının kafasına ve ruhuna taht kurduğunu iddia etti. Gündeş, Ecevit'teki MİT kompleksinin, bölücü
terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın teşkilat tarafından yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinden sonra bittiğini kaydetti. Gündeş, şunları söyledi: "Rahmetli Ecevit'teki MİT kompleksinin rastlantılara bağlı oluşu kronolojik olarak şöyle gelişmiştir. MİT'in saygın büyüklerinden A. Argun'un teşkilatça verilen
telefonu ev nakli dolayısıyla telefon idaresine iade edilmiştir. Bir süre sonra tesadüfen bu numara Ecevit'e tahsis edilmiştir.
Birgün Sayın Ecevit'in bu yeni telefonu çalmış, değişik bir ses Abdullah Bey'le görüşmek istediğini ısrarla yinelemiştir. Sayın Ecevit durumdan tedirgindir. İnceleme yaptırır, bu telefonun kendisinden önce MİT büyüklerinden birine ait olduğunu öğrenir. Hemen bir
basın toplantısı yapar. 'Bu MİT denilen kuruluş benden ne istemektedir? Bari kafamı yarsalar da içindekileri öğrenseler.' diye serzenişte bulunur."