Düzenlediği sohbet toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Okay,
iktidarın 'demokratik
açılım' konusunda ciddi bir kafa karışıklığı içinde olduğunu savunarak, 'Gideceği yeri meçhul olan gemi, akıntıya kapılmış vaziyette' diye konuştu.
'Açılım' sürecinin isimlendirilmesi, açık ya da kapalı
oturum konularında çelişkiler yaşandığını ifade eden Okay,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en son, konunun,
TBMM'de açık oturumda tartışılacağını söylediğini anımsattı.
CHP'nin açık oturumdan yana olduğunu belirten Okay, 'Açık oturuma dönmüş olmalarını önemli bir gelişme olarak kabul ediyorum. Ama neyi söyleyecekleri çok önemli. Gizli oturumda söyleyecekleriniz ile açık oturumda söyleyecekleriniz arasında fark mı olacak?' diye sordu.
Sınır ötesi operasyona izin veren tezkerenin süresinin uzatılıp uzatılmaması sürecinde de 'benzer bir kafa karışıklığı' yaşandığını ileri süren Okay, en son tezkerenin TBMM gündemine geleceğinin söylendiğini ifade etti. Okay, 'Niçin böyle bir mahcup tavır içindesiniz, kamuoyundan neyi saklamak istiyorsunuz?' dedi.
Hakkı Süha Okay, hükümetin kafa karışıklığından kurtulması gerektiğini belirterek, 'Siyasal iktidar, projesini (demokratik açılım) muhtemelen ABD ile paylaşacak. Bu projenin temel dayanağı ABD'nin
Kuzey Irak'tan çekilmesidir. Onun için de doğrudan ilgili olan ABD ile bunu paylaşacak ve yeni rota çizecekler. Belki düşüncelerini orada netleştirecek ve
Türkiye'de böyle bir sunumda bulunacaklar' görüşünü dile getirdi.
BAŞBUĞ'UN GEZİSİ
Okay,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ'un bayramda
Güneydoğu ziyareti sırasında '
tartışmalara çok da itibar etmeyin, hatta televizyon dahi izlemeyin' yönünde açıklama yaptığının belirtilmesi üzerine de Başbuğ'un basın mensuplarını alarak böyle bir ziyaret yapmasının 'birşeyler açıklamak amacı taşıdığını' ifade etti. Okay, şunları söyledi:
'Sayın
Genelkurmay Başkanı '2006 yılındaki açıklamamızın arkasındayız' da diyor. Siyasetçilerin TSK'nın bu tür açıklamalarını siyasi platforma çekip tartışmasını doğru görmüyorum. TSK'nın da bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum. Bu bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde anayasa değişikliği olacaksa bu Türkiye'de çok ciddi bir ayrışmanın başlangıcı olabilir. Onun için bugünün değil, geleceğin hesabını herkes yapmak durumundadır. Bu süreç, Türkiye'de ilk kez insanların etnik kimliklerinden dolayı sorgulandığı bir süreç haline dönüşmüştür. Bu süreç içerisinde 'bu tartışmaları izlemeyin' düşüncesine katılmak mümkün değildir. Demokraside herkes özgürce düşüncesini ifade edecektir. Bu, Türkiye için önemli bir tartışma platformu olmuştur. Vatandaşın kendi tercihidir, ister dinler, ister dinlemez.'
'ONE MİNUTE, TARİH OLDU'
Hakkı
Suha Okay, 'Başbakan Erdoğan'ın ABD'de
Yahudi lobisi ile görüşmesi, 'one minute' konusunun geride kaldığı şeklinde yorumlandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine de şu görüşleri dile getirdi:
'One minute geride kaldı, tarih oldu. Peki one minute'den sonra milli kahraman gibi karşılanan Sayın Başbakanı karşılayanlar aynı şekilde karşılayacak mı? One minute kahramanı Başbakan aynı şekilde karşılanacak mı? Davos'ta 'one minute' deyip kızan Başbakan ABD'ye iner inmez ayağının tozuyla
Musevi lobisini ziyarete gitti. Geride mi kaldı, yoksa bir özür ziyareti midir?'
Türkiye'nin BM Atom
Enerji Komisyonu'nda İsrail'in nükleer gücünün sınırlandırılması ile ilgili oylamada çekinser tavır takındığını da anımsatan Okay, 'O da one minute'nin başka bir bedeli olsa gerek' görüşünü dile getirdi.
AA