CHP,
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İç Hizmet Kanunu'nun
35. maddesinde değişiklik öngören
yasa teklifini
TBMM Başkanlığı'na sundu. CHP
Ankara Milletvekili Hakkı
Suha Okay ve
Yalova Milletvekili
Muharrem İnce'nin imzasını taşıyan teklif, 35. maddenin, "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve
Anayasa ile
tayin edilmiş olan
Türkiye Cumhuriyeti'ni parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve Anayasaya bağlı olarak korumaktır" şeklinde değiştirilmesini öngörüyor.
CHP'nin TSK'nın İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili
kanun teklifinin gerekçesinde, "Kanun teklifi ile 35. maddenin yanlış yorumlanmasının ve darbeleri meşru kılmaya yönelik değerlendirilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır" deniliyor. Çok yerinde bir tespit. Ancak önerilen değişiklik bu gerekçeyi karşılamıyor. Peki CHP'nin teklifi ne getiriyor? CHP'nin darbecilerin sığınmaya çalıştığı "
Kollama"yı kaldırıyor, "Koruma"nın alanını genişletiyor.
27 MAYIS'TA BİLE TEKLİF KABUL EDİLMEDİ
CHP'nin 35. maddeyle ilgili önerdiği değişiklik 27
Mayıs'ın şartlarında farklı bir şekilde önerilmiş ancak reddedilmişti. Öneriler, 35. maddedeki koruma ve kollama görevinin kapsamını genişletecek, bunu Anayasal güvence altına alacak şekildeydi. 1961 Anayasası
hazırlık çalışmaları sırasında "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevi; Türk yurdunu, milli birlik ve egemenliğini korumaktır" şeklinde ibare konulması önerisi alt komisyonda kabul edilmemişti. Daha sonra Anayasa Komisyonu'nda
Emin Soysal'ın, "
Ordu koruması"nın Anayasada bir hüküm olarak yer alması teklifi
emekli generallerden,
27 Mayıs'ın İçişleri Bakanı Muharrem Kızıloğlu tarafından bile "Tehlikeli" bulunarak reddedilmiştir. Anaya Komisyonu'ndaki tartışmalar sırasında Muammer Aksoy da bu öneriye karşı çıkmıştı.
Temsilciler
Meclisi Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında ise koruma ve kollama görevine Anayasal teminat sağlanmak için harekete geçilmişti. İsmet Giritli, Alp
Kuran ve Etem Boransü, koruma ve kollama göreviyle ilgili olarak, "Orduya Anayasa ile teminat verilmesini" önermişlerdi. Buna şiddetle karşı çıkan birisi vardı. O da Profesör Turan
Güneş'ti. Ordunun görevinin Anayasaya yazılmasına karşıydı Turan Güneş. O gün kürsüye çıkıp, "Teminat. Neyin teminatı?" diye
itiraz etmişti.
ORDUYA SİYASETE MÜDAHALE ETME HAKKI
27 Mayıs darbesini gerçekleştirenler, kendilerine meşruiyet kılıfı ararken, Dahili Hizmet Kanunu'nun 34. maddesine sığınmışlardı. 26 Mayıs günü yani ihtilalden 24 saat önce Kızılay'da hükümet aleyhine gösteri yapan
Harp Okulu öğrencilerine müdahale eden Sıkıyönetim Komutanı
Namık Argüç'e, bir yüzbaşı, "Paşam, gençler Dahili Hizmet Kanunu'nun 34. maddesine göre Cumhuriyeti ve kanunları korumak için yürüyüşe geçmişlerdir" diye itiraz etmişti. Bugün CHP'nin değişiklik önerdiği 35. madde, 1935 yılında girmişti İç Hizmet Kanunu'na. O zaman 34. madde olarak getirilen düzenlemenin altında Başvekil İsmet İnönü'nün imzası vardı.
Ordunun vazifesi, "Türkiye vatan ve Cumhuriyetini müdafaa etmek" şeklindeki düzenlenmiş ve askerin
siyaset dışında kalmasına özen gösterilmişti. Milli Müdafaa Encümeni'nde yapılan değişiklikle, "Koruma ve Kollama" görevi maddeye girdi. 27 mayıs darbesini yapanlar bu maddeyi kendilerine meşruiyet kalkanı olarak kullandılar. Oysa TCK'nın 146. maddesi darbeyi idamı gerektiren bir suç olarak düzenliyordu. Ona dayanarak astılar
Talat Aydemir ile Fethi Gürcan'ı. 12 Eylül'ü yapanlar ise İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesine sığındılar. O zaman da yürürlükteydi 146.Madde. Cezası idamdı. Ama onlar başkasını astılar.
MECLİS ORDUNUN KORUMASINA VERİLİYOR
CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu, darbelerle mücadele konusunda bir samimiyet sınavı olarak gündeme getirdi 35. maddeyi. Demokrasisi darbelere
kurban gitmiş bir
ülke olduğumuz için CHP'nin çıkışı heyecanlandırdı. Ancak CHP 35. maddeyi kaldırmak yerine yeni teklif getirmesi, ordunun, kapsamı genişlemiş bir koruma alanına sahip olmasına neden olacak.
YÜRÜRLÜK MADDESİYLE BİRLİKTE KALDIRILMALI
Peki ne yapılması gerekiyor? İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi yürürlük maddeleriyle birlikte kaldırılırken, bu maddeye dayalı olarak çıkarılan, "İç Hizmet Yönetmeliği"ndeki hükümlerin de lağvedilmesi gerekiyor.