Gazeteci Can Dündar, özgür medyayı susturma ve medyaya darbe operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Samanyolu Haber TV'ye telefonla bağlanan Dündar hukuk ve birlik mesajı verdi.
Operasyonun 17-25 Aralık'ı unutturmak ve üstünü kapatmak amacıyla yapıldığına dikkat çeken Dündar, “Çok iyi biliyoruz ki gözaltına alınanların bir kısmı 17 Aralık operasyonunda görev almış emniyet görevlileri, savcılar ve bunun üzerine giden gazeteciler. Dolayısıyla asıl iktidarın meselesinin kendisine yönelik yolsuzluk belgelerinin ortaya çıkaranlarla hesaplaşma olduğunu düşünüyorum. Bizlere asıl düşen bunun takipçisi olmak. Bunu unutturmamak ve 14 Aralık 17 Aralık ilişkisinin ısrarla altını çizmek." dedi.
'VİTES YÜKSELTTİKÇE DAHA HIZLI TOSLAYACAKLAR'
Bu tür baskı politikalarının direnci daha çok kuvvetlendirdiği ve baskıya karşı dayanışma oluşturduğuna değinen gazeteci Can Dündar, “Bugün Zaman gazetesi önünde gördüğümüz manzaralar bizler için çok yabancı değil, daha önce yaşadığımız şeyler. Ama şimdi o çevrenin bu duyarlılıkla ayağa kalktığını görmek bizler açısından sevindirici. Belki nihayet bu baskıların ortaya çıkıp görünür olması bizim daha da kalabalıklaştığımız anlamına geliyor. Başka bir anlamı da hükümetin vites yükselttiğini görüyoruz baskı politikalarında, basın özgürlüğe yönelik saldırılarda. Bu da aslında duvara doğru çakılmayı da hızlandıran bir şeydir. Vites yükselttikçe daha hızlı duvara çarpacak demektir.” cümlelerini kullandı.
'İNSANLARDA BİR UYANIKLIK OLUŞUYOR'
Dündar, yapılanlara karşılık inatla önemli bir direnç gösterilmesi gerektiğini kaydeden Dündar, “İzin verirsek birer birer teslim aldığı bürokrasiden üniversiteye, polisten yargıya ve nihayet medyaya kadar geniş bir alanda sürekli bir baskı politikası adım adım uygulanıyor. Buralarda biz gereken direnci ortaya koymazsak yani sahip çıkmazsak birbirimize bu baskılar karşısında dik durmazsak evet ezilmeyi hak etmişiz demektir zaten. Ben bunun böyle gelişmeyeceği kanısındayım. Tersine, dediğim gibi bir direnç yükseliyor itirazlar yükseliyor ve insanlarda bir uyanıklık oluşuyor. Bu hem sokakta hem de sandıkta önemli yansımaları olacağına inanıyorum ben. “ dedi. Zannedildiği gibi zirveye doğru tırmanmak yerine zirveden aşağı düştüklerini belirten Dündar, bundan sonrasında da karşı konulduğu takdirde geri adım atacaklarını tahmin ettiğini söyledi.
'EN ÖNEMLİ İHTİYACIMIZ ADALET VE HUKUK'
17 yıl önceki MGK toplantısında konuşulanlar ile bugünü değerlendiren Dündar, “Cemaate yönelik yeşil sermayenin üstüne gidilmesi, medya organlarının kapatılması, akreditasyon politikası, onun susturulması için gerekenlerin yapılması, hareketin önderinin yurtdışından getirtilmesi bütün bu maddeler bizim için çok tanıdık. O zaman mağduru oynayan bu kesim o zaman cemaatin yanında duruyordu. O dönem asker bir kısmını yaptı bir kısmını yapamadı. Ama şu anda gördüğümüz manzara kalanları yapma tamamlama yolunda ilerlediği yönünde. İktidar denen tokmak hep aynı yere vuruyor. Sadece tokmağı tutan el değiştiriyor. O yüzden ben bu aşamada aslında herkesin bir özeleştiriye ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Zaman zaman biz Zaman gazetesi ile de çatıştık, bu harekete eleştirilerimiz de oldu. Ama zannediyorum onlar da çok net gördüler ki burada gerçekten hırsızlıkla, yolsuzlukla bu kadar vahşice iktidarın kullanılmasıyla bir sorunumuz olması lazım.” Diye konuştu. Her şeyden önce bugünlerde adalete ihtiyacımız olduğunu vurgulayan Can Dündar, şu sözleri ekledi: “Bütün bunların izleri temel bir adalet fikri üzerinde ittifaka zorladığını düşünüyorum. Türkiye'nin öncelikli işi adalettir. Adaleti sağladıktan sonra zannediyorum geri kalanını aramızda sulh içinde hallederiz. Ama hepimizin öncelikli ihtiyacı olan şey adalet. Göreceksiniz buna en çok ihtiyacı olan da bugün iktidarda olan olacaklar yarın yargılandıkları zaman.”