Bu
senaryo uygulama şansı bulursa uzun bir siyasi kaosun içine gireceğiz. Ancak söz konusu senaryoyu
tercih edenler, siyasi kaosla ve toplumsal,
ekonomik, manevi sonuçlarıyla pek ilgili görünmüyorlar...
***
Senaryo şöyle:
CHP anayasa değişiklik paketi Cumhurbaşkanı tarafından
imzalanır imzalanmaz
Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak. Başvurunun gerekçesi, değişikliklerin anayasanın değiştirilemez maddelerine aykırı olduğu görüşüne dayandırılacak.
Anayasa Mahkemesi’nin ilk kararı, başvurunun hukuki olduğu,
referandum sonucunu beklemenin gerekmediği yönünde olacak ve Mahkeme, konunun önemi dolayısıyla gecikmeden karar alacak. Karar, başvuruyla aynı yönde, yani değişikliklerin anayasanın değişmez maddelerine aykırı olduğu yönünde olacak.
Dolayısıyla anayasa değişikliği önerisini vermiş olan AKP’li milletvekilleri, yani AKP “anayasanın değiştirilemez maddelerini değiştirmeye kalkışmak” suçlamasıyla karşı karşıya kalacak.
Bu kararın gereği de
Başsavcı’nın tek başına bu “anayasayı ihlal girişimi” dolayısıyla AKP hakkında
kapatma davası açması olacak.
Başbakan’ın, bu ihtimale karşı
tedbir olarak öneriye imza atmamış olmasına rağmen, beyanları dikkate alınarak “siyasi
yasak” kapsamına alınması istenecek.
Nasıl bir karar çıkacak?
367 kararını, AKP hakkında önceki davada “irticai faaliyetlerin odağı olduğu” kararını alan Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’nin anayasa değişikliği faaliyetini “anayasanın temel ilkelerine aykırı” bulmuş olmasının gereği, kapatma kararı almasıdır.
***
Genel başkanına siyasi yasak getirilmiş ve Meclis’te çoğunluğu kaybetmiş olan AKP’nin hükümet kurma imkânı da kalmayacak, boşalan milletvekilliği sayısı dolayısıyla
seçime gidilmesi şart olduğundan, ülkeyi seçime götürecek bir hükümet kurulacak. Bu hükümeti de CHP ile MHP kuracak.
Seçime gidilene kadar hükümetin icraatları ne olur, sorusunun da bir tek cevabı var:
Ergenekon davalarının uyutulmasını kesinlikle, elinden geldiğince sağlar. Bol miktarda
görevden alma ve yeni atama yapar. Görevden alınan
kamu görevlileri de Danıştay’a gider, yüksek bürokraside karmaşa başlar.
Senaryo bu aşamaya kadar geldiğinde geriye bir tek soru kalıyor: Seçim sonucu ne olur?
Erdoğan’ın başında olmadığı yeni AKP’ye “asla siyasi iktidarın verilmeyeceği” inancı
halkta etkili olursa
koalisyon mecburiyeti çıkar. Ama ya öyle olmazsa? Daha önce örnekleri gördüğümüz gibi, halk bu senaryonun uygulamaya konulmasından hiç hoşlanmaz ve yeni AKP’ye yüzde 47’nin de üzerinde bir
destek verirse?.. Sorunun cevabını senaryoyu geliştiren ve uygulanacağı inancını taşıyanlar iyi düşünmeli.
OKAY GÖNENSİN-VATAN