CHP AK Parti ile uzlaşmaya yanaşmadı!
AK Parti ile CHP arasında başörtüsü için uzlaşma sağlanamadı! CHP Yönetimi çözüm için kurulacak
komisyonuna üye vermeyi reddetti.
CHP Grup
Başkanvekili Kemal
Anadol, AK Parti'nin,
türban konusunda kurulmasını önerdiği komisyona üye vermeyeceklerini bildirdi.
Anadol, CHP Grup Başkanvekilleri
Muharrem İnce ve Akif
Hamzaçebi ile AK Parti Grup Başkanvekilleriyle 45 dakika süren görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekillerinin, parti temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurularak, türban sorununun, parlamentoda çözülmesi yönünde önerilerini ilettiğini belirten Anadol, bu komisyona üye vermeyeceklerini kaydetti.
Anadol, AK Parti'nin bu konuda samimi olmadığını, yıllardır şikayet ettiği YÖK eline geçtikten sonra bu şikayetlerini unuttuğunu ifade etti.
Türbanın, üniversitelerde
öğretim özgürlüğü kapsamında çözümlenmesinin önerilebileceğini, tartışılabileceğini, CHP'nin olumsuz bir tavrının olmadığını vurgulayan Anadol, ''Ama tek başına değil. YÖK,
dokunulmazlık ve
seçim barajının düşürülmesiyle ilgili bir paketin içerisinde, parlamentoda grubu bulunan partilerle görüşülebilir, çözülebilir'' dedi.
Anadol, Türkiye'yi karartma operasyonuna ortakolamayacaklarını, izin veremeyeceklerini ifade etti.
Sorunun çözümü konusunda CHP'nin önerisinin sorulması üzerine Anadol, bunu
iktidara gelince çözeceklerini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili
Kemal Anadol, türban sorununun, üniversitelerde öğretim özgürlüğü kapsamında çözümlenmesine karşı olmadıklarını belirterek, ''Ama ilköğretime, ortaöğretime, kamusal alana girmesine karşıyız. AK Parti'ye bunu sorduğumuzda 'sadece üniversiteye münhasır olacak' gibi kesin ifade söyleyemediler'' dedi.
Anadol, AK Parti Grup başkanvekilleriyle yaptıkları görüşmeye ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
AK Parti Grup başkanvekillerinin,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın türban konusunda kendilerine verdiği talimat doğrultusunda ziyarette bulunduklarını ve diğer gruplara da aynı öneriyi götüreceklerini söylediğini aktaran Anadol, ''Parti temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurularak, bu sorunun bu şekilde komisyon tarafından çözülmesini,
Parlamentoda bu çözümün gerçekleşmesi yolundaki önerilerini bize ilettiler'' dedi.
Anadol, AK Parti Grup başkanvekillerinin,
referandum kampanyasından bu yana gelişen olayları anlattıklarını, kendilerinin de bazı hatırlatmalarda bulunduklarını söyledi. Anadol,
TESK Genel Kurulunda karşılaşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na türbanı çözme önerisine Kılıçdaroğlu'nun, ''Ben sadece türbandan bahsetmedim, dokunulmazlıkların sınırlandırılmasından, YÖK'ün kaldırılmasından, seçim barajının düşürülmesinden söz ettim. Niye içinden bir tanesini çekip, çözümleyelim diyorsunuz. Elbette türban sorunu çözümlenmelidir. Ters görüş sahibi değiliz'' dediğini anlattı.
Anadol, görüşmede bunları tekrarladıklarını ifade etti.
-''SAMİMİ DEĞİL''-
''AK Parti'nin, bu konuda samimi olmadığını, yıllardır şikayet ettiği YÖK, eline geçtikten sonra bu şikayetleri unuttuğunu'' ifade eden Anadol, YÖK'ün kaldırılmasının, Türkiye'nin önemli bir gereksinimi olduğunu ifade etti.
