Bu cezalar hırsızları caydırmıyor

Türkiye'de kısa süreli cezalarla kurtulan hırsızların çaldıkları ziynet eşyaları ve paralar yanlarına kâr kalıyor.

Bu cezalar hırsızları caydırmıyor

Çünkü ülkemizde hırsızlık suçunun ciddi bir cezası yok. Bunun en yeni örneği Semra Özal'ın evinden 267 parça ziynet eşyası çalan hırsızların kısa bir süre sonra serbest kalması. Karara şaşıran Özal, can güvenliğinin bulunmadığı gerekçesiyle savcılığa başvurdu. Her yıl binlerce insanın canını yakan hırsızlar, kısa süreli cezalarla serbest kalıyor. Çaldıkları ziynet eşyaları ve paraların yanlarına kâr kaldığı hırsızların birçoğu ise serbest kalır kalmaz çalmaya devam ediyor. Çünkü Türkiye'de hırsızlık suçunun ciddi bir cezası yok. Bu nedenle yakalandıktan bir süre sonra cezaevinden çıkan hırsızlar, rahatlıkla çaldıkları mallara kavuşuyor. Bunun en yeni örneklerinden biri de merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a ait eşyaların da bulunduğu 267 parça ziynet eşyasını çalan hırsızların serbest kalması. Hırsızların bu kadar kolay serbest kalması karşısında çok şaşıran Semra Özal, 'can güvenliği tehlikede' olduğu gerekçesiyle Sarıyer Savcılığı'na başvurdu. Türk Ceza Kanunu'nun basit hırsızlığı düzenleyen 141. maddesi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Hakimin hırsızlık suçuna alt ve üst sınırda ceza verme yetkisi bulunuyor. Bu tip davalara bakan hâkimler, genellikle alt sınırdan ceza verme yönünde takdir hakkını kullanıyor. Hırsızların en çok hedef seçtiği mesleklerin başında gelen kuyumcular da soyguncuların kısa sürede bırakılmasından şikâyetçi. İki yıl önce sahibi olduğu kuyumcu dükkânından bugünkü değeri 2 trilyonu bulan altınları çalınan Zafer A., "Olaydan sonra polis tüm delilleri topladı. Soygunu çözmek için özel çaba harcayan Hırsızlık Büro Amirliği dedektifleri, çete üyesi bir hırsızın soygun sırasında içtiği sodadan DNA'sını belirledi. Aynı çete üyelerinin soygun sırasında olay yerinde olduğunu belirleyen cep telefonu sinyalleri dökümü alındı." diye konuştu. Tüm bu delillere rağmen kimsenin tutuklanmadığını aktaran kuyumcu, bu sonucun adalete olan inancını zedelediğini anlatıyor. Hırsızlık suçunun toplum üzerinde önemli sosyal ve psikolojik etkileri olduğunu belirten emniyet yetkilileri ise hırsızların birçoğunun artık bu suçu meslek olarak gördüğüne dikkat çekiyor. Bir hırsızın evden çıktığında soygun için uygun yerleri araştırmaya başladığını anlatan yetkililer, yakalanan birçok hırsızın daha önceden mutlaka benzer suçlardan sabıkaları bulunduğunu belirtiyor. Yakaladıkları bazı hırsızların 'Bizi yakaladınız ama boşuna uğraşıyorsunuz. Nasıl olsa serbest kalacağız.' diyerek meydan okuduklarını ifade eden yetkililer, bazen bir kişinin hırsızlıktan 50 ayrı sabıkası ile karşılaştıklarını kaydediyor. Hırsızlık suçlarının azalması için cezaların caydırıcı olmasını ve denetimlerin sıkı olması gerektiğini anlatan emniyet yetkilileri, ikinci el piyasasının denetimsiz olması nedeniyle hırsızların çaldıkları malları kısa sürede satabildiğine dikkat çekiyor. Kuyumcularda satılan altınların önemli kesiminin kayıt dışı olduğunu vurgulayan yetkililer, altınlar üzerinde herhangi bir fatura veya seri numarası bulunmaması nedeniyle hırsızların çaldıkları altınları kuyumcular aracılığıyla kolayca elden çıkartabildiğini anlatıyor. ZAMAN
<< Önceki Haber Bu cezalar hırsızları caydırmıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER