Erzurum, Ankara, Muş ve Adana'da tedavileri süren hastaların yakınları ise korku içinde yaşıyor. Son yıllarda vefat edenlerin tümünün kanserden hayatını kaybetmesi nedeniyle, köyde yediden yetmişe kadar kanser korkusu yaşanıyor. Kanser nedeniyle hayatını kaybedenlerin ailelerinin köyü terk ettiğini ifade eden köy sakinleri, yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyor.

Köyde kanserle mücadelesini sürdüren en genç hastalardan biri olan Nejdet Akçicek'in, beynindeki tümör nedeniyle gözleri kapandı. Yaşama sevincini sürdürmeye çalışan Nejdet Akçicek, “Mersin’de üniversite son sınıfta okurken başımda şiddetli ağrılar meydana geliyordu. Doktora gittim ve benim kanser olduğumu söylediler. Doktorlarım sağ olsun, öğretmenlerim sağ olsun beni mezun ettiler. Sınava giremedim çünkü gözlerim görmüyordu ve o yüzden sınava giremedim. Hayırlısı olsun ve şükrediyorum halime.” dedi. 

Kendi babası ve amcalarının da kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden kanser hastası Nejdet Akçiçek’in babası Şefik Akçiçek (58), şunları söyledi: “Köyde birçok kişi kanser hastalığıyla gitti. Benim amcam, babam, amca çocukları ve oğulları. Şimdi ise yine 4 kişiye yakın kanser hastası var. Oğlum da Türkçe öğretmenliği kazanmıştı, bu da Cenabı Allah’ın takdiri, ne yapalım?” 

Köylerinde yaklaşık 15 kişinin kanserden hayatını kaybettiğini ve şu anda 6 kişiye ise kanser teşhisinin konulup tedavi gördüğünü kaydeden Boyalı Köyü Muhtarı Atik Akçiçek, “Ben de korkuyorum. Yetkililerin derhal köyde araştırma yapmasını istiyoruz. Köyümüzde sürekli doktora gidenlere kanser teşhisi koyuyorlar. Genellikle 10 ile 15 kişi kanserden hayatını kaybetti ve 4 ile 5 kişi şu anda tedavi gören var. Bunun araştırılmasını istiyoruz. Kendim de korkuyorum. Benim yaşım 55 ve ileride hasta olacağımdan korkuyorum. Bu gen hastalığı mıdır? Taştan, sudan, topraktan ve havadan mıdır? Araştırılmasını rica ediyoruz.” diye konuştu. 

Köyde birçok kişinin ‘ben ya da çocuklarım hasta olur diye tedirgindir’ diye kaydeden İl Genel Meclis Üyesi Sait Çetinkaya ise “Boyalı köyümüz 30 haneli olup, genelde yüzde 80’i hasta oluyor. 20'den fazla hayatını kaybeden ve tedavi görenlerle beraber 20’den fazladır. Buranın halkı sorup araştırdığımda çok tedirgindir. Yarın ya da öbür gün ben ya da çocuklarım hasta olur diye tedirgindir. Devlet tarafından yetkililerin gönderilmesini ve konun araştırılmasını istiyoruz. Millet aya gidip ev yapıyor ve yaşamak istiyor. Büyük bir Türkiye ülkesi, gelip 30 haneli köyde kanserin çaresini bulamazsa biz neye yarıyoruz ve devlet neye vardır? Ben gelip burada soruyorum, 7 yaşındaki çocuk kanser gelip ben ölüyorum diyor. Böyle bir şey olur mu, böyle bir şey olamaz. Yani insanız. Burada insan olarak yaşıyoruz. Yanımızda 50 metre uzakta üniversiteyi bitirip Türkçe öğretmeni olan bir gencimiz var, annesi babası perişan durumdadır. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Aile, kendisi de korkuyor. Devletten, yetkililerin gelip bir araştırma yapmasını istiyoruz. En azından vatandaşlar sorunun ne olduğunu öğrensin ve rahat bir nefes alsın.” şeklinde konuştu.

CİHAN