Yusuf'u kurtlar yedi yalanına kim inanır?
Türkiye bu sefer bu
kuyuya düşmeyecek. Bu
ülke insanının yıllardır gördüğü ve hayra yorulması gereken bir
rüya var. Gelin Yusufları yeni kuyulara yuvarlamak yerine bu rüyayı birlikte hayra yoralım.
Kutsal kitapların hemen hepsinde Hz. Yusuf kıssası birbirine çok benzeyen ifadelerle aktarılmaktadır. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan masum Yusuf'un, hapishaneye uğrayan ve ondan sonra kralın o meşhur rüyasını yorumlayarak Mısır'ın yedi sene bolluk, akabinde yedi sene kıtlık geçireceğini işaret eden ve nihayetinde Hz. Yusuf'un vezirliğe yükseldiği enfes kıssa. Tarihî bir veri olarak da inceleyebileceğimiz bu metin, Türk siyasal hayatından izdüşümleri içinde barındırmaktadır.
Hapislere düşüp tekrar başa geçen liderler, kardeşleri tarafından kuyunun dibine atılan masumlar ve en önemlisi ara ara ülkeyi yedi sene düzgün idare etmeyi başarabilen devlet erkanının bir şekilde yedi sene süren büyük buhranlı krizlerle boğuşmak zorunda kalışı...
2001 krizinden sonra dibe vuran Türkiye, zor günleri arkasında bırakıp daha güçlü bir ekonomi, daha liberal bir
demokrasi ve dünyada sözü daha dinlenir bir ülke olmak için çaba sarf ediyor. Bu yolda son dönemde dost düşman hemen herkesin hemfikir olduğu bir gerçek var: Türkiye, eski Türkiye değil. Orta Doğu'da sözü daha çok dinlenen, Avrupa'da tam üye adayı olan ve hepsinden önemlisi kendisi ile yüzleşmeyi deneyen bir Türkiye var.
Görünen o ki bu yolda elde edilen somut başarılar Hz. Yusuf kıssasında olduğu gibi birçok öz kardeşi kıskançlığa sürüklemiş durumda. Her gün biraz daha serpilen Yusuf'un başarılarını çaresizlikle izleyenler ve kıskananlar, kolları bir kere daha sıvadılar.
Türkiye, kendi ‘kardeşleri' tarafından derin bir kuyuya itilmek isteniyor. Herkes işini gücünü bırakmış, kendi ‘kardeşinden' gelebilecek bir suikastın, saldırının, komplonun,
katliam planları yapan bir belgenin, çocukları katlederek büyük işler yapabileceğini sanan bir güruhun, pimi çekilmiş bir bombanın ne zaman karşısına çıkabileceğinin tedirginliği ile hayatına devam etmeye çalışıyor. Hz. Yusuf, yani bu ülkenin en masumları ise görülen rüyaları hayra yormaya çalışıyorlar. Onlar o kadar çok rüya gördüler ve görülen farklı rüyaları bugüne kadar o kadar doğru yorumladılar ki onları sürekli kuyuya iten kendi ‘kardeşleri' bile bu feraset karşısında ara ara pes etmek zorunda kaldılar.
Kuyular, asit kuyuları değil. Hz. Yusuf'un itildiği, bir köşesinde rahmet kokuları barındıran, hayata dair tüm umutlarını yitirmişlerin Yusufları itmeye çalıştığı
imtihan kuyuları. Yusuflar itildikleri kuyulardan hep güçlenerek çıktılar. Yusufları kuyulara atanlar her seferinde yüzleri kararmış, bedbaht ve utanç dolu hislerle hayatlarına devam ettiler.
Kıtlık yılları geldiğinde dönüp Yusuf'a el açtılar. O Yusufluğunu yaptı, kıskanç kardeşler de hasetliklerini... İnsanlık var oldukça Yusuflar da olacak, kıskanç kardeşler de... Kuyular da olacak, vezirlikler de... Bolluk da olacak, kıtlık da...
Ülke olarak yine derin kuyuların etrafında gezinmeye başladık. Art arda
intihar eden subaylar, suikast girişimleri,
darbe planları, fırkateyn üstüne çıkıp tehditler savuranlar, hukukun bir hesaplaşma arenasına dönüşümü, değişim sürecinde kendi mali durumunu değiştirmekle meşgul olan devlet adamları,
açılımı gölgede bırakan yedi masum Yusuf'un Reşadiye'de şehit edilmesi ve diğer kahredici
gündem maddeleri…
Yedi sene süren istikrar dönemi sonrasında dünyada tekrar önemli bir aktör olan Türkiye, derin ama dar bir kuyuya itilmek isteniyor. Türkiye'yi kuyuya itmeye çalışanların gözden kaçırdığı çok enteresan bir gerçek var. Kuyu eski kuyu ama Türkiye o kuyunun ağzına sığmayacak kadar büyüdü. ‘Derinlik aynı, kuyu aynı, biz bu ülkeyi niçin en dibe yuvarlayamıyoruz?' sorusunu soranlar, başlarını bir kere kaldırıp yeni ve azametli Türkiye'ye bakmadıkları için kan ter içinde kalmalarına rağmen içine düştükleri trajikomik hâli göremiyorlar.
Türkiye bu sefer bu kuyuya düşmeyecek. Bu ülke insanının yıllardır gördüğü ve hayra yorulması gereken bir rüya var. Gelin Yusufları yeni kuyulara yuvarlamak yerine bu rüyayı birlikte hayra yoralım. Yedi sene bolluk üstüne yedi sene daha büyük bolluk yaşayacağımız, kardeşlerimize, komşularımıza
refah dağıtacağımız adil ve güçlü bir ülke olalım. Yusuf'u kurtlar yedi yalanına dün de inanılmamıştı bugün de inanılmıyor. Görmüyor musunuz?
Selim
Savaş Genç - AKSİYON