Dokunulmazlık sorununu, ''Parlamentonun yüzkarası, yolsuzlukların ana nedeni,
demokrasi,
ülke, hukuk ve
siyaset sorunu'' olarak değerlendiren Anadol, bunun bir an önce ele alınması gerektiğini kaydetti. Anadol, istenilmesi halinde bu konuda uzlaşma sağlamanın çok kolay olduğunu belirtti.
Anadol, seçim barajının ise milli iradenin Parlamentoya yansımasının önüne geçen en büyük engel olduğunu belirterek, barajın düşürülmesinin bir
yasa değişikliğiyle olabileceğini söyledi.
Türbanın, üniversitelerde öğretim özgürlüğü kapsamında çözümlenmesinin önerilebileceği, tartışılabileceği, düzenlenebileceğini kaydeden Anadol, CHP'nin bu konuda olumsuz bir tavrının olmadığını söyledi. Anadol, ''Ama tek başına değil. YÖK, dokunulmazlıklar ve seçim barajının düşürülmesiyle ilgili bir paketin içinde parlamentoda grubu bulunan partilerde müzakere edilebilir, çözülebilir ama bir tanesini ele almak onu çözmeme iradesini ifade ediyor'' diye konuştu.
-''KAÇAK GÜREŞEREK''-
CHP Grup başkanvekilleri olarak, tespitlerinin bulunduğunu dile getiren Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Herkes AK Parti'nin, gizli bir gündemi olduğunu söylüyor, kamuoyunda yaygın bu. Bizde de egemendi. Bugün
test ettik bunu. Dedik ki; 'üniversitedeki türban sorunu çözülsün, bunun için geldiniz, konuşuyoruz, olumsuz bir irade beyan etmiyoruz. Bize şunu söyleyin, bitecek mi? İlköğretime, ortaöğretime, devlet dairelerine, kamu alanlarına,
hizmet verenlere gelecek mi gelmeyecek mi?'
Hayır diyemediler. 'Belli olmaz, 10 yıl sonra ne olur bilinmez, millet çözer' gibi, siyaseten hiçbir geçerliliği olmayan, tam tersine asıl niyeti gizleyen, bir gizli gündemin bulunduğunu ortaya koyan bir davranış içine girdiler. Olmayacak, asla, sadece üniversiteye münhasır olacak gibi kesin ifade söyleyemediler. Aksine kaçak güreşerek, gizli gündemlerini zımni olarak ifade etmiş oldular.
Bu sorunun, üniversitelerde öğretim özgürlüğü kapsamında çözümlenmesine karşı değiliz ama ilköğretime, ortaöğretime, kamusal alana, hizmet verenlere, devlet dairelerine, mahkemelere, hastanelere girmesine karşıyız. Türkiye'yi karartma operasyonuna ortak olamayız, tam tersine izin vermeyiz, karşı çıkarız. Bu karartma operasyonunun bir parçası, başlangıcı olarak bu konunun AK Parti tarafından ele alındığını, düğmeye basıldığını tespit etmiş oluyoruz.''
-''ANLAŞMAMIZ MÜMKÜN OLMADI''-
Anadol, ''Bu şartlarda komisyona üye vermeyeceksiniz'' denilmesi üzerine, ''Hayır. Sadece bunun tartışılması, bunun için komisyon kurulması, bunu önkoşula bağlamama koşuluyla diye üstüne bastılar. Anlaşmamız mümkün olmadı. Komisyona üye vermediğimiz gibi, bu gizli gündemi bir daha saptadık. Bu üniversitedeki türban olayının bir bütünün parçası, başlangıcı olduğunu saptadık. Türkiye'yi karartma operasyonunun bir parçası, bir gereksinimi çözme, kızların eğitim özgürlüğünü sağlama değil'' karşılığını verdi.
Başbakan Erdoğan'ın, kamusal alanı yeniden tanımlama önerisinin sorulması üzerine Anadol, bunun ''bir kaytarma yöntemi'' olduğunu öne sürdü. Anadol, kamusal alanın tarifine ihtiyaç bulunmadığını, bunun belli olduğunu söyleyerek, ''Bunu tartışmaya açmak demek, kamusal alanı türbana açmak demektir'' görüşünü dile getirdi. Bir soru üzerine Anadol,
Çankaya Köşkü'nün de kamusal alan olduğunu ifade etti.
