Ağırlığı kaldırmadan önce derin derin birkaç nefes verirdi. Alnındaki perçem de iner kalkardı onunla beraber. Kendi ağırlığının üç katından fazlasını başının üzerinde tuttuğunda Türk halkı da gözyaşlarına boğulurdu. Otoritelere göre tüm zamanların en iyi haltercisi Naim Süleymanoğlu'ndan bahsediyoruz. 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta'da Türk'ün gücünü tüm dünyaya gösteren 'Cep Herkülü', olimpiyat, dünya, Avrupa şampiyonluklarının yanı sıra ulaşılması güç rekorlara imza attı. Bütün bu saydığımız başarıların mimarının, geçtiğimiz günlerde alkolden komaya girdiği iddia edildi. Bu durum efsane sporcunun hayranlarını üzüntüye boğdu ama asıl yıkılan Naim Süleymanoğlu'nu Turgut Özal ile birlikte Türkiye'ye getiren dönemin Halter Federasyonu Asbaşkanı Halil Kılıçoğlu oldu. Naim'le tam 15 yıl baba-oğul gibi yaşadıklarını söyleyen Kılıçoğlu, Naim'in gazetedeki perişan fotoğraflarını gördüğünde şoke olduğunu ifade etti. Bugünün Triathlon Federasyonu Başkanı Kılıçoğlu, Bulgaristan'dan Türkiye'ye olaylı bir şekilde kaçırılan Naim'in yaşadığı sıkıntıları ve bir devin çöküşünü anlattı. Kılıçoğlu, bizi önce 1985'li yıllara, Naim'in yıldızının parladığı günlere götürüyor. Hafızasını tazelerken o senelerde halterdeki başarısızlığımıza dikkati çekiyor: "Arif Nusret Say federasyon başkanı, ben de asbaşkanıydım. 1985'te, Polonya'da düzenlenen dünya şampiyonasında tanıdık Naim Süleymanoğlu ve hocası İvan Abaciyev'i. Biz ilk 5'e dahi giremedik. Türkiye'ye dönünce basında 'Naim'i kaçıracaklar' haberi çıktı. Bunu duyan Bulgarlar onu uluslararası müsabakalara göndermedi." 1986 yılının Aralık ayında, Merlbourne'de yapılmakta olan Dünya Şampiyonası sırasında Türkiye'ye iltica eden 'Cep Herkülü'nün gelişiyle ilgili fazla detaya girmekten kaçınan Halil Kılıçoğlu, zamanın başbakanı rahmetli Turgut Özal'ın girişimlerine işaret ediyor. Fakat o günlerde 1988 Seul Olimpiyatları'nda yarıştırılması planlanan Naim için yeni bir problem ortaya çıkıyor. Bulgar yetkililer, 'Naim kaçırıldı' diyerek Avrupa Halter Federasyonu'na şikâyette bulunuyor. Kılıçoğlu, şampiyon sporcunun lisansını vermeyen Bulgarlar ile mahkemede yüzleştiklerini anlatıyor: "Avrupa Halter Federasyonu, Atina'da mahkeme kurdu. Naim'in Türk olduğunu ve kendi isteğiyle geldiğini savunduk. Naim'in 1988 Seul Olimpiyatları'na katılma vizesinin en büyük aşamasını geçtik. Daha sonda da rahmetli Özal'ın verdiği bir miktar (1 milyon dolar) parayla da Naim'in lisansını aldık." Naim'in yaptığı parayla ölçülmez 1988 Seul Olimpiyat Oyunları'nda Türk halkını ekranları başına kilitleyen Naim'in, Turgut Özal'ın gözünde ayrı bir yerinin olduğunu aktaran Halil Kılıçoğlu, Özal'la Naim hakkında konuştuklarını aktarıyor: "Rahmetli Özal aynen şu kelimeleri sarf etti: 'Biz Amerika'da bir şirkete Türkiye'nin tanıtımı için yılda 70 milyon dolar para ödüyoruz. Bu Naim'in yaptığı reklamı parayla pulla yapabilir misiniz?'" Halil Kılıçoğlu, Naim'le beraber çıktıkları Uzakdoğu seyahatindeki bir anısını paylaşıyor: "Tayvan'a gitmiştik. Bir gün trafik ışıklarında dururken 7 yaşlarında bir kız çocuğu otomobilimizin önüne geldi. 'Naim Sulumanoglu' diyerek Naim'e sevgi gösterisinde bulundu." Kılıçoğlu, Sidney 2000 Olimpiyatları'ndan sonra sporu bırakan Naim'in son dönemlerdeki perişan haline çok üzülüyor: "Bir sabah gazeteyi açtım, okuyorum. Rekorları altüst eden Naim, İzmir'de bir pavyonun kapısında uyurken görüntülenmiş. Aslında ben dahil, ona emeği geçen herkes bunlara üzülüyordu. Onu bu duruma, arkadaş çevresi düşürdü." ZAMAN