Pek çoğunu kamuoyunun yakından tanıdığı kişilerin yakınlarının oluşturduğu fotoğraf karesinin "sol" tarafı tamamdı ancak "sağ" tarafı eksikti.
Hrant Dink davası için bir araya gelen ve yakınlarını
faili meçhul cinayetlere
kurban veren acılı insanlar kendilerini "Derin Aile" olarak tanımladı. Daha doğrusu
Ergenekon davasıyla birlikte iyice gün yüzüne çıkan "derin güçlerin" tasfiyesini istediler. Kendi derin yaralarının başkalarınca yaşanmaması için Dink cinayetinin arkasındaki karanlık ellerin ortaya çıkarılması için yürüdüler.
Bu isimlerin hemen hepsini yakından tanıyoruz.
Kemal Türkler,
Musa Anter,
Abdi İpekçi, Uğur
Mumcu, Doğan Öz, Metin Altıok, Sebahattin Ali... İşte onların yakınları aynı fotoğraf karesinde bir araya geldi. Ancak bu karede eksik olan bir taraf vardı. Bu isimlerin ortak özellikleri hepsinin de "sol" tandanslı kişiler olmasıydı. Oysa, gerek 12
Eylül, gerekse daha önceki süreçte faili meçhule kurban giden çok sayıda "sağ" görüşteki aydın, siyasetçi ve
gazeteci vardı. Mesela
Gümrük ve
Tekel Bakanı MHP'li Gün Sazak... Mesela, milliyetçi camianın en önemli gazetelerinden Ortadoğu'nun başyazarı
şair ve gazeteci İsmail Gerçeksöz. Mesela, şair, gazeteci ve milletvekili
İlhan Darendelioğlu. Mesela, gazeteci Kemal Fedai Çoşkuner. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ülkücü camianın yakından tanıdığı bu isimlerin bir çoğu ne yazık ki kamuoyunun büyük bölümü tarafından bilinmiyor. Belki de çoğumuz isimlerini bile duymadık. Oysa bazılarının tetikçisi bulunsa bile
ülkücü kesimde değer verdiği bir çok ismi faili meçhul cinayetlere kurban verdi. Türkiye'nin karanlık tarihi yazılırken yada o tarih tartışılırken (Dink davası vesilesiyle toplanan
ailelerin verdiği fotoğrafta olduğu gibi) bu isimlerin de orada olması gerekiyor. Eğer bugün faili meçhuller için bir müze kurulması üzerine fikir yürütülüyorsa; bu müzenin doğru ve tarafsız bir konsept üzerine oturabilmesi için sadece solcuların değil sağcıların da acısının orada sergilenmesi şart. Yakınlarını kaybeden 20'ye yakın aile aynı
platform altında biraya gelmiş ve bir de
afiş hazırlamış. Ancak bir tarafıyla eksik kalan bir afiş olmuş. Önyargılar acıların önüne geçmiş.
ÜLKÜCÜ YAKINLARI O KAREDE NEDEN YOK?
Bu sorunun klasik cevabı "Malum medya kendi görüşündekileri öne çıkarıyor" şeklinde olabilir. Ama bu
cevap yeterli olmaz. Doğruluğu da tartışılır... Sağ camiada tıpkı sol tarafta bu acıyı yaşayan ailelerin yaptığı gibi ortaya çıkıp "Biz de babamızın, kardeşimizin neden öldürüldüğünü öğrenmek istiyoruz", "Biz de karanlık ellerin amaçlarının ne olduğunun ortaya çıkarılmasını istiyoruz" demeleri gerekiyor. Bu aileler elbette o karede yer alan sol görüşlü faili meçhullerin yakınlarıyla aynı düşünmeyebilirler, Hrant Dink davası sürecinde yaşananları daha farklı değerlendirebilirler. Kendilerine göre haklı da olabilirler. Ama bütün bunlar acılarının bir nebze olsun azaltılmasını istemelerinin önünde engel değil. Türkiye'yi karanlığa götürmek için onların yakınlarını seçenlerin oyunlarının ortaya çıkmasını istemelerine engel değil. Bunu dedikleri zaman mutlaka o görüşlerini yansıtacakları birkaç gazete, birkaç televizyon bulacaklardır. Belki de bütün gazete ve televizyonların o sese
kulak verdiklerine şahit olacaklardır. Aksi halde faili meçhule isyanın fotoğrafı olan o kare hep bir tarafıyla eksik kalacak.
OSMAN İRİDAĞ-ZAMAN