Halk şiiri geleneğinde var bu... Seçimler oldu, bitti. Peki, bundan sonra sence ne olur?

Bundan sonra artık her yer toz duman,

Sütün son damlası sağılır gider.

Tesbih imamesi koptuğu zaman,

Daneler üç günde dağılır gider.

Ezelden böyledir siyasi beşer;

Önüne çıkanın dibini eşer.

Sonra itibarı sıfıra düşer,

Barajın altında boğulur gider.

 

Salim der, bir güneş doğar otağa,

Kurtlar kaldıramaz kuzuyu dağa.

Adalet yeniden kalkar ayağa,

Davalar üst üste yığılır gider…

Kendini kazadan, belâdan sakın,

İnşaallah, yüzün ağ olur gider.

Kullar Yaradan’a olursa yakın,

Başları selâmet, sağ olur gider.

 

Düşmanıyım ben ezelden zilletin,

Tedavisi zordur bunca illetin,

İdaresi güzel olan milletin,

Her günü yeni bir çağ olur gider.

 

Şahinoğlu, pek de sevmez alkışı,

Bahar yeli kovar soğuğu, kışı.

Dostun dosta muhabbetle bakışı,

Ebedî kopmayan bağ olur gider.

 

Şimdi, ben bir ayak açayım Şahinoğlu. Şartım o ki, kullandığım kelimelerle cevap vereceksin.

Şahinoğlu n’olur beni kınama,

Fırsat yakalarsam tepemiyorum.

Cumhurbaşkanlığı çok güzel ama,

Başbakanlıktan da kopamıyorum.

Herkese vermez ki Allah fırsatı,

Nimeti tepmesi zor olur zaten.

Kolay bozulur mu koltuk rahatı?

O güçten kopması zor olur zaten.

Siyaset ilminden bütün payım bu,

Elimde tek silâh, okum, yayım bu,

Tâ eskiden beri, benim huyum bu,

Kavgasız bir türlü yapamıyorum.

Yaydan ok çıkar da, oktan yay çıkmaz.

Her kuzu etinden kurda pay çıkmaz.

Can çıkar insandan, lâkin huy çıkmaz,

Kavgasız yapması zor olur zaten.

 “Mecnun Leyla’sını bulmamış” derler.

 “Dünya kimseye yar olmamış” derler.

 “Sultan Süleyman’a kalmamış” derler;

 Bundan bile hisse kapamıyorum.

Kimi ister güzel anılsın adı,

Kimisi makamda buluyor tadı,

İnsanın, dünyaysa eğer muradı,

Bir hisse kapması zor olur zaten.

Benim pusulamın ibresi, kolu,

Durmadan “şaşırır” hep sağı, solu,

Şimdi dört tarafım mıknatıs dolu,

O yüzden Hak yola sapamıyorum.

Neler söyler, bir papağan coşarsa,

Çare yoktur, süt kazanı taşarsa,

Bir geminin pusulası şaşarsa,

Düz yola sapması zor olur zaten.

Salim der ki, benim en büyük zorum;

Aynaya bakınca gördüğüm durum…

Buna rağmen niye böyle mağrurum?

Kimsenin elini öpemiyorum…

Hakkı söyler Şahinoğlu’nun dili,

Kibir cehalettir bunu bilmeli.

Mağrurun kendinden yüce bir eli,

Sıkması, öpmesi zor olur zaten.

Kurtlar, kuşlar, bütün envai sinek,

Bilir geldiğini, zamanın, tünek,

Arada vasıta kırmızı inek,

Yeşil otta beyaz ayran gizlidir.

Halil Karabulut

Geçen haftaki muammanın cevabı “yumurta” idi. Bu haftadan itibaren, bir hafta “dörtlük tamamlama”, bir hafta da “askı muamma” uygulayacağız. ”Dörtlük tamamlama” bizim aşağıda yazdığımız iki satırı, “Halk Şiiri” kurallarına uygun, vezne, durağa, kafiyeye, ayağa, redif ve mana bütünlüğüne dikkat ederek tamamlama şeklinde icra edilecek.

Ciğerim dağlandı yanık sesinden,

Bülbül feryat eder, gül neredesin?