Rekabet Kurumu’nun şubat ayında 12 bankaya verdiği 1.1 milyar liralık cezaya ilişkin ayrıntılı rapor dün yayınlandı. Taraf Gazetesi'nin haberine göre, Ortaklaşa hareket edip mevduata düşük, krediye yüksek faiz belirledikleri ortaya çıkan bankalar hakkındaki raporun ayrıntılarda yer alan ve bankacılar arasındaki e-posta yazışmalarını gösteren bilgiler ise şaşkınlık oluşturdu. Raporda bir başka dikkat çekici konunun ise Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı’nın, bankalara kesilecek cezalarla ilgili indirim istemesi oldu.
Rekabet Kurumu söz konusu karar metninde, Akbank, Denizbank, Finansbank, HSBC, ING Bank, TEB, Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Vakıfbank, Yapı Kredi, Ziraat Bankası, Garanti Ödeme Sistemleri ve Garanti Konut Finansmanı şirketlerine cezaların neden kesildiğine ilişkin bilgileri ayrıntılı olarak verdi. Metinde ayrıca bankaların yaptığı savunmalara da yer verildi. Kurumu’un internet sitesine koyduğu karar metninde yer alan bilgilere göre, müfettişler bankaların genel müdürlüklerinde yaptığı denetimlerde bir takım bilgi ve belgelere ulaştı.
Faizi ortak belirlemişler
Söz konusu belgeler arasında epostalar önemli bir yer tuttu. Kurul’un ele geçirdiği e-posta mesajları arasında Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nın, banka genel müdürüne attığı yazışmada, “Akbank faiz oranını yarından itibaren yüzde 1.41 yapıyor. İş Bankası’nda hareket yok daha hala. Biz 1-2 gün daha bekleyelim mi?” şeklindeki mesajı da yer aldı.
Raporda Yapı Kredi Bankası’nda yapılan incelemede bulunan bir e-posta mesajında rakip bankalarla “Centilmenlik anlaşması yapıldığı”na ilişkin buluntulara rastlandı. Yapı Kredi’deki bir e-posta’da Garanti Bankası ile genel müdürler düzeyinde bir centilmenlik anlaşması yapıldığı ve faiz oranlarının birbirlerine uygun şekilde belirlendiği tesbit edildi. Aynı elektronik postada anlaşmaya kamu bankaları ile İş Bankası’nın da dahil olduğuna ilişkin yazı da bulundu. Kurum’un karar metninde buna benzer düzinelerce e-posta metnine rastlandı.
Üst düzey bankacılar karışmış
Rekabet Kurumu’nun değerlendirmelerinde bankaların birbirleriyle paylaştığı bilgiler ve yaptığı anlaşmaların kredi faizlerinde rekabeti engelleyici sonuçlar doğurduğu grafiklerle anlatıldı. Bu anlaşmalar sonucunda bankaların kendi lehlerine, müşterilerin aleyhine olacak şekilde sonuçlar doğuracak faiz politikası belirledikleri anlatıldı. Benzeri sonuçları geçen yılki LİBOR skandalında da dünyanın en büyük 20 bankası arasında tesbit edilmişti. Ancak söz konusu bankalarda skandala alt düzey personelin ismi karışırken, Türkiye’deki personelin üst düzey olması dikkat çekti.
Öte yandan ayrıntılı kararın açıklanmasıyla birlikte bankacılara ceza davası açılmasının önü açıldı. Buna ek olarak tüketiciler de Rekabet Kurulu’nun kararını gerekçe göstererek bankalara dava açabilecek.