Yerel
Bolu Expres gazetesinin yazarlarından
Işın Erşen, 7
Ekim 2007 tarihinde ibretlik bir yazı kaleme aldı.
Gabar Dağı’nda Bolu 2. Komando Tugayı’na mensup 13 askerin şehit edilmesinin ardından gazetede yayımlanan 'Türk', işte karşında düşmanın’ adlı yazısında,
PKK ile sürdürülen mücadeleyi anlattıktan sonra DTP milletvekillerin MYK üyelerinin ve Belediye başkanlarının isimlerini tek tek sıralamıştı. Yazı şöyle devam ediyordu:
“Yüce Türk Ulusu, işte karşında düşmanın. ‘PKK bölücü
terör örgütüdür, onun mensupları da vatan hainidir’ demedikten sonra bunların topu Türk düşmanı olarak bundan sonra ‘
sivil yurtsever’ unsurların
hedefi olacaktır. Kahpece pusu kuran dağdaki teröristin peşinde koşmaktansa üç-beş mikrobu temizleyip bundan sonra bir bizden, beş sizden, tamam mı, devam mı? demek gerekir.
Bunu yapacak ve diyebilecek yurtsever unsurlar da çıkar elbet. Toplumun arzusu, yoğun olarak bu yöndedir. Bundan böyle şehit edilen her güvenlik görevlisine karşın, bunlardan birinin aynı kaderi paylamaşı toplumun çoğunluğunun isteği haline gelmiştir. Artık kangren olmuş uzuv veya uzuvların kesilip atılma zamanı gelip geçmiştir.”
Ogünler böyle yetişiyor
Söz konusu yazı üzerine DTP Grupbaşkanvekili
Selahattin Demirtaş,
avukatı Faruk Duran aracılığıyla 24
Kasım 2007 tarihinde Bolu
Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda ‘
Basın yoluyla
hakaret, suç işlemek için alenen
tahrik, halkı kanunlara uymayaya tahrik’ suçlamaları nedeniyle Erşen’in cezalandırılmasını istendi. Suç duyurusunda 6-7
Eylül olayları,
Maraş ve
Sivas olayları gibi trajik olayların çok basit bir söz ve yazıdan kıvılcım alıp büyüdüğü hatırlatılarak “Bu tür toplumsal infial,
eylem ya da kalkışmaların kaynağında, gerçeğin çarpıtılarak sunulması, kişilerin çeşitli hamasi ve duygusal söylemlerle tahrik edilmesi, birilerinin hedef gösterilmesi yönetimleri olduğu bilinmektedir.
Türkiye’nin zarar gördüğü
Rahip Santoro ve
Hrant Dink cinayetlerinde gözlendiği gibi söz konusu yazılar nedeniyle durumdan vazife çıkaran kişiler tarafından suç işlenebilmektedir” denildi. Ancak Bolu Cumhuriyet Savcılığı altı ay süren soruşturmanın ardından yazıda suç unsuru bulunmadığını gerekçesiyle
takipsizlik kararı verdi.
‘Karara itiraz edeceğiz’
Avukat Duran, savcılığın verdiği takipsizlik kararına itiraz edeceklerini belirterek “Düşünce ve
ifade özgürlüğü konusunda birçok aydın politikacı hakkında söylemedikleri sözlerden bile
dava açıldı. 301. maddeden pek çok insan yargılandı ve
hapis cezaları aldı.
Bu yazıda açıkça halkı birbirine düşürülmek ve cinayetler
teşvik ediliyor. Savcılığın bunu ifade özgürlüğü olarak değerlendirmesi enterasan” diye konuştu.