Böyle olur Karayip’in korsanı

Gösterime girdiğinin ilk haftasında bütün seyirci rekorlarını altüst edip 200 milyon dolar gibi hasılatı kasaya indiren bir film için yazılabilecekleri belki birkaç kez düşünmek gerekiyor.

Böyle olur Karayip’in korsanı

Öncelikle şunu söyleyelim; çok bağımlısı var bu filmin. Yapılacak en ufak bir yorum bile onların ilgi alanına girecektir. Bu filmin bir de baş karakteri var ki, ona hiç toz konduramazsınız. Kaptan Jack Sparrow’dan bahsediyoruz. Karayip Korsanları, 3 yıl önce vizyona giren “Siyah İnci’nin Laneti”nin ardından bu kez “Ölü Adamın Sandığı” ile sinemaseverlerle buluşuyor. Karizmatik havası, keskin zekâsı ve biraz da çatlak tavırlarıyla Johnny Depp’in canlandırdığı Kaptan Jack Sparrow, Karayip Korsanları’nın ikinci filminde yeniden karşımızda. Hikâye, ağırlıklı olarak bu karakter üzerine kurulu. Depp, buradaki performansı ile yıllarca unutulmayacak bir başarıya imza atıyor hiç şüphesiz. Macera ve aksiyonun olağanüstü bir görsel sunumla zenginleştirildiği filmin bu ikinci bölümü de en az ilki kadar sevilecek. Devam filmleri Hollywood adına her zaman risk taşır. Genelde de ikinci ve üçüncü filmler pek sevilmez. İlkinden alınan seyir zevki, devamında pek hissedilmezken Karayip Korsanları bu genellemenin dışına rahatlıkla çıkacağa benziyor. Filmin ABD ve tüm dünyada elde ettiği başarı da ortada zaten. Hikâye kaldığı yerden devam ediyor. Efsanevî kaptan Davy Jones, yıllar önce yapılan antlaşmanın süresi dolunca hesabı kapatmak üzere geri döner. Kendi gibi korkunç yaratıklarla dolu hayalet gemisiyle Jones, Kaptan Jack Sparrow’un peşindedir. Uyanık kaptan, bu antlaşmadan sıyrılmanın yollarını aramakta, çare bulunmadığı takdirde sonsuza kadar Davy Jones’un kölesi olmakla karşı karşıyadır. Jack Sparrow, çıkar yolu daha önceden tanıdığı iki kişiyi; Will Turner (Orlando Bloom) ve onun müstakbel eşi Elizabeth Swann’ı da işin içine çekerek bulur. Düğün hazırlıkları arasında ikili, hiç de farkında olmadıkları, korkunç bir oyunun içine çoktan girmiştir. Her şey, gizli sandığın içinde kilitli olan kalbin nabzında atmaktadır. Doğal olarak macera bu bölümde de sonlanmaz. Hikâye son şeklini, bir yıl sonra seyredeceğimiz üçüncü bölümle alacak. Gore Verbinski, ilkinde olduğu gibi ikinci bölümde de iyi bir yönetmen olduğunu ispat ediyor. Fantastik kahramanlarla beslediği hikâyesini 150 dakika boyunca neredeyse hiç sıkmadan anlatıyor. Jack Sparrow, ilk bölüme nazaran daha efemine bir tip olurken filmin en çok emek harcanan sahnelerinin Davy Jones’un ‘Uçan Hollandalı’ adlı gemisinde çekildiği anlaşılıyor. Kostüm ve makyajlarında en üst sınıra ulaşıldığı gemideki yaratıklar, gerçekten mide bulandırıcıydı. Ve bu yaratıklar filmin çoğu yerinde karşınıza çıktığı için seyretmekten her an vazgeçme durumunuz da olabilir. Bu da işin, özellikle de makyaj ve kostümlerin ne derece gerçekçi yapıldığını ortaya koyuyor. Korsan filmler dönemini 1960’larda geride bırakan Hollywood, Karayip Korsanları ile kapıları yeniden aralayacak sanki. Önümüzdeki yıllarda pastadan pay kapmak isteyen benzer filmlerle karşılaşırsak hiç şaşırmamak gerek. Bu hafta itibarıyla Kaptan Jack Sparrow’la biraz denizlerde dolaşın, haftaya da Süpermen’le gökyüzüne çıkarsınız belki. KARAYİP KORSANLARI: ÖLÜ ADAMIN SANDIĞI Yönetmen: Gore Verbinski Oyuncular: Johnny Depp, Orlando Bloom, Keira Knightley
<< Önceki Haber Böyle olur Karayip’in korsanı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER