Eski DGM Başkanı,
Yargıtay üyesi Turgut Okyay ile emekliliğinin üçüncü gününde önemli açıklamalar yaptı.
Sabah Gazetesine verdiği ropörtajda
Okay önemli hatıralarını anlattı. İşte Turgut Otay'ın ilginç hatıraları
Mahkemede şehit eşi hemşirenin söyledikleri karşısında gözyaşlarımı tutamadım. Duygulanmamak için ancak insan olmamak lazımdı.
* Apo'yu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?
-Hiçbir şey. Yakalandığı zaman zaten biz onun gıyabında yargılıyorduk. Ben çok
örgüt elebaşı yargıladım. Bunda biraz heyecanlıydım çünkü problem çıksın istemiyordum.
* Ne gibi bir problem?
-Yargılama aşamasında olacak bir tatsızlık bütün dünyaya haber olacaktı. Ona gerildim. Stresli geçti benim için.
Taraf avukatların konuşma sürelerine bile çok titiz davrandım. Dünyanı gözü üzerimizdeydi. Sıkıntılı bir
kamp dönemi gibiydi.
* Apo nasıldı? Nasıl davranmasını bekliyordunuz?
Saddam gibi
mahkemeye
hakaret de edebilirdi.
-Hiç öyle bir durum beklemiyordum beni yanıltmadı zaten. Saddam gibi değildi. Hep süklüm püklüm bir havası, "Pişmanım" mesajı vardı. Yaptıklarının bilincine varmış, cezasınıne olacağını anlamış gibiydi.
* Mahkemede duygulu anlar da yaşadınız.
Eşi şehit olmuş Yıldız Hemşire'nin söyledikleri karşısında duygulanmamak için insan olmamak lazımdı. Ağlamaya başladım. Belli etmemeye çalışıyordum ama nafile. Bütün mahkeme ağlıyordu zaten. O sırada Apo ile gözgöze geldim, duygulanmamıştı bile. Maalesef anlatılanlardan hiç bir şey hissetmediğini fark ettim. İnsan olanın duygulanmaması mümkün değil.
* Yabancı basında "
Hâkim bütün detayları sormadı" diye eleştiriler çıktı.
-Sayısı bir-ikiyi geçmez o eleştirilerin. Sormaz olur muyuz? Bilakis öylesine iyi çalışmıştık ki herşeyi sordum. Birçok konuyu zorlamamıza rağmen Apo söylemedi. Örneğin Yunanistan'daki kampları ve detaylarını öğrenemedik. Konuşsa çok bilgi çıkacaktı.
* Sizi şaşırtan bir davranışı var mıydı?
Şaşırtan demeyelim ama ilgimi çeken bir şey oldu. Apo bütün suçlamaları kabul etti. Bir tek
PKK-uyuşturucu bağlantısını kabul etmedi. Üstelik deliller ort
adaydı. Akıllı bir adam. Eğer o ilişkiyi kabul etseydi örgütün biteceğini biliyordu.
* Dava boyunca PKK'dan tehdit aldınız mı?
Hayır onlardan almadım.
Kuzey Irak Kürtçü örgütleri beni öldürtmek için 3
terörist tutmuşlar. Hatta bir tanesini yakaladılar. Onlar tehdit etti.
* Korkmadınız mı?
Hayır. Niye korkayım? Amaç ülkenin huzurunu bozmak. Üstelik bunu yapan Türk bile değil. Ben öldürülsem yerime başkası gelecek. Apo yine yargılanacak.
* İmralı'da 45 gün kaldınız değil mi?
Yaklaşık 50 gün.
Asker sağ olsun, bütün ihtiyaçlarımızı yerine getirdi. Garip bir durum tabii. Hepimiz asker kazanından yemek yedik. Apo da bizimle aynı yemeği yedi. Mahkemeden arta kalan zamanda briç oynuyorduk,
meyve topluyor, havuza giriyorduk. Bol bol yürüyüş yapıp
davayı mütalaa ediyorduk. Yargılama öncesinde tam 320 soru hazırlamıştım, hepsini sordum.
* Apo'nun İmralı'dan PKK'yı yönetmeye devam ettiği iddiasına ne diyorsunuz?
Net bilemem ama avukatları aracılığıyla bir
takım mesajlar verdiğini düşünüyorum.
AK Parti yükselişini yargıya borçludur
AKP yükselişinin arkasında diğer partilerin yetersizliği var, bu doğru. Ama asıl neden yargıdır. Hukukçuların çoğu bu yükselişi gördü ve maalesef oylarını arttırmalarını sağladı. Yargı tutum ve davranışlarıyla yanlış yaptı, abartılı bir duruma getirdi. Davalar açarak kahramanlaştırdık. Özellikle
Tayyip Erdoğan yargılanırken çok abartılı tutum ve davranışlarda bulunduk. Bizim halkımız mağdurdan yanadır. İnsan yargılanabilir ama şiir okudu diye
hapis yatar mı? Delilsiz, mesnetsiz iddialarla insanları
sanık sandalyesine oturtmak doğru değil. Özellikle ceza hukukunda genişletici yorum yoktur. Onun için konuları iyi ölçüp biçmek gerekir, herşeyin altında suç aramak çok yanlış. Bunun üzerine diğer partilerin tutum ve davranışlarının da bozukluğu eklenince AK Parti birinci parti durumuna geldi.
CHP beni istemedi
Antalya'da bir gün parkta yürüyordum. Bir ihtiyara rastladım.
Sohbet etmeye başladık.
Hakim olduğumu öğrenince "Bizim de hakimimiz var" dedi. "Kim" diye sordum. "Apo'yu yargılayan hakim" dedi. "
Hani duta çıkan hakim." İmralı'da dut ağacına çıkıp, meyveleri düşsün diye sallamıştım ya, oradan hatrılıyor. O hakim benim deyince 90 yaşındaki ihtiyar elimi öpmeye kalktı. Öyle duygulu anlar yaşadım ben Apo konusunda. Çevremdekilerin de etkisiyle davadan sonra siyasete atılmaya karar verdim. Bu kararımda şehit yakınlarının etkisi çok oldu. Bir arkadaşım vesilesiyle CHP'nin kapısını çaldım çünkü ben sosyal demokrat bir insanım. Beni reddettiler. Beni 'Apo'yu yargılayan hakimi partiye alırsak, kürt oylarını böleriz' diye istemediler. Bana bu gerekçe Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde söylendi. Önce çok şaşırdım sonra çok kırıldım.
SABAH