Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Demokratik Toplum Kongresi (DTK)
Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün açıklamalarına ilişkin "Bu benzetmeler yersiz benzetmeler. Herkes, birazcık vicdanı olan herkes bunu görür. Böyle bir benzetme, bunlar doğru şeyler değil." dedi.
Gül,
Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen ile
Çankaya Köşkü'ndeki baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak
basın toplantısı düzenledi.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Gül, BDP ve DTK'nin sözde
sivil itaatsizlik eylemi ile Ahmet Türk'ün "
Libya ve Mısır'da
özgürlük çığlıkları yükseliyor. Bizim haykırışımız daha büyük olacak" açıklamasına ilişkin kimin ne dediğini dinlemediğini, böyle bir açıklamanın olup olmadığını bilmediğini ifade etti. Benzetmelerin yersiz olduğunu vurgulayan Gül, birazcık vicdanı olan herkesin bunu göreceğini söyledi.
"Böyle bir benzetme, bunlar doğru şeyler değil." diyen Gül sözlerini şöyle sürdürdü: "Unutmayın ki
Avrupa Birliği (AB) ile tam üyelik müzakereleri yapabilmek için
Türkiye'nin bir şartı yerine getirmesi gerekirdi; o da
Kopenhag Siyasi Kriterleri. Türkiye bu siyasi kriterleri yerine getirmiş. Bu ne demektir? Türk
demokrasisinin, Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerinin AB seviyesinde, kabul edilebilir seviyeye gelmiş olmasıdır. Türkiye bunları eğer yerine getirmemiş olsaydı AB ile müzakereye zaten başlayamazdı. Dolayısıyla Türkiye'deki demokrasi,
insan hakları standartları sorgulanırken insaflı olunması gerekir. Bunu söyledikten sonra biliyorsunuz hemen şunu da söylüyorum Türkiye'nin hala reformlar yapması hala hukuk ve demokratik standartlarımızı yükseltmek için çaba göstermemiz gerekir ve bunun da daima önderliğini yapıyorum. Her gün de Türkiye'de yeni güzel şeyler bu şekilde oluyor ve olacak da. Herkes kurallar çerçevesi içerisinde, kanunlar, nizamlar içerisinde demokratik hak ve hukukunu kullanabilir. Bu çerçeve içerisinde eleştirilerini yapar. Gösterilerini yapabilir, her şeyi yapabilir. Ama bunların, her şeyin kanunlar, nizamlar çerçevesi içerisinde olması gerekir. Bunun ötesindeki davranışların bütün halkımız tarafından da doğuda da batıda da her tarafta hoş karşılanmayacağı inancındayım."