Tan, "Bu maç 89.dakikada niye bu kadar hareketlendi? Her türlü menfaat çatışmasının göbeğinde yaşadığımız için kendimizi büyük bir
kavganın içinde bulmuşuz.
Kürtlerin yaşadıkları sorunların sebebi maçın onların sahasına oynanıyor olmasıdır. Bu kavga yeni
Türkiye ile eski Türkiye'nin kavgasıdır. Yapılacak işler anlamında proje belli, müteahhit (
Hükümet) belli ama müteahhit sürekli mazeretler ileri sürüp, projeyi bir türlü hayata geçiremiyor." dedi.
Demokratik
açılıma
destek veren Mazlumder
Bursa Şubesi Ördekli
Kültür Merkezi'nde düzenlediği bir organizasyonla
Gazeteci Yazar Altan Tan'ı konuk etti. Altan Tan, konuşmasının ilk yarım saatlik bölümde '
Kürt sorunu' konusunda genel bir değerlendirme yaptıktan sonra, iki saatlik bölümde sorulara
cevap verdi.
Gazeteci Yazar Altan Tan, Türkiye'de sanki bir savaş havası oluşturulduğuna dikkat çekti. Dünyanın tarih boyunca hiç olmadığı kadar hızlı bir değişim geçirdiğini anlatan Tan, "İletişimin önündeki bütün engeller kalktı. Bilimsel gelişmeleri hiçbir kimse hiçbir gerekçeyle önleyemiyor. Aynı şekilde modayı kültürü, sporu engelleyemiyorsunuz. Böyle bir dünyada ulus devletlerin fazla bir önemi kalmıyor. Türkiye bir yol ayrımında.
Küresel güçler de dünyayı artık eskisi gibi yönetmek istemiyor.
Avrupa Birliği (AB) bir ümmet projesi olarak ortaya çıkıyor, Çin,
Hindistan ve
Rusya yeniden ayağa kalkıyor. Kafkasya'da ve Ortadoğu'da menfaat çatışmaları anlamında maç devam ediyor. Türkiye'ye iki yol kalıyor; ya eskisi gibi
küçük bir ulus devlet kalıp içine kapanacak, ya da bölgesinde bir ağırlık merkezi olarak büyüyecek, tabiri caizse 'mahallenin muhtarı' olacak." diye konuştu.
Kürt beylerinin kendi rızaları ile
Yavuz Sultan Selim döneminde
Osmanlı himayesini kabul etmesinden sonra Kürt halkının bu coğrafyada, bu toplulukla yüzyıllarca yaşadığını kaydeden Ahmet Tan,
Cumhuriyet dön
emine gelindiğinde ise
Kürtlerin ulusalcı yaklaşımın asimilasyonu ile karşı karşıya kaldığını savundu.
"AK PARTİ'NİN BÖLGEDEN ÇIKARDIĞI 75 MİLLETVEKİLİ NEDEN MEYDANI BAŞKALARINA BIRAKIYOR"
Kürtlerin bu coğrafyanın asli unsuru olduğunu dile getiren Tan şöyle devam etti: "Ancak diğer unsurlar Kürtler kadar kalabalık bir yapıya sahip değil. Bu nedenle diğerleri üzerlerine bir
boya sürüp geçti ama Kürtler o boyaya
itiraz etti, kabul etmedi. DTP'nin aldığı oy yüzde 5,7. Türkiye'de 15 milyon Kürt var. Kürtlerin üçte ikisi
AK Parti'ye oy verdi. Hala AK Parti bölgede DTP'den yüzde 50 daha fazla oy alıyor. AK Parti'de bölgenin 75 milletvekili var bunlar nerede, niçin konuşmuyorlar. Bu milletvekillerini kim yazdı, iyiyse de kötüyse de günahı sevabı yazana ait. Kürtlerle, bölgeyle ilgili çok önemli gelişmeler olurken bu AK Partili vekiller neden inisiyatif almıyor da meydanı
PKK ya da DTP'ye bırakıyor? Bir el Kürt siyasetinde 'İslamcıları istemiyor. Bölgede temsil özellikle laikçi ve seküler siyasilere bırakılıyor. 1991'de MHP-RP ittifakı nedeniyle RP bölgede tek bir milletvekili bile çıkaramadı. Ben bu siyasi tercihi anlıyorum ama
Erbakan ve Erdoğan niye bu tercihin dışına çıkamıyor onu anlayamıyorum. Emine Ayna'nın diliyle de
Oktay Vural'ın diliyle de bölgenin sorunlarına çözüm bulunamaz."
"FARKLILIKLARI BİR ARADA YAŞATABİLECEK PROJEL ÜRETİLMELİ"
Farklılıkları bir arada yaşatabilecek bir proje üretilmesinin yararlı olacağını vurgulayan Ahmet Tan, laik mantıkla, batıl seküler paradigmalarla bu sorunun çözülemeyeceğini ileri sürdü.
Hem Türkiye'de hem Ortadoğu'da ayrıştırıcı değil bütünleştirici çözümlerin bulunması gerektiğini belirten Tan, "Bütün mesele samimiyet de yatıyor, PKK'nın DTP'nin arkasından giden çok önemli bir kesim kerhen ve AK Parti'yi samimi bulmadıkları için onların peşinden gidiyor, bu insanlar oyalandıklarını düşünüyorlar. Bir de meseleye
emek vermek gerekiyor. Ciddi emek verince başta ilkokul mezunu bile olamayan eski Belediye Başkanı
Mehdi Zana'nın eşi
Leyla Zana geldiğimiz noktada ilk, orta ve liseyi dışarıdan bitirerek, cezaevlerinde gâh eşini ziyaret edip gah kendisi yatarak davasına ciddi bir emek veriyor ve bölgede saygın bir politikacı oluyor. Maalesef bütünleşmeye değil ayrışmaya doğru gidiyor, Niye böyle? Çünkü
ameliyatı yapan doktor çok önemli olan
beyin ameliyatını baltayla yapmaya kalkıyor, hatta yer yer devreye kazma bile sokuluyor. Demokratik açılım sürecinin başında Apo cezaevlerinden birine nakledilmeliydi, bu yapılmayınca ameliyat sırasında
vücut dışarıdan (
İmralı)
enfeksiyon kaptı." şeklinde konuştu.
(CİHAN)