Anadol, sınavlara başörtüsüyle girilebileceğinin hatırlatılmasına karşılık, bunun bir güvenlik sorunu olduğunu belirtti. Anadol, çarşafla gelen kişinin kimliğinin nasıl bilineceğini sordu.
CHP'nin türban sorununa yönelik önerisinin sorulması üzerine Anadol, iktidara gelince çözeceklerini kaydetti. Anadol, ''Biz iktidara gelmedik, sanki iktidar partisiymişiz, ben
Milli Eğitim Bakanı, arkadaşlarım da bakanlar kurulu üyesiymişiz gibi...'' dedi.
MHP'NİN BAŞÖRTÜSÜ KARARI
AK Parti Grup Başkanvekilleri, başörtüsü konusunu görüşmek üzere MHP Grubu'nu ziyaret etti.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet
Şandır, iktidarın, toplumsal bir sancıya dönüşen başörtüsü ile ilgili sorunu görüşmek için
Meclis'te bir mutabakat sağlaması gerektiğini belirterek, ''MHP olarak, bu sorunun çözülmesini başından bu yana istiyoruz'' dedi.
Şandır, AK Parti Grup Başkanvekillerinin ziyaretinin ardından, basın mensuplarına açıklama yaptı.
Mehmet Şandır, AK Parti Grup Başkanvekillerinin, CHP grubu ile olan görüşmelerini aktardığını ve MHP'nin bundan sonraki süreçle ilgili tavrını sorduğunu ifade etti.
AK Parti'nin, başörtüsü ile ilgili yaşanan sorunun çözümü için partilerin eşit katılımıyla Mecliste bir komisyon kurulması yönünde
teklif getirdiğini bildiren Şandır, kendilerinin de zaten böyle bir komisyon kurulmasını ve Meclis zemininde mutabakat sağlanmasını istediklerini söyledi.
Ancak, CHP'nin bazı şartlar ileri sürdüğü ve söz konusu komisyona katılmayacağının anlaşıldığını belirten Şandır, ''AK Parti'nin de bu şartları kabul etmediği görünüyor'' dedi. Bu yeni gelişmeyi MHP olarak değerlendireceklerini ifade eden Şandır, şöyle devam etti:
''AK Parti'nin diğer partilerle de yaptığı görüşmeler sonucundaki açıklamasına bakarak bir değerlendirme yapacağız. Başın örtülmesi sorununun bir toplumsal sorun olmaktan çıkarılması ve bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Adına ister 'başörtüsü' ister 'türban' densin. Hiç bir bahaneye sığınmadan, kamuoyu hizmetlerinin sunulmasında eşitlik ilkesine sadık kalarak, üniversitelerde
başörtüsü sorunun giderilmesine biz varız ve buradayız. Sayın Genel Başkanımız'ın açıklaması da budur. MHP'nin çözüm önerisi de Sayın CHP'nin, Sayın AK Parti'nin genel başkanlarının masasında beklemektedir. Mecliste bir mutabakatla bu konuda anayasa değişikliği yapılmasının doğru olacağı kanısındayız.
Ancak bu toplumsal mutabakatın temin edilmesi sorumluluğu iktidar partisine aittir. Türkiye'yi tek başına yöneten iktidar, toplumsal sancıya dönüşen bu sorunu görüşmek için Mecliste bir mutabakat temin etmelidir. Biz, MHP olarak bu sorunun çözülmesini başından bu yana istiyoruz.''
-''İDARİ TEDBİRLE ÇÖZÜLMEZ''-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şandır, toplumsal sorunların siyasette istismar malzemesi olarak kullanılmasını, bu topluma karşı saygısızlık olarak gördüklerini söyledi. Şandır, ''Bugün, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun meydanlarda ifade ettiği, 'türban sorununu biz çözeriz' sözünden sonra yeniden siyasi istismar konusu yapılan üniversitelerde başörtüsü sorununun, çözülmesi ile ilgili bir çıkış yolu arıyoruz. Bu çıkış yolunda MHP'nin bir irade beyanı vardır. Bu sorun çözülmelidir ve bu çözüme biz katkı vereceğiz'' diye konuştu.
Sorunun çözüm yerinin Meclis olduğunu belirten Şandır, idari bir
takım tedbirlerle kalıcı çözüm üretilemeyeceğine işaret ederek, ''YÖK'ün aldığı bir takım tedbirlerle bu sorunun çözüleceğini söyleyen siyasetçiler, topu taca atamaktadır, sorumluluktan kaçmaktadır. Sorun, toplumsal sorundur. Toplumun sorunlarını çözmekle sorumlu olan yer de TBMM'dir, siyaset kurumudur ve başta iktidar partisidir'' görüşünü dile getirdi.
Şandır, ''MHP'nin başörtüsü sorununun çözümüne ilişkin konuyu yalnızca üniversiteler kapsamında değerlendirip değerlendirmediği'' yönündeki soruya, ''Şimdi sorun üniversiteler. Yeni bir sorun alanı yaratmanın gereği yok'' yanıtını verdi.
BDP'DEN ŞARTLI DESTEK
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Bengi Yıldız, başörtüsü sorununun çözümü için atılacak adımlara şartlı
destek verdi.
Yıldız, bu konunun tartışılmasını önemsediklerini, ancak siyasete malzeme yapılmasına karşı olduklarını kaydetti.
AK Parti Grup başkanvekillerinin CHP ve MHP'nin ardından BDP'ye yaptığı görüşme sona erdi. Görüşmenin ardından bir açıklama yapan BDP'li Yıldız, başörtüsü sorunun
Anayasal zeminde çözümü için yapılacak düzenlemelere olumlu baktıklarını ifade etti. Konunun sadece başörtüsü bağlamında ele alınmaması gerektiğini anlatan Yıldız, meseleyi din ve vicdan özgülüğü olarak gördüklerini kaydetti. Bunun için yeni bir
özgürlük paketinin hazırlanması gerektiğini, bunun içine Aleviler,
cemevleri,
azınlıklar ve Süryanileri de içine almasının önemine işaret eden Yıldız, başörtüsü için kurulacak komisyona destek verip vermeyeceklerinin ise yapacakları MYK'da belli olacağını ifade etti.
Konunun palyatif çözümlerle geçiştirilmesinin sorunu temelden çözemeyeceğine işaret eden Yıldız, "YÖK'ün aldığı karalar pratikte kolaylık getirir. Ama yasal zemin olmadan iş bununla yürümüyor. Çünkü bir başka kurum aksi açıklamalar yapıyor olabilir. Bu alanlara yeni yasal zemin sağlamak lazım." dedi.
Bengi Yıldız, özgürlüklerin belli bir alanda değil, tüm alanlarda olması gerektiğini ifade etti. Yıldız, başörtü konusunun toplumu kutuplaştırma aracı olarak kullanılmasının doğru olmadığını söyledi.
Başörtüsü sorunu gibi özgürlerin siyaset malzemesi yapılmasına karşı olduklarını konuda samimiyete ihtiyaç olduğunun altını çizen Yıldız şöyle konuştu: "Bizce bu konunun çok iyi ele alınması lazım. Bu konun muhatabı sadece Parlamento değil. STK'lar, üniversiteler ve en önemlisi de halktır. Ama türban meselesinin başka alanlarda kullanılmasını çok ciddi tartışmak lazım. Bu iş 'amalarla, fakatlarla' çözülmez. Sayın
cumhurbaşkanı ve başbakan eşlerinin başörtülü olması kamusal alan bağlamında tartışılmasını yadırgıyorum. Belki ileride tartışıldığında özellikle 18 yaşın önemli olduğunu söyleyebilirim. Özgürlükleri herkes istediği şekilde kullanabilir. Hassas bir meseledir. Tartışılmaya ama siyasete malzeme yapılmaması lazım. Sadece seçimden seçimi ya da referandumdan referanduma olmaması gerekir. Yeni bir samimiyete ve sayfaya ihtiyaç var."
AJANSLAR