Polis teşkilatının
yönetici sınıfını oluşturan Polis Koleji ve
Polis Akademisi mezunları ile mesleğe sınavla giren polis memurları,
komiser, başkomiser, amir ve müdür olma planlarını, mesleki
gelişimlerine göre yapıyorlar.
Mesleki kurs ve seminerler, özel eğitimler ve kişisel gelişim çabalarıyla teşkilat içinde açılan sınavlara hazırlanan memurlar, adım adım
kariyer yapmaya çalışıyorlar. Ancak
terfi sisteminin kadro yetersizliği nedeniyle ağır işlemesi, gelinen her bir üst düzeyde alınacak
maaş farkının çok yüksek olmaması memurların hevesini ve moralini kırıyor. Örneğin akademili bir komiser yardımcısı, kendisine en iyi ihtimalle 20 yıl sonra il
emniyet müdürü olma hedefi koyabiliyor.
İKİ DİL BİLEN KARAKOL AMİRİ!
Ancak görevinde başarılı olmak, yurtdışında eğitim görmek, iki
yabancı dil bilmek kariyer için bazan yeterli olmuyor. Görüştüğümüz teşkilat mensupları,
tayinlerde, siyasetçilerin hemşehrilik kaygılarıyla yaptırdığı tasarrufların, adam kayırmaların ve kişisel husumetlerin, başarı kriterinin önüne geçtiği yönünde görüş bildiriyor.
Yurtdışında eğitim görmüş, yabancı dil bilen, doktora yapan ve önemli görevler bekleyen parlak teşkilat mensuplarının, semt
karakollarında
nöbet sistemi ile çalıştıklarına rastlamak da mümkün. Bu durumdaki emniyet personeli, kendisine değer verilmediğini gördüğünde, özel sektörde rahatlıkla
iş imkanı bulabildiği için çok geçmeden
istifa ediyor ve meslek değiştiriyor.
POLİSİN KABUSU: SÜRGÜN
Polisleri en çok tedirgin eden konulardan biri de zamansız tayinler. Bir polis memurunun,
emekli olana kadar en az bir kez 'şark görevi'ne gitmesi gerekiyor. Şark hizmeti,
bölgenin durumuna göre 2 ve 4 yıl olarak yapılıyor. Teşkilatta hiç şark görevine gitmeden emekli olan polislerin varlığının bilinmesi, bu görevi yapan polisleri mutsuzluğa iten etkenlerden biri. Rutin polis operasyonlarında hakkında şikayet yapılan polis, adli ve idari
soruşturma görüyor. Müfettişlerin görüşü doğrultusunda, soruşturma yiyen polisler, Doğu'ya ya da illerde en zor nöbet yeri olarak bilinen noktalara tayin ediliyor. Polis, bu süre zarfında, aklansa bile terfi edemiyor, ek ödenekler alamıyor, yurtdışı göreve atanmıyor, terfi ve meslek kurslarına katılamıyor hatta açığa alınanlar bile oluyor. Boğaz köprüleri, bölge
trafik ve hassas koruma şubeleri, İstanbul'da görev yapan polislerin en büyük kabuslarının başında geliyor.
Teşkilat yeniden yapılanmalı
Polis memurları, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün değişmesini istiyor Emniyet mensupları ve akademisyenler, bu sorunun "yasal"
düzenleme gerektirdiği düşüncesinde. Uygulayıcıların kişisel tavırlarından kaynaklanan bu sorunların, uygulayıcının inisiyatif kullanma yetkisini
disiplin altına alan düzenlemelerle ortadan kaldırılabileceği belirtilirken, bunun Emniyet Teşkilatı'nın ve teşkilata ilişkin yasal düzenlemelerin elden geçirilmesi ve yeniden yapılmasıyla sağlanabileceğini kaydediyorlar.
Kanunlar ihtiyaca
cevap vermeli
Halen yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu gibi düzenlemelerin 1930'lu yılların anlayışına göre düzenlendiğini belirten emniyet çalışanları, bu kanunların günün ihtiyaçlarına cevap veremediğini savunarak, özlük hakları, tayin ve terfi konularında yeni
kanuni düzenlemeler yapılmasını istiyorlar. Özellikle 657 sayıl
Devlet Memurları Kanunu ile diğer memurlara verilen haklardan yararlanmayı bekleyen polis memurları, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün de değişmesi gerektiğini vurgulayarak, tüzüğe göre eşiyle tartışan polise bile ceza verilebildiğine dikkati çekiyorlar.
YENİ ŞAFAK