CHP Grup
Başkanvekili Akif
Hamzaçebi,
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığının dünkü açıklamasını, ''Sayın Başsavcı'nın bu görüşünü
TBMM'ye müdahale olarak değerlendirmiyorum, sadece bir uyarı görevi yapıyor'' şeklinde değerlendirdi.
Hamzaçebi, düzenlediği basın toplantısında,
Sayıştay Kanunu Teklifinin dünkü görüşmelerinde verilen ''performans denetimi''ne ilişkin önergeye eleştiriler yöneltti.
Teklifin görüşmelerinde,
Hükümetin niyetini açıkça gösteren işaretlerin bulunduğunu ifade eden Hamzaçebi, ''Yüksek yargı organlarındaki düzenlemelerin ardından AKP'nin gündeminde Sayıştayın ele geçirilmesi, Sayıştayın AKP'lileştirilmesi vardır'' dedi.
Hamzaçebi,
iktidar partisi milletvekillerinin imzasıyla dün verilen önergeyle ''Sayıştayın denetim konusunda elinin, kolunun bağlandığını'' öne sürdü.
Kabul edilen önergeyle Sayıştayın artık performans denetimini yapamayacağını ifade eden Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hükümetin, AKP'nin tercihi, Sayıştayın performans denetimini yapmaması yönünde olmuştur. Bu tesadüfi bir gelişme, önerge değildir. Sayıştay, 15 yıldır performans denetimini yürütüyor, dünkü düzenlemeyle bu denetim tarihe karışmıştır. Bunun nedeni, Sayıştayın gündeminde bulunan bazı performans denetim
raporlarının işleme konulmaması ihtiyacıdır.
Karadeniz Sahil Yolu,
Deriner Barajı ve hafif raylı sistemler konusunda, Sayıştayın performans denetim raporları vardır. Bu raporlarda ciddi ölçüde kamu zararları tespit edilmiştir. Raporların düzenlenmesinden sonra Sayıştay ilgili kurumların görüşlerini almıştır. Bu görüşler
Mart 2010'da Sayıştaya intikal etti. Ancak o tarihten bu yana raporlar, Sayıştay Başkanı tarafından görüşülmek üzere Sayıştay Genel Kuruluna gönderilmemiştir. Bu raporlar tutulmaktadır. Dünkü önerge doğrultusunda
teklif yasalaşırsa, bu 3 rapor işlem görmeyecek, iddia edilen kamu zararları da hiçbir zaman gündeme gelmeyecek, soruşturmaya konu olmayacaktır. AKP'nin niyeti kendine göre bir Sayıştay yaratmaktadır. Bu düzenlemeyle artık Sayıştay, TBMM adına değil Hükümet adına denetim yapan bir kurum haline dönüştürülmüş olmaktadır. 'Sayıştayın başına çuval geçirilmiştir' dersek, fazla abartmış olmayız.
Parlamento açısından bir lekedir, bu lekenin temizlenmesi gerekir. İktidar partisini, bu düzenlemeyi bir kez daha gözden geçirmeye davet ediyorum.''
''TÜM İLGİLİLERE, SİYASİLERE...''
Hamzaçebi, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından dün yapılan açıklama, buna karşılık
TBMM Başkanı Mehmet Ali
Şahin ve AKP'den gelen değerlendirmelerin sorulması üzerine Hamzaçebi, Başsavcı'nın, herhangi bir siyasi ayırımı gözetmeden, tüm ilgililere, siyasilere, kamuoyuna düşüncelerini açıkladığını,
Anayasa Mahkemesi ve
AİHM kararlarını esas alarak mevzuatı hatırlattığını söyledi.
Hamzaçebi, ''Sayın Başsavcı'nın bu görüşünü ben TBMM'ye müdahale olarak değerlendirmiyorum, sadece bir uyarı görevi yapıyor. Bu konuda titizlenenler,
Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın
siyasete yönelik, siyasette taraf tutan, siyasette belli kesimleri
hedef alan eleştirileri karşısında neden suskun kalmaktadır?'' diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
referandum sürecinde ''Üniversitedeki
türban sorununu CHP çözer'' dediğini, bugün de aynı iddiada olduklarını savunan Hamzaçebi, demokrasinin, her türlü farklılığın özgürce yaşandığı, bu farklılıklar arasında uzlaşmanın arandığı bir rejim olduğunu söyledi.
KILIÇ'A, SİYASETE GİRME DAVETİ
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç'ın değerlendirmelerini, ''siyasi'' değerlendirmeler olarak nitelendiren Hamzaçebi, sözlerini şöyle tamamladı:
''Arzu ederdim ki Sayın Başkan, anayasa hukuku konusunda bir ufuk açan, entellektüel veya sosyolojik değerlendirmeler yapsın. 'Değişime karşı direnen' derken, 'anayasa değişikliğine hayır' diyen yüzde 42'lik
toplum kesiminin kast edildiğini anlıyorum. Sayın Başkan, siyasi bir alana girmiştir, siyaset değerlendirmesi yapmıştır, artık bundan sonra bu tutumunun tutarlı olabilmesi için kendisinin siyasete girmesi gerekir, siyasete girmeye davet ediyorum. Siyasi değerlendirme yapan bir
yüksek yargı organı başkanının tarafsızlığı, o makamda kaldığı sürece tartışılacaktır. O nedenle uygun olan siyasete girip, görüşlerini orada çok daha özgür şekilde açıklamasıdır.''
Başsavcı
Yalçınkaya dün
internet sitesi aracılığıyla başörtüsü düzenlemesinin laikliğe aykırı olduğunu iddia etmişti: