10. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in, 2003 yılında
Tarabya Hakimevi'nde şu an
Ergenekon Davası'ndan
tutuklu bulunan Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük ile özel bir görüşme gerçekleştirdiği ortaya çıktı. İşte o yazı;
Soru: Sezer, Veli Küçük ile görüştü mü?
Sn. Ahmet Necdet Sezer'e bazı sorularımız var.. Malum, aktif görevindeyken soru sorma şansımız olmadı.. Dünya tarihinde, basın
mülakatı vermeyen başka bir devlet başkanı olmuş mudur bilemiyorum. Fakat bizde oldu.. Mecbur mudur? Asla. Fakat sormamız gereken sorular yok mudur? Olmamış mıdır? Elbette olmuştur.. İşte şimdi en azından, bu vesileyle soralım.. Biz sadece sormuş olalım, varsın yine kendisi mülakat yapmasın.. Fark etmez..
¥
Sorularımıza geçmeden önce, bir minik hatırlatmamız var.. Veli Küçük'ü hatırlatmamız lazım size..
Hani Uşak Cezaevi'nde başlattığı
isyan sırasında, cezaevi penceresinden; “...Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü. Beni Veli Abi'ye sorun...” diyen Nuriş'in Veli Abisi... Biz tabi kendisiyle ilk olarak
Susurluk Skandalı sırasında tanıştık.. O zamanlar Generaldi.. Ancak alakasız yerlerde ismi çıkıyordu.. Tetikçi Mahmut Yıldırım'ın telefonunun onun adına kayıtlı olduğunu öğrenmiştik mesela.. Abdullah Çatlı'nın ölmeden önce son konuştuğu kişi olduğu anlaşılmıştı.. falan falan.. Bugün derin yapılanmalar içinde ortaya çıkan planlarda, “
operasyon” diye anılan
Hrant Dink cinayeti öncesi, Dink'i telefonla arayarak tehdit ettiği de iddia edilmişti.. Hatta
Üzeyir Garih cinayetinde bile, kendi askerlerinin işin içinde olduğu yönünde haberler okumuştuk.. Velhasıl, iki yıl önce Ergenekon örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alındı.. Halen, “silahlı
terör örgütü kurma, yönetme,
Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana
tahrik, zorla hükümeti ıskata teşebbüs, kasten öldürmeye azmettirme, korku ve panik yaratacak şekilde
patlayıcı madde atmaya azmettirmek, mala zarar vermeye ve ruhsatsız patlayıcı bulundurmaya azmettirme” suçlarından yargılanması devam ediyor..
*
Bu minik hatırlatmanın ardından, isterseniz Sayın Sezer'e sorularımıza geçelim..
Şöyle başlayabiliriz; Sayın Sezer, Tarabya'daki Hakimevi'nde misafir kabul eder miydi? Kimleri kabul eder, kimlerin görüşme talebini reddederdi? 2003 yılında da kendisini Tarabya'daki Hakimevi'nde ziyarete gelenler oldu mu? Bu kişiler arasında, Muzaffer Tekin ile Veli Küçük de var mıydı? Hatta yanlarında; biri PKK itirafçısından bozma JİTEM elemanı (Şiran kod adlı), biri sivil (E.Ö) üç JİTEM görevlisi (subay olanın kod adı Yusuf) olduğu halde gelmiş olabilirler mi? Muzaffer Tekin ve diğerlerini içeri buyur etmeyip, sadece Veli Küçük ile görüşmüş olabilir mi? Söz konusu görüşmenin, mevcut siyasi iktidar ve uygulamalarıyla ilgisi olabilir mi? Vesaire vesaire.. Böyle şeyler soracağım kendisine ama kimseye de mülakat vermediğini bildiğimden soramıyorum..
*
Bu soruları sormazdım aslında. Ama hani “....”üçüncüsünde korktu veremedi Ak Parti'den. Şener'i de çok seviyor adam ama o korktu, o mitingde veremedi parayı. Cumhurbaşkanı korkar mı? Büyük hata yaptı....” şeklinde bir ses kaydı çıkmıştı ortaya biliyorsunuz.. ADD'lere, Cumhuriyet Mitingleri için Köşk'ten
yardım yapıldığı şeklinde algılanan konuşmadan söz ediyoruz.. Hem bu ses kaydını düşünüp, hem de böyle ilginç görüşmeler geçince aklımızdan, böyle puzzle oynuyor gibi olduk birden.. Puzzle'ı çok severim bu arada.. Gerçek resmi, parçaları birleştirince görüyorsun.. Heyecan verici..
Kalın sağlıcakla.
ERSOY DEDE - YENİ AKİT