Bugün Gazetesi Yazarı Gültekin Avcı Başbakan'ın sustuğu, tek kelime söylemediği AKP'deki dine isyankârlık tablosunu ortaya koydu.
AKP'de ısrarla İslam'a hakaret ediliyor. İslam kaideleri tarumar ediliyor. Kimseden ses çıkmıyor. Daha kötüsü Türkiye'de ilahiyatçı geçinen gölgelerden de ses çıkmıyor.
İslam'a karşı Başbakan'dan başlayan ahlak ve edep dışı tavırlar, partinin tüm kademelerine yayılmış durumda.
Başbakan'ın sustuğu, tek kelime söylemediği AKP'deki dine isyankârlık tablosuna bakar mısınız:
1- Başbakan: "Rahmetimiz gazabımızı aşacak."
İmam hatipli olduğunu söyleyen Başbakan, bir imam hatip talebesinin bile sarf etmekten imtina edeceği bir söz söylüyor. Başbakan, Allah'ın ayetlerinde kullandığı "ayet meali retoriği" ve "hitap üslubu"nu alenen ve fütursuzca kullandı. Ya zerre kadar imam hatip kültürü yok veya kul hitabetini aşan bu hadsizliği bile bile yaptı. Bugüne kadar bu dince tehlikeli tutumundan geri adım da atmadı.
2- Başbakan: "Kibir ve gurur, mutlak yaratıcı olan Allah'a aittir."
Allah'ın sıfatları (sıfat-ı zâtiyye ve sübûtiyye) arasında kibir ve gurur yok. Esma-ül Hüsna'da (Allah'ın isimleri) "kibir ve gurur" yok. Hassaten "kibir" sıfatı, Allaha değil şeytana delalet eder. Şeytana yakışan bir sıfattır kibir. Bu itibarla Allah'a "kibir ve gurur" isnat etmek, O'na ağır bir saygısızlıktır. Kimse Allah'a kafasına göre isim ve sıfat isnat ve izafe edemez. Zira Allah bunları bizzat kendisi bildirmiştir.
3- Egemen Bağış: "Bakara makara... Her cuma Google'dan bir ayet sallama..."
Egemen Bağış tüm yönleriyle Başbakan tarafından çok iyi tanınan bir isim. Her yönü bilinerek Başbakan'ca zirveye taşınmış bir isim. Egemen Bağış dindar olmak durumunda değil. Ama dini değerlere saygı duymak zorunda. Bu milletin Allah'ı ve Kur'an'ıyla alay edemez. Ama Egemen Bağış alay ediyor, Başbakan sükût edip normal karşılıyor, AKP'liler de tek kelime etmeyerek Egemen Bağış'ın Allah'a ve Kitabına matuf bu hakaretine sessiz kalıp yutuyorlar kepazeliği.
Aynı Egemen Bağış AB Bakanı'yken, "Başbakanımızın doğduğu şehirler de mübarektir" diyerek bir başka kepazeliğe imza atmıştı. Rize Çayeli Belediye Başkanı Rıza Çakır, meydanda yere konan bir televizyonu ısrarla yerden kaldırtmış ve "Başbakanımızın çıktığı televizyon yere konmaz" demişti. Bu cinnet tablolarına karşı Başbakan'dan tık yoktu. Hoşuna gidiyordu bu yaltakçılıklar, perestişler, tapınışlar, dalkavukluklar...
Artık şaşırmıyorum.
Bundan sonra AKP içinden biri daha çıksa Allah'a, Peygamberine ve Kitabına hakaret etse şaşırmam. Çünkü Başbakan ve AKP İslam'a karşı gerçek tavırlarının ne olduğunu gösterdiler tüm millete. Dine olan itikatlarının kimyasını gösterdiler âleme.
4- AKP Düzce Milletvekili Fevai Aslan: "Başbakan Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış bir lider..."
Sürç-ü lisan denildi.
Başbakan tek kelime söylemedi. Oysa kendi partisinin bir milletvekili kendisini (hâşâ) Allah yerine koymuş ve şirk koşmuştu. Oysa gerçek bir dindar o milletvekilini yerin dibine geçirirdi. Başbakan'ın asla dilinin uzanmaması gereken ama çoğu zaman örnekler getirdiği Sultan Fatih olsa Fevai Aslan'ın boynunu vurdururdu. Mustafa Kemal ise kendisini Fatih'e benzeten birini huzurundan kovdu. Ama Başbakan kendisini Allah'la bir tutan milletvekiline ses çıkarmadı.
İbadet ancak ve ancak Allaha yapılır, Allah rızası için yapılır. Ve Allah'ın emrettiği/Peygamberinin açıkladığı hal ve şekillerle yapılır. Bu ifade açık bir sapkınlıktır. Bu sapkınlığa AKP'den ve Başbakandan hiçbir ses gelmedi.
6- Gölcük AKP Kadın Kolları Başkanı: "AK Partili olmak, Başbakanımıza nikâhla bağlı olmaktır..." (2013)
Başörtülü bir kadın bu. Keşke başörtüyle her şey bitiyor, kulluk ve İslam tamamlanıyor olsaydı. Bu cahil kadın İslam'da nikâh ve talak hususlarında şakanın ve teşbihin dahi "ciddi" sayıldığını, nikâh ve talakta mazeret kabul edilmediğini bilmiyor. Umarım cahillikten bunu söylemiştir. Eğer biliyorsa çok daha büyük kepazeliktir. Başörtüye ve İslam'a asla uymaz. Medyaya ve kamuoyuna yansıyan bu rezalete Başbakan ve AKP'den tek bir ses gelmedi. Yukarıda arz ettiğim serencam, İslam akidesine tamamen aykırı bir sapkınlık tablosudur.
Ve bu cinnet sahnelerine sükut eden ve yol veren de Başbakan'dır.