Camiaya darbe vurmak için yaptılar ama fena yakalandılar!

Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, son dönemde yapılan ve muhatapları tarafından çürütülen yalan haberleri tek tek deşifre etti.

Camiaya darbe vurmak için yaptılar ama fena yakalandılar!

"Hizmet hareketine darbe vurmak için saklı gizli yaptıkları dershane çalışmasının deşifre olmasıyla başlattıkları yalan serisini bugün hala devam ettiriyorlar" diyen Abdullah Abdulkadiroğu, camiayı karalamak için yapılan yalan haberleri köşesinde deşifre etti. Masa başında karanlık odaklar tarafından üretilen bazı yalan haberlerin bizzat Başbakan tarafından bile yalanlandığına dikkat çeken Abdulkadiroğlu çok önemli bir hatırlatmada bulundu: "Bugün bazı meslektaşlarımızın yürüdüğü bu yalanlarla döşeli yol, tıpkı yakın geçmişte birçoklarını mahcup ettiği gibi, yakın gelecekte de onları mahcup edecek" 

 İşte Abdullah Abdulkadiroğlu 'nun o yazısı:

Bugün utanmıyorlar ama bir gün mutlaka...

Savaşların en vazgeçilmez kuralıdır.

Gerçek ortadan kaldırılır ve bir algı oluşturulur. O algı üzerinden karşı taraf mağlup edilmeye çalışılır. 

O algıyı oluşturmak için de yalanlar üretilir.

Bugünlerde karşı karşıya kaldığımız yalan, iftira, itham kampanyası işte aynen böyle bir durum.

Peki niye algı oluşturmak zorundalar ?

Çünkü gerçeklerle karşılarındakini mağlup etmeleri mümkün değil.

Peki niye yalana başvurup adeta bir yalan makinesine dönüşüyorlar ?

Cevabı basit; çünkü doğruyu yazamıyorlar, konuşamıyorlar.

Bugün basının bir bölümünün içine düştüğü durum aynen bu.

Doğruyu yazamayınca yalana başvuruyorlar.

Ortaya attıkları yalanı devam ettirebilmek için her yeni gün yeni yalanlar uydurmak zorundalar. 

Yalan böyle bir şeydir.

Yakayı kaptırdılar kurtulamıyorlar.

Her gün farkında olarak ya da olmayarak yalan çamuruna biraz daha gömülüyorlar.

Bazı meslektaşlarımız ne yazık ki bugünlerde bir yalandan diğerine savruluyor.

Üstelik yazdıklarının yalan olduğunu bile bile bunu yapanlar var.

Doğrunun tarafında duran ve doğruyu söyleyen insan için, içinden geçtiğimiz günler tarihe altın harflerle yazılacak şahitliklere sahne olacak.

Dün neyse bugün de o olan, dün durduğu yerden zerre sapmayan, dünkü sözü neyse bugün de aynısını söyleyenler; vicdanlarda, doğruluklarını, cesaretlerini, güvenilirliklerini bir kez daha perçinleyecekler. 

Bugün bazı meslektaşlarımızın yürüdüğü bu yalanlarla döşeli yol, tıpkı yakın geçmişte birçoklarını mahcup ettiği gibi, yakın gelecekte de onları mahcup edecek.

İçinden geçtiğimiz bu kriz halinin aslında dershane meselesiyle başladığını ve ucunun buralara geldiğini savunanlar, o günden itibaren nasıl yalanlar üzerine kurguladıkları bir oyunu sahnelediklerine bir dönüp baksalar.

Hizmet hareketine darbe vurmak için saklı gizli yaptıkları dershane çalışmasının deşifre olmasıyla başlattıkları yalan serisini bugün hala devam ettiriyorlar.

Dershaneleri kapatma taslağını önce inkar ettiler. Sonra bir bürokratın çalışması dediler. Ardından çarşaf çarşaf yayımlarla savunur hale geldiler. 

Taslak yok derken yalan söylediler, savunurken yalanlara sarıldılar.

Yalanlarla dershaneleri karalama kampanyası başlattılar. 

Veliler çocuklarının kayıtlarını silmek için Fem Dershanelerine akın ediyor dediler. Yayınladıkları fotoğraf seviye tespit sınavından çıkmaları için çocuklarını bekleyen velilerin dershane önündeki fotoğrafı çıktı. 

Yalan yazdılar. 

Taksitini ödeyemediği için çocuk dershaneden atıldı, babaya haciz gönderildi dediler. Haberi yaptıkları gün çocuk dershanede görüntülendi, üstelik veliyle senet bile yapılmadığı açıklandı. 

Yalan yazdılar. 

Fem Dershanesi’nde yılbaşı partisi haberi yaptılar.

Yalan yazdılar.

Dershane meselesini bir kez olsun eğitim sorunu olarak tartışamadılar. Hep minder dışına kaçtılar. Sıkışınca yalanlarla gündemi saptırdılar.

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu daha ilk günden dershane meselesine, oradan da cemaate bağladılar. 

Hedef Halkbank dediler. Bizzat Halkbank açıkladı. “Bankamıza karşı kurumsal herhangi bir soruşturma ya da inceleme yok” dedi. 

Yalan yazdılar.

Halkbank Genel Müdürü’nün evindeki 4,5 milyon doları polis koydu dediler. Kargalar bile gülünce İmam Hatip’e yardım parası dediler. 

Yalan yazdılar.

Evdeki 4,5 milyon doların bir bölümünün Makedonya Balkan Üniversitesine bağış olarak gönderildiğini söylediler. Üniversitenin rektörü “biz kimseden para almadık kayıtdışı bağış almayız” dedi. 

Yalan yazdılar.

İçişleri Bakanı’nın oğlunun evindeki 6 para kasasını polis eve taşıdı diye yazdılar. Bakan bizzat kendisi açıkladı. “Oğlum işyerini kapattı biraz pintidir kasaları eve getirmiş” dedi.

Yalan yazdılar.

Yalanlarına dış güçler sosu katmak için ABD Büyükelçisi üzerinden manşetler attılar. 4 gazetede birden ABD Büyükelçisinin, AB ülkeleri elçilerine yemek verdiğini “imparatorluğun yıkılışını izleyelim” dediğini yazdılar. 

Bizzat ABD Büyükelçisi açıkladı. “Ne böyle bir toplantı oldu, ne de böyle bir söz söyledim” dedi.

Yalan yazdılar.

Üstelik bu yalan haber üzerine Başbakan, büyükelçilere kapıyı bile gösterdi. Konu diplomatik krize sebep olacakken Türkiye tarafından yapılan açıklamalarla olayın üzeri kapatıldı. 

Yalan yazdılar ve Türkiye’yi ABD karşısında zor durumda bıraktılar.

“2 bin kişilik örgüt listesi” diye manşet attılar. Haberi önce Başbakan Yardımcısı ardından bizzat Başbakan yalanladı.

Yalan yazdılar, fatura bu yalanı twitterdan paylaşan Burhan Kuzu’ya kesildi.

İçişleri Bakanı daha Meclis’te yemin etmeden televizyonda konuştu “17 Aralık’tan önce 2 milyar dolar vurgun yapıldı, üstelik şüpheye dayalı konuşmuyorum belgeli” dedi. 

Günlerce medyada Bank Asya’yı linç ettiler.

Ortaya ne belge çıktı, ne delil.

Ekonomistler “2 milyar dolar kar için 40 milyar dolarlık alım gerekir, bu da imkansız” dediler. 

Merkez Bankası böyle bir para hareketi olmadığını açıkladı. Son olarak bizzat Ekonomi Bakanı, İçişleri Bakanının iddiasını yalanladı.

Yalan söylediler, yalan yazdılar.

Bank Asya’dan paralarını çekmek için insanlar banka şubelerine akın etti dediler, fotomontajla banka önünde kalabalık fotoğraflar yayınladılar.

Yalan yazdılar. 

İktidar gazetecileri Hocaefendi’nin Başbakan’a mektup gönderdiğini, pazarlık yaptığını ortaya attı. Üstelik bunu kendilerine Başbakan’ın söylediğini açıkladılar.

Yalan yazdılar.

Ertesi gün Başbakan “mektup bana gönderilmedi” dedi iddiada bulunanları bizzat kendi yalanladı.

Savcı 22 kere yurtdışına çıktı diye manşetler attılar; yalan yazdılar.

77 bin liralık tatil faturası dediler; yalan yazdılar. 

Hakimlerle savcılarla ilgili yalanlar uydurdular, yargıyı itibarsızlaştırma kampanyası yürüttüler.

Yalanlarla kimsenin yargı kararlarını tanımayacağı bir Türkiye oluşmasını sağladılar.

Kaset komplosu dediler; yalan yazdılar. 

Numan Kurtulmuş ile ilgili ahlaksız kaset komplosunu yapanların kendi trolleri olduğu ortaya çıktı.

Baykal'ın; kendisi hakkındaki kaset komplosuyla ilgili istifa ettiği gün “cemaatle ilgisi yok” dediğini unuttular, “Baykal kasetini cemaat yaptı” diye iftira attılar. 

Yalan yazdılar. 

Kişisel mahrem bilgileri servis ettiler, yasadışı telefon kayıtları üzerinden itibarsızlaştırma yayınları yaptılar.

Kendilerini ele verdiler, kimlerin yasadışı işlerle uğraştığını deşifre ettiler. 

Fransa’da öldürülen 3 Pkk’lı kadın cinayetinin arkasında cemaat var dediler. 

Yalan yazdılar. 

Kimin kiminle iş tuttuğunu belgeler ortaya koydu. 

25 Aralık’taki operasyonla Bilal Erdoğan evinden gözaltına alınacaktı oradan da Başbakan hedeflenecekti dediler. 

Yalan yazdılar. 

Adalet Bakanı bizzat kendisi açıkladı; “Bilal Erdoğan hakkında gözaltı kararı zaten yoktu” dedi.

Bu örnekleri uzatmak mümkün. 

Haftalardır sürekli yalan yazıyorlar.

Doğruları yazamayınca günü kurtarmak için yalana sarılıyorlar.

İki lafın biri darbe diyorlar.

Ya hayatlarında darbe görmemişler, ya da öyle demek zorundalar. 

Örgüt diyorlar, çete diyorlar, devletin başka güçler tarafından ele geçirildiğini söylüyorlar.

Tek bir delil gösteremeden hizmet camiasını suçluyorlar, linç etmeye kalkıyorlar. 

Yalan yazıyorlar.

Türkiye’yi bütün dünyada itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. 

Bugün utanmıyorlar.

Ama bugün yaptıklarından bir gün mutlaka utanacaklar. 

twitter/aakadiroglu
<< Önceki Haber Camiaya darbe vurmak için yaptılar ama fena yakalandılar! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER