Türkiye’de geçen yıl yaşanan 1 milyon 491 bin 769 asayiş olayının yaklaşık dörte birini hırsızlık suçu oluşturdu. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, yurt genelinde 2008’de 256 bin 562 olan hırsızlık suçu, 2009’da 304 bin 570’e, 2010’da 344 bin 87’ye, 2011’de 351 bin 838’e ve 2012’de 405 bin 405’e yükseldi. Jandarma bölgesindeki asayiş olaylarında hırsızlık suçu, hayata ve vücut dokunulmazlığına karşı suçlar ile hürriyete ve şerefe karşı suçlarla ilk üç sırada yer aldı.
Geçen yıl, polis sorumluluk alanında meydan gelen hırsızlık suçlarında, ilk sırada evden hırsızlık suçları yer aldı. Bu suçu iş yerinden hırsızlık ve yankesicilik izledi. Jandarma sorumluluk alanında da en sık rastlanan hırsızlık türleri sırasıyla yüzde 25,56 ile evden hırsızlık, yüzde 13,80 ile iş yerinden hırsızlık ve yüzde 10,83 ile elektrik enerjisi hırsızlığı oluşturdu.
İŞSİZLİK BAŞ NEDEN
Hırsızlığı etkileyen faktörlerin başında ise işsizlik, gelir dağılımı arasındaki fark, öğrenim seviyesi, göç ve nüfus hareketleri geliyor. Hırsızlık zanlılarının yüzde 60’ını ilköğretim mezunları ve altında eğitim alan kişiler oluşturuyor. Eğitimli suçluların tekrar suç işleme eğilimleri ise diğer suçlulara oranla daha az olduğu belirtiliyor.
MESLEK OLARAK GÖRÜLÜYOR
Bu suçu işleyenlerin büyük bölümünün hırsızlığı bir “meslek” olarak gördüğü, hırsızlık hükümlülerinin, cezaevinden çıkmalarını müteakip, eski işlerini kaybetmeleri, sabıkalı olmaları ve yeni iş bulma şanslarının da azalması sonucu hırsızlık yapmaya devam ettiği kaydediliyor. Emniyet yetkililerine göre, hırsızlık, yüksek faili meçhul oranı, kişilerde yarattığı suç korkusu, maddi ve manevi etkileri nedeniyle, çözülmesi gereken öncelikli suçlardan biri.