Ahlak, hukuk, insanlık, demokrasi, hak ve özgürlük tanımayan usulsüz ve uyduruk delillerle suçsuz, ve masum insanlara teröristlik gibi ağza alınması bile korkunç iftiralarda bulunanlar filmin sonunu görmeden yine sevinç çığlıkları atmaya başladı. Konuyla ilgili '28 Şubat'ta balyozlarla ezilmeye çalışılan Hizmet Hareketi Allah'ın lüftuyla nasıl kat ve kat büyüdüyse, bugünlerde izlediğimiz filmin sonunda da çok daha fazla neşv-ü nema bulacak.' diyen Samanyoluhaber.com yazarı Ahmet Doğan 'İşte "Aralık Fırtınası" filminin merak edilen sonu...' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Doğan'ın o yazısı:
"Türkiye 28 Şubat'da gördüğü o hazin filmin bugünlerde ikinci bölümünü izliyor.
Ömründe eline silah almamış gazeteci ve televizyoncular hayali bir dizi senaryosu üzerinden terörist ilan edilmeye çalışılıyor.
Türkiye'nin en çok izlenen Tek Türkiye dizisinden yeni bir terör örgütü çıkarabilmek için hak, hukuk, adalet ayaklar altına alınıyor.
Üstelik Tek Türkiye dizisinde terör örgütlerinin hain planlarına karşı ülkenin birlik ve bebaberliği vurgulanırken, o filmi yazan ve çekenler teröristmiş gibi gösteriliyor.
"Teröristten Müslüman, Müslümandan da terörist olmaz" diye yıllardır haykıran saygın insanlara, terörist Usame Bin Ladin'e övgüler yağdıran, evlerinden bomba ve silah çıkanların şikayetiyle terörist iftirası atılıyor.
Türkiye'nin en muteber yayıncısı olan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca abimizi tutuklayan hakimin, senaryodan başka tek bir delil gösterememesi filmin aynı sonla biteceğini bir kez daha ispat etti.
Yer yer karşılaştığım arkadaşlar gazeteci olduğum için "Bu zulüm nasıl bitecek?" diye merakla soruyor.
Hiç şüpheniz olmasın! "Şubat Soğuğu'nda" olduğu gibi "Aralık Fırtınası'nda" da kazanan yine Hizmet Hareketi, kaybeden ise bir kez daha kötü adam olacak.
28 Şubat'ta kirli senaryolarla Hizmet Hareketi'ni bitirmeye çalışanlar nasıl kendilerini bitirdiyse, filmin ikinci bölümünün sonunda da yine sadece kendilerini yok ettiklerini görecekler.
28 Şubat'ta başörtüsüne kin kusanlar nasıl zulümlerinde boğulduysa; şimdilerde "yolsuzluğa, harama karşıyız" diyen masum insanları silmeye çalışanlar da bataklıklarından çıkamayacak.
28 Şubat'ta muhterem büyüğümüz hakkında "Fethullah Hoca'ya idam talebi" manşetleri atan yalancıların hevesi nasıl kursağında kaldıysa, bugünlerde yazdıkları kırmızı bülten haberleriyle sevinç gösterisi yapanların adları da çok yakında "yalancı çobana" çıkacak.
28 Şubat'ta alnı secdeye giden insanlara hapis yolunu gösteren Firavunlar yıllar sonra nasıl cezaevini boyladıysa, yolsuzluğa "hayır" dedikleri için Hidayet abimizi ve masum polisleri cezaevine gönderten siyasiler de kazdıkları kuyuya yakında kendileri düşecek.
28 Şubat'ta ehli sünnet cemaatleri kötü göstermek isteyenlerin maşası olan figüranların maskesi nasıl düştüyse, özgür basına kurulan kumpasa alet olan Üsame Bin Ladin severlerin ipliği de bu filmin sonunda pazara çıkacak.
28 Şubat'ta darbeci askerden brifing ve talimat alıp samimi müslümanları mahkum eden hakim ve savcılar işledikleri suçlarla nasıl bir başlarına kaldıysa, bugünlerde siyasetin emrine girip vatanseverlere terörist muamelesi yapan yargıçlar da kullanılıp bir kenara atıldıktan sonra yaptıkları hukuksuzluğun hesabını bağımsız yargıya verecek.
28 Şubat'ta balyozlarla ezilmeye çalışılan Hizmet Hareketi Allah'ın lüftuyla nasıl kat ve kat büyüdüyse, bugünlerde izlediğimiz filmin sonunda da çok daha fazla neşvü nema bulacak.
Hasılı kelam, sonunu bildiğimiz bir filmi izlemenin rahatlığı içindeyiz. Çünkü final yine zalimler için hazin bir son, biz mazlumlar içinse güzel bir başlangıç olacak.
Bu garantiyi ben değil, asrın sahibi Üstad Said Nursi hazretleri şu sözlerle veriyor:
"Size ihtar ediyorum: Kur'an'a dayanan Risale-i Nur ile mübareze etmeyiniz, o mağlup olmaz; bu memlekete yazık olur. O başka yere gider, yine tenvir eder".
SAMANYOLUHABER.COM