Polisin cop ve gazla toplumsal olaylara müdahalesi sonrası yaşananlar
eleştiri konusu olunca 'plastik mermi atar tabanca' kullanılmaya başlandı. Türkiye'de ilk defa iki yıl önce kullanılmaya başlanan
Amerikan yapımı ve hava basıncı ile çalışan FN 303
model 'plastik mermi atar'
silahlar, toplumsal olayların yoğun yaşandığı 30 ilin
çevik kuvvet ekiplerine gönderildi.
İŞTE O SİLAH
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün tanesini yaklaşık 2 bin dolardan satın aldığı 'FN 303' tüfeklerini,
Ankara,
İstanbul,
Diyarbakır,
Batman,
Hakkari,
Adana,
Mersin ve Van'ın da aralarında bulunduğu birçok il kullanmaya başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü, bu silahı yakın zamanda tüm il
emniyet müdürlüklerinde yaygınlaştırmayı planlıyor.
100 metre menzile sahip ve 50 metre tesirli mesafesi olan silahın mermisi aynı zamanda
boya maddesi de içeriyor. Boya özelliği
gözaltı konusunda polisin elini de güçlendiriyor. Kullanım esnasında yüz özellikle de göz çevresine dikkat edilmesi gerekiyor.
Çevik Kuvvet polislerine verilen tüfekler ile hem
biber gazı hem de boyalı plastik mermi atılabiliyor.
Mermi vücuda çarpınca patlayarak dağılıyor. Ancak, içinde çekirdek olmadığı için kişiye zarar vermiyor. Fakat mermi baş, göz ve
kulak gibi hassas organlara isabet ettiği zaman ağır yaralanmalara yol açabiliyor. Silahın öldürücü etkisi yok. İsabet mesafesine göre vücutta geçici morluk ve yaralanma meydana getirebiliyor. Gerek iç hukuk, gerekse Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası anlaşmaların içtihatlarından dolayı kendisine yasal zemin bulan bu silahın tek olumsuz yönü ise fiyatının biraz pahalı olması.
Konuya ilişkin Çağın Polisi Dergisi'nin
ocak sayısında "Toplumsal Olaylara Müdahele Üzerine" başlıklı bir yazı kaleme alan
Düzce Emniyet Müdürlüğü'nden
Cengiz Çakıltepe, kelepçenin bir
tedbir, silahın ise polise
yetki veren kanunlarda belirtilen özel şartlı kullanımının olduğu düşünüldüğünde müdahalede geriye cop ve gazın kaldığını ifade etti.
Gaz kullanımının her zaman
hedef kitleye yönelik olmadığını anlatan Çakıltepe, bazen gazlı müdahale esnasında göstericilerin yanı sıra masum vatandaşların da gaza maruz kaldığını hatırlattı.
Bu durumun polis-
halk ilişkilerini zedelediğine dikkat çeken Çakıltepe, gazlı müdahalede rüzgarın yönü ve şiddeti, gazı kullanacak personelin eğitimli olması, kullanıldığı yere ve kitleye göre gazın dozajının tespit edilmesi gibi kriterlerin toplumsal olaylarda gaz kullanmayı etkin olmaktan çıkardığını dile getirdi.
Çakıltepe, şöyle devam etti: "
Plastik mermi atar silahlar kullanılmalı. Dünyada bu veya benzerlerinin 150 kadar
ülkede kullanıldığı silahın yaygınlaşması ile birlikte yüzlerce polisin yerine göre de panzerin yapamadığını bu silaha sahip bir tim robokop polisinin yapabileceğinden dolayı hem illegal toplumsal olaylara karşı etkin müdahale edilebilecek, hem de polis, göstericilerden gelen taşı tekrar göstericilere atma basitliğine ve çaresizliğine düşmemiş olacaktır. Silahın yaygınlaşmasında da nihai hedef her motorize ekibe bir silah düşmesi şeklinde olmalıdır. Zira silahın, yalnızca toplumsal olay değil asayişe müessir pek çok olayda da kullanılabilme özelliğine paralel olarak, polis ateşli silahını sadece ve sadece gerektiği yerde kullanacağından dolayı ateşli silah kullanımının yerindeliği konusundaki soruşturmalarla daha az karşılaşacaktır. Silah polisiye olayların haricinde İnfaz Koruma Memurlarının da cezaevlerinde 'hücre kontrolü' konusunda ellerinde bulunması gereken bir envanter olarak halen Amerika ve
Avrupa'nın pek çok ülkesinde talimatlara direnen mahkumun itaat aracı olarak kullanılmaktadır. Gerek bireysel bazda iç hukuk ve gerekse ülke bazında uluslararası
arena ve bunun paralelinde ve özelinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, polisimizin elini ciddi anlamda kuvvetlendirecek bu çok fonksiyonlu silahın kullanımının yaygınlaştırılmasının elzem olduğu görülmektedir."
(CİHAN)