Turgut Bey,
Danıştay 7. Daire Başkanı.
Vergi ihtilaflarına
bakan Daire’nin Başkanı.
4 yıl önce, görevi başında öldürülen Danıştay Üyesi hakime hitaben, şöyle diyor Turgut Bey:
“Biliyor musun Mustafa? Sana ve çalışma arkadaşlarına sıkılan kurşunların sebebi,
türban değilmiş;
Ergenekon’muş. Bugünlerde, bunları sıkça dillendiriyorlar.”
Turgut Bey, niyetini ilk dakikadan belli ediyor. Aklınca dalga geçiyor, “Türban değilmiş, Ergenekon’muş” diyor..
Ergenekon’u hafife alıyor..
Kamera kayıtlarının
OYAK gibi bir kurumda kaybolmasına rağmen.. Kaybolmak ne demek, bilerek silindiği gerçeğine rağmen.. Silinmek de ne demek, sorulduğunda yalan
cevap verilerek, evrakta sahtekârlık yapıldığı halde..
Bu gelişmeyi beğenmiyor Turgut Bey.. “Türbandan işlendi ise, işimize gelir. Ergenekon’dan işlendi ise, işimize yaramaz” demeye getiriyor..
Devam ediyor Turgut Bey: “Kurşunların niye sıkıldığı, kurşunu sıkan elin bağlantısının kiminle ve neyle olduğu konusu, yargıda.
Yargı sonuçta kararını verecek. Bu konuda söz söylemek bize düşmez.”
Danıştay katili
Alparslan Arslan’ın, Ergenekon yapılanması ile ilişkisinin yargıda olduğunu hatırlatıyor Turgut Bey. “Yargıda olan bir konuda da konuşmak bize düşmez” diyor..
Doğru da söylüyor.. Ama Turgut Bey’in doğrusu, bir dakika bile sürmüyor..
Devam edelim Turgut Bey’den alıntıya. Bakın ne kadar çelişkili sözlere
imza atıyor, ne kadar hukuktan uzak, önyargılı konuşmalar yapıyor: “Ancak; diyelim ki, kurşunları sıkan eli, varlığı iddia olunan Ergenekon kullandı. Bunun böyle olması, gazetenin ‘İşte o üyeler’ başlığını da atılmamış kılar mı?”
İşte orada dur bakalım Turgut Bey!
Ne diyordun yukarıda? “Danıştay katilinin Ergenekon’la bağı olup olmadığı yargıda. Orada bize söz söylemek düşmez” diyordun değil mi?..
Peki, “İşte o üyeler” başlıklı haberin hukuka aykırı olup olmadığı konusu da, şu an yargıda değil mi?
O konuda niye sana söz söylemek hakkı düşüyormuş?!
Yoksa, “İşte o üyeler” başlıklı haberin, şu an yargıda olduğunu bilmiyor musun?
Bilmiyorsun değil mi? Nasıl bileceksin ki?!.. 5 katrilyon
vergi kaçağından yargılanan patronun işçisi
Oktay Ekşi’den alıntı yapıp,
Başbakan’a
hakaret etmeye kalkışıyorsun..
Hazırladığın konuşmanın dipnotlarını verirken, vergi kaçıran patronun gazetesini referans gösteriyorsun!
“Referans verdiğim başyazarın patronunun onlarca vergi
kaçırma davası, hem de benim görev yaptığım Daire’ye geliyor. Ben bu adamları referans verip, Başbakan’ı eleştirmeye kalkışırsam, referans aldıklarımın lehine verilen kararlara şüphe ile bakılmaz mı?” diye hiç düşünmüyorsun!..
Doğan Grubu’nun Danıştay’daki davalarını bir kenara not edip, dönelim “İşte o üyeler” başlığına..
O haber hakkında açılan dava henüz bitmedi Turgut Bey.
Henüz yargıda olan bir konuda ise, kimseye söz söyleme hakkı düşmez!..
Hele hele, bir Danıştay Daire Başkanı’na, söz söylemek hiç düşmez..
Sen de söylüyorsun zaten bunu. Ama, Ergenekon’u masum gösterme ihtimali varken bunu söylüyorsun.
Vakit’i mahkûm etme noktasına gelince, “Dava henüz bitmemiş, yargıda imiş” itirazını hiç dikkate almıyorsun değil mi Turgut Bey?!
Evli kadınla zina halinde suçüstü yakalanan ana muhalefet partisinin genel başkanının yerini doldurmak istercesine, Başbakan’ı direkt
hedef alırken de, “Başbakan hakkında bir dava yok. Ben Sayın Başbakan’ı nasıl eleştirebilirim” demeyip, şu sözleri sarfediyorsun:“Eğer, siyasiler, ‘Anayasamıza göre;
Türkiye Cumhuriyeti, lâik ve çağdaş bir hukuk devletidir. Danıştay, Anayasa’nın gereğini yapmıştır. Esasen, Türk milleti adına yargılama yapan Danıştay’dan lâik hukuk düzenine gönülden bağlı bulunan bizlerin de beklediği buydu’ diye söylemde bulunmuş olsalardı ve o başlık atılmamış olsaydı; amaçları ne olursa olsun, saldırganlar, eylemlerine uygun ortam bulabilirler miydi? Ve, sen sevgili Mustafa, şimdi hayatta ve aramızda olmaz mıydın?”
“İşte o üyeler” başlığı yargıda olduğu gibi, o başlığın atılmasına sebeb olan türban kararının bile henüz daha kesinleşmediğini, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nda 4 senedir beklediğini bilmiyorsun değil mi Turgut Bey?!
Bilmiyorsun ve Danıştay’da derdest olan, henüz kesinleşmemiş
dosya hakkında, “doğru karar” diye yorum yapıyor, o karar hakkında Başbakan’ın açıklamasına cevap vermeye kalkışıyorsun, değil mi Turgut Bey?!
Olmadı Turgut Bey, olmadı!.. Bu kadar çelişki, bir hakime yakışmaz!
Yüksek hakime, hiç yakışmaz!
ALİ KARAHASANOĞLU-VAKİT