Danıştay'ın kendini Yüksek Mahkeme'nin yerine koyduğunu belirden hukukçular “YSK da bu cinayete ortak oldu” dediler.
Nüfusu 2 binin altında olan belediyelerin
seçime girebilmelerine
Anayasa Mahkemesi'ne rağmen vize veren Danıştay'ın kararı hukuk cinayeti olarak yorumlandı.
Anayasa Mahkemesi'nin
yüksek yargıda son sözü söyleyen kurum olduğuna dikkat çeken hukukçular ve siyasetçiler 'Danıştay, bu kararla Anayasa Mahkemesi'nin hakkını gaspetti' dediler.
Meclis'te kabul edilen ve Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra yürürlüğe giren yasanın iptali için
CHP, Anayasa Mahkemesi'ne gitmiş, ancak ret cevabı almıştı. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına rağmen nüfus tespit sistemine göre yapılan sayımlara
itiraz eden bazı belediyelerin başvurularını Danıştay'ın kabul etmesi üzerine
Yüksek Seçim Kurulu kapatılan tüm belediyelerin seçimlere girmesi yönünde karar verdi. Karara Anayayasa Mahkemesi'nin itirazı ile başlayan tartışmalar sürerken hukukçular, Danıştay'ın ikinci bir Anayasa Mahkemesi gibi hareket ettiğini dile getirdiler.
KARAR HERKESİ BAĞLAR
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Danıştay kararını eleştirirken söylediği 'İkinci bir Anayasa Mahkememiz oldu' sözlerine katıldığını belirten
Hasan Celal Güzel, ' Anayasa'nın 153. maddesinin son fıkrası açıktır. Anayasa Mahkemesi kararları her mercii, bu arada yargı organlarını bağlar. Danıştay da yargı organı. Kendisine gelen müracaata 'Anayasa Mahkemesi'nin kararı var. Bunun dışına çıkamaz' diye karar vermesi lazım' dedi. Danıştay'ın ikinci bir Anayasa Mahkemesi gibi karar aldığını belirten Güzel, 'Danıştay hukuk cinayetine
imza attı. YSK da Anayasa Mahkemesi kararına sırtını dönüp Danıştay'ın hukuksuz kararına iştirak etti' şeklinde konuştu.
YSK YENİDEN KARAR VERMELİ
Anayasa Profesörü
Ergun Özbudun ise yüksek yargıda yaşanan tartışmada Anayasa Mahkemesi'nin haklı olduğuna işaret ederek "Anayasa Mahkemesi'nin kararı, vicdanımızı rahatsız etse dahi herkes için bağlayıcıdır. YSK'nın, Anayasa Mahkemesi'nin kararını bir kez daha gözden geçirip, konuyu yeniden değerlendirmesi gerekir" şeklinde konuştu.
2. ANAYASA MAHKEMESİ GİBİ
Başbakan Erdoğan'ın 'İkinci Anayasa Mahkemesi' ifadesinin hatalı olmadığını söyleyen Özbudun, “Danıştay Anayasa Mahkemesi'ni devre dışı bırakıyor. Sanki yeni bir Yüksek Mahkeme işlevi görüyor. Bu da siyaseti de etkileyen sorunlar yaşanmasına neden oluyor" dedi.
Danıştay'ınki yetki gaspı
# Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Küçük: Sorun Danıştay'ın Anayasa Mahkemesi'nin kararını dikkate almamasıdır. Anayasa Mahkemesi, Danıştay'ın üzerinde bir
mahkeme değildir. Danıştay,
Yargıtay, Anayasa Mahkemesi bunlar yüksek mahkemedir. Ama Anayasa'nın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları bütün organlar için bağlayıcı niteliktedir. Bunların içerisine Danıştay da
Yargıtay da girer. O açıdan Danıştay, anayasal bir zorunluluk olarak Anayasa Mahkemesi'ne bağlıdır. Danıştay'ın kararı bu yüzden Anayasa'ya aykırı.
# Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof Dr. İlyas Doğan: Danıştay görev kapsamının dışına çıkmıştır. Bu açıdan Danıştay'ın yaklaşımını doğru bulmuyorum. Bu karar bu yönüyle mevzuata uygun değildir. Danıştay'ın kararına katılmıyorum.
CHP şubesi gibi karar veriyorlar
# Yargıtay eski Savcısı Ahmet Gündel: Hukukçular olarak Danıştay'ın kararını nasıl değerlendireceğimizi şaşırdık. Bunlar yargının siyasallaştığının göstergesidir. Bu olanlarda onun parçasıdır. Danıştay bugün CHP'nin şubesi gibi çalışmaktadır. Danıştay, Ak Parti'nin iktidara geldiği günden beri hükümete muhalefet görevinin dışında hiçbir şey yapmamaktadır. Danıştay'ın aldığı kararlar bunların en güzel göstergesidir.
Paksüt mahkemenin iç tüzüğünü çiğnedi
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç'ın Danıştay kararı üzerine yaptığı açıklamaya,
Başkanvekili Osman Paksüt'ün başını çektiği diğer üyelerin
cevap vermesiyle başlayan tartışmayı değerlendiren
Hasan Celal Güzel, Kılıç'ın haklı olduğunu söyledi. Güzel şöyle konuştu: Anayasa Mahkemesi'nin İç Tüzüğü'ne göre Anayasa Mahkemesi adına beyanı Anayasa Mahkemesi Başkanı vermeye yetkilidir. Onun dışında kimsenin konuşma yetkisi yok. Kılıç görüşlerini belirtmiş ve bu yanlış uygulamanın haklı olarak karşısına çıktı. Osman Paksüt hiçbir şekilde bu yetkiye sahip değil. Mahkemenin iç tüzüğüünü ihlal ederek açıklama yapmıştı. Paksüt ve
Ahmet Necdet Sezer tarafından atanan bir kısım üyelerin, siyasi görüşlerine göre partizanca davranmaları sözkonusudur. Bu yüksek yargı organları için üzüntü vericidir."
YENİŞAFAK