Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar'ın yazısı...
Bomba olayında
sürpriz gelişme
Dünkü yazımızdaki ‘
bomba fiyaskosu’ başlığı
Gümrük Muhafaza Teşkilatı’nın
yönetici kademesini bir hayli üzmüş. Gün boyu telefonlarımız susmadı Öyle bilgiler aktardılar ki, kafam iyice karıştı. Mevzua odaklandıkça ‘derin’ kokular almaya başladım.
Gümrükler’den sorumlu
Başbakan Yardımcısı
Hayati Yazıcı’ya da ‘Konu derin mevzu ise gerçekleri açıkla, değilse göz boyayan bürokratlarını haşla’ diye sorduk ya... Mevzu giderek derinleşiyor.
Gümrük cenahından gelen ilginç bilgiler var. Önce
patlayıcıdan başlayalım. Bunun 450 kilosu
hammadde, 50 kilosu ise dinamitlerden oluşuyor ve her an patlayabilecek düzenekte. Ayrıca ‘
çarpma’ ve ‘sürtünme’ neticesinde büyük bir patlamaya neden olabiliyor.
Patlamanın büyüklüğü mü? İşte büyüklüğü: 4 kilometre çapındaki geniş bir alanda tüm canlılara ve yapılara zarar verebiliyor.
Yurda nasıl giriş yaptığına gelince... ‘Alamancı’ muamelesi doğru. Ancak Gümrük teşkilatı, bu muamelenin, şoförün kendisini ‘turist’ olarak tanıtmasından kaynaklandığını belirtiyor. Peki, mal beyanı? Gümrük: ‘Getirilen patlayıcılar beyan edilmedi.’ Yani, ortada
beyanname yok.
Bir başka soru: Patlayıcıları getiren
firmanın
Milli Savunma Bakanlığı’ndan
yetki belgesi var mı? Kanun gereği, bu patlayıcıları sadece yetki belgesi olan firmalar yurda sokabiliyor. Gümrük: ‘Şu ana kadar ne firma ne
bakanlık yetki belgesi ibraz etmedi.’ Yani, şimdilik kaydıyla o da yok.
Ayrıca,
kanun gereği patlayıcı taşınırken
İçişleri Bakanlığı’na durumun bildirilmesi gerekiyor ki, güzergah boyunca
jandarma ve polis tarafından
tedbir alınsın. Bildirim var mı? Gümrük: ‘İçişleri Bakanlığı’na yapılmış başvuru yok.’ Yani, bildirim de yok.
Bu kadar fazla patlayıcının
minibüsle taşınması usulden midir? Gümrük: ‘Zaten en çok ona şaşırdık. Şimdiye kadar minibüsle böyle bir patlayıcı taşındığına
tanık olmadık.’ Yani, minibüste bir gariplik var.
Minibüste veya patlayıcıların üzerinde alıcı MKE’nin herhangi bir amblemi veya ismi yazılı mı? Gümrük: ‘Hiçbir yerinde MKE adına rastlamadık.’ Yani, görünürde MKE de yok.
Yani, yani, yani... Peki neler oluyor?
MKE, bu patlayıcıları satın almak için
ihale yaptığına göre, bunca eksiklik neden kaynaklanmış olabilir?
1. Patlayıcılar güvenli geçiş prosedürüne tabi. Bu prosedür haliyle biraz zahmetli. Bundan kaçmış olabilirler.
2. Beyan yapılmadığına göre, bu patlayıcıların gizli hedefleri olabilir.
3. Yurt içinde başka malla
takas edilmek istenebilir.
4. Bilgisizlik, cehalet, basiretsizlik olabilir. Bu da en
komik seçenek.
Son durum nedir? İşte burada sürpriz var. Tüm patlayıcılara el konulmuş vaziyette. Asıl sürpriz şu: Gümrük, 5607 sayılı Kaçıkçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin (a) fıkrasına göre, işlem yapmış.
Teknik anlamı, beyan harici ülkeye mal sokmak. Hepimizin anlayacağı dilden söylersek,
kaçakçılık...
Yaptırımı, 1 yıldan 5 yıla kadar ağır
hapis cezası. Bir patlayıcıları getiren firma var bir de ihaleyi kazanan firma. Konunun
Sincan Savcılığı’na intikal ettirilmesi düşünülüyor. Savcılığa intikal eder ve savcı Gümrük Teşkilatı gibi aynı kanaate varırsa, kaçakçılık fiilinden dolayı iