AK Parti'ye açılan
kapatma davasında kararı açıklayan
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç,
Türkiye'nin bu ayıptan kurtulması için çözümün
Meclis'ten geçtiğine dikkat çekmişti.
İki yıl sonra
Anayasa Mahkemesi oy birliği ile DTP'nin kapatılması yönünde verdiği kararı açıklarken de Kılıç
Anayasa değişikliği yapılmadığı için serzenişte bulundu: “Hukukun yükünü
mahkemeler çeker. Siyasetin yükünü de
siyasetçilerin çekmesi lazım.
Siyasi partiler ilgili ve ihtiyaç duyulan anayasal ya da yasal değişiklikleri yapması için her fırsatta burada çağrıda bulunduk. Ancak bu çağrıları biz siyasilerimize duyurmayı başaramadık.”
Hukukçulara göre parti çöplüğü haline gelen Türkiye'nin bu ayıptan kurtulması için Anayasa ve yasalarda acilen
düzenleme yapılması gerekiyor.
Değişiklik mutlaka Anayasa'da olsun
Anayasa Hukukçusu Doç. Dr.
Mustafa Şentop: “Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti kararının ardından düzenleme yapılmadı. DTP kapatıldı, AK Parti'ye 2. bir dava açılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak yine düzenleme yapılmayacak gibi görünüyor. Gerçi mahkemeyi hiç birşey bağlamıyor artık ama partileri kolayca kapatmasını engellemek için Anayasa'da siyasi
parti kapatma ile ilgili 69. maddeyi yeniden düzenlemek şart.
Parti kapatmak idamla eşdeğer
Prof. Dr.
Fazıl Hüsnü
Erdem: “
İdam kararı
yaşam hakkını nasıl yok ediyorsa, parti kapatma da
siyasi partilerin özgürlüğünü yok ediyor. Bugünkü koşullarda Anayasa yapmak güç. AK Parti'nin
koltuk sayısı da siyasi konjoktör de müsait değil. Anayasa Mahkemesi'nin tutumu da Anayasa değişikliğini fiilen imkansız kılmakta. Şu aşamada AK Parti'nin yapabileceği Anayasa maddelerinde değişiklik yapmak için meclis çoğunluğunu zorlamak.”
Dava açma yetkisi Meclis'e verilmeli
Doç. Dr.
Serap Yazıcı: “Birçok
Avrupa ülkesinde partilere dava açma yetkisi meclis, bakanlar kurulu gibi siyasi organların yetkisinde. Türkiye'de
kanun bu yetkiyi
Cumhuriyet Başsavcısı,
Bakanlar Kurulu ya da Adalet Bakanı'nına veriyor. Bugüne kadar hep Başsavcılar resen harekete geçti.
TBMM üye tam sayısının 1/3'nün veya hükümetin istemi üzerine Başsavcısı dava açma yetkisini kullanır' biçimindeki düzenleme bence sıkıntıları çözer.”
Böyle giderse daha çok parti kapatılır
Prof. Dr.
Levent Köker: “Anayasa hükümleri değiştirilmediği ve Anayasa Mahkemesi bu mevzuata göre değerlendirme yapmaya devam ettiği sürece daha çok parti kapatılır. Türkiye'deki siyasi parti kapatmaları ile kararların tümünün, Avrupa'daki parti kapatma kriterlerine uymuyor. Avrupa'da böyle bir dava açma usülü yok. Genellikle parlamentolar davayı açıyorlar partiler hakkında.
Mahkeme ne yazık ki Anayasa'yı ihlal ediyor
Prof. Dr.
Mustafa Kamalak: “Bir partinin kapatılabilmesi için suçluluğu
mahkeme kararı ile sübut bulmuş olmalı. Suç işleyenlerin
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı'nın uyarısı üzerine partisi ile ilişiği kesilmeli. Parti partiden uzaklaştırmıyorsa o zaman parti suç odağı haline gelmiş demektir. Şu anki parti kapatmaları anayasanın ruhuna aykırıdır. O halde partiler niçin kapatılıyor? Anayasa Mahkemesi anayasayı mı ihlal ediyor? Ne yazık ki
evet.”
Türkiye için sıradan olay oldu
Eski
Yargıtay Savcısı
Ahmet Gündel: “Türkiye'de siyasi parti kapatmaları sıradan olay haline gelidi. Kapatma Avrupa'da da kabul görüyor ama parti şiddetin savunuculuğunu yapar, demokratik anayasal düzeni yıkmak için şiddeti politik bir
araç olarak kullanırsa.”
Venedik Kriterleri getirilmeli
Yargıtay
Onursal Üyesi Ekrem Serim: “Venedik Kriterleri'nin Anayasa'ya konulması lazım. Parti kapatma bu şekilde zorlaştırılabilir. Anayasa'nın sadece parti kapatma maddelerinin değiştirilmesi de yetmiyor, Anayasa'nın başlangıç kısmından itibaren değiştirilmesi gerekiyor.”
Partileri
halk kurar halk bitirir
Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Halil Doğan: “Elinde partiyi kapatmak için yasalar mazeret olmaz. Zira 367 kararını veren de Anayasa Mahkemesi'ydi. Özgürlükleri genişletici her türlü yasayı Anayasa'ya aykırı bulup iptal eden Anayasa Mahkemesi'dir. Kadrolaşma 1960'la artış göstermiştir. Bugün iktidarı 'yargıda kadrolaşıyorsun, yargı siyalaşıyor' diye suçlayanlar, aslında 'benim kadrolaştığım yerlere sen adamını koyuyorsun, ben kalelerimi kaybediyorum' itirafını yapmaktadır. Meclis'e düşen, şekli unsurlar dışında mahkemelerin partileri kapatma yetkisini kaldırmaktır. Partileri halk kurmalı, halk kapatmalıdır.”
CHP ve MHP'ye de dava açılır
Eski askeri
Hakim Ümit Kardaş: “DTP'nin kapatılma gerekçesi olarak devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemler gösterildi. Bu kavramın ne kadar muğlak, her tarafa çekilebilir ve içi her şekilde doldurulabilir olduğu açık. Oysa yaptırımlara neden olan eylemlerin Anayasa'da ve yasalarda ne olduğunun somut, anlaşılabilir ve öngörülebilir şekilde olması gerekir. Her partinin olduğu gibi DTP'nin de hataları, zaafları ya da sıkışmışlıkları olmuştur. CHP'nin ve MHPnin olduğu gibi. Sözkonusu gerekçelerle pekala bu iki parti de kapatılabilir.
Partiler kapatılır ama…
Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Sinan Kılıçkaya: “Siyasi partiler, mahkemeler tarafından değil halkın iradesi ile kapatılabilmeli. Ancak bu demek değildir ki partilerin hiç biri kapatılamaz. Dünyanın her yerinde şiddeti öngören partiler demokratik kurallar içerisinde kapatılıyor. Fakat partiler hakkında sadece Yargıtay Başsavcısı'nın kişisel iradesi ile dava açılmamalı. Bu hukuki açıdan sıkıntılı. Parti kapatma kurallarının biraz daha esnetilmesi ve somutlaştırılması gerekir. Bu konuda Anayasa değişikliği yapılmalı.”
Ne demek olduğunu iyi biliyoruz
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket
Kazan: “Siyasi partileri ancak millet
tasfiye eder. Milli Görüş çizgisinde siyaset yapmış kişiler olarak defalarca partilerimiz kapatıldığı için, kapatılmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Geçmişte bizim partilerimiz kapatılırken hiçbir şiddet eylemi söz konusu olmadığı halde şiddet kullanmış gibi gösterilmiş olmamız tamamen bir senaryodan ibaret oldu. Siyasi partileri kapatacaksa millet kapatsın. Bu konudaki görüşümüz budur.”
YENİ ŞAFAK