Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç dün mecliste yaşan olaylar ve kendisi hakkında ortaya atılan iddialara cevap verdi. İşte Bülent Arınç açıklamasından notlar: "Sonucu kavgaya varan gerginlik iki değerli arkadaşımı derinden üzdü. Bu tür olayın geçmişte de yaşanıyor olması artırılan gerginlik sebebiyle kavga yaşanması üzücüdür. Bu görüntüler TBMM'nin saygınlığını zedeleyebilecektir. Ben dün şahsımla alakalı bölümü açıklayacağım. Sayın Mumcu 1 saat sonra çıktı ve konuşma yaptı. Benim içeriye girerek talimat verdiğimi dile getirdi. O sırada ben kulisteydim. Konuşmaları takip ettim. Gensoru benimle ilgili değil. Bu görüşmeleri takip etmek benim hakkımdı. İçeri girerek bu konuda bir konuşma yapacağım demiştim. Fakat sonradan Başbakan'ın konuşması sırasında yaşanan tatsız olay nedineyle konuşma fırsatı olmadı. Yaşanan olayların sorumlusu şüphesiz meclisi yöneten başkan yada başkan vekilidir. Mumcu'nun başkan vekilliğini yönetiyor olması geçmişte de bu tür olaylar zaman zaman yaşandı. Mumcu adil ve tarafsız bir yönetim sergilemiyor. Sayın başkan vekili bir CHP gibi hareket etmekte ve o kürsüden herkese eşit davranması gerekiyor. Bugüne kadar Mumcu'nun yönettiği oturumlarda şikayetler var. CHP ne söylerse onaylıyor. Başkan yada başkan vekili tartışmalara katılamaz hükmüne rağmen taraf oluyor. Sadece dün değil başkan vekili afakanlar geçirmekte tarafsız sergileyememektedir. Bir çok milletvekili Akşener gibi ol deniyor. Akşener daha tarafsız şekilde yönetmektedir. Bu mecliste 5 yıl boyunca başkanlık yaptım. Gerginlik yaşandı ama dünkü bir tablo olmadı. Meclis başkanı mutlak tarafsız değildir. Tam tarafsız değillerdir. Partilerinin milletvekilleridir ve aidat öderler. Meclis başkanlarının şuna dikkat etmesi gerekiyor. Ben birçok defa bunu söyledim ama duyurmadınız. Anayasa'nın 94. maddesinin 4. fıkrası başkanı, başkan vekili, üyesi olduğu partinin meclis içinde ve dışında faaliyetlerine katılamaz diyor. Ben demiyorum Anayasa diyor. Mumcu ile ne ilgisi var. Her salı günü parti grup toplantısında 1. sırada Baykal'a yakın bir yerde oturmayı görev saymıştır. Peki bu anayasa anayasa derken bu maddeyi görmezden gelemezsiniz. Ama 94. maddesi başkan vekilleri tarafsız ve adil yönetim konusunda etkinliklere katılamaz diyor. İsterseniz kayıtları izleyin. Bu yüzdün grup toplantısından sonra tarafsız bir yönetim beklemek doğru değil. Bu meclisin nasıl yönetilceği meclis iç tüzükte var. Meclisi yöneten kendi düşüncesini belirtemez. Ama Mumcu istediğinde belirtiyor, istediğinde belirtmiyor. Meclis'i yönetmiş bir insanım. Adaletli ve tarafsız yönettiğim konusunda CHP'den o dönemde bulunanlar ben CHP'nin takdirlerini almış bir insanım. Bu insana güvenilir, şikayetimiz yok demişlerdir. Şimdi şikayet varsa buna cevap veriyorum. Kürsüde konuşan kim olursa olsun iç tüzük ona 'hatip' diyor. Üzüldüm ve sıkıldım. Bugüne kadarki birikim gecenin stresi var ve gensoru bitmemiş. Basit bir meselenin saatler sürmesi ve geceyarısına devam etmesi ve kavga ihtimali üzerine başkanı ikaz etmek istedim. Dedim ki hanımefendi iyi yönetemiyorsunuz. Neden iyi yönetmiyorsunuz. İç tüzüğe uyun dedim. Sataşmalar sürüyor, uzuyor. Tarafsız ve adil olun. Siz iyi yönetemiyorsunuz partinizin militanı olarak buradasınız dedim. İç tüzüğe uyacaksınız dedim. Ve çıktım gittim. Sayın Özkan oturduğu yerden kalkmadı. Hiç bir söz söylemedi. Ben onu küçük düşürecek bir davranışta bulunmadım. İyi yönetmiyorsunuz diye uyardım. Benden sonra Elitaş gelmiş. Birbirimizden habersiziz. 1 saat sonra söyledikleri kulağımıza geldi. Gelip oturumu kapatmak kulağımıza geldi. Başkan yürütmenin yasamaya müdahalesi olarak söylüyor. Ben hükümetin bir üyesiyim. Meclis'te bir yasama görevi yapan bir milletvekili olarak geldi. Benim bir şikayetim var ben bunu başkana söyledim. Olayı nasıl anladı bilmiyorum ama ona başkası bir akıl verdi. Bakanlık sıfatıyla değil, 5 yıl başkanlık yapmış. Bu tüzüğü satır satır bilen bir milletvekili olarak söyledim. Ben eleştiri hakkımı kullandım. Doğru yada yanlış yaptım ama bakanlık sıfatıyla yapmadım. Reddediyorum. Benim yerime her milletvekili oturduğu yerden yada kürsüye gelerek demişlerdir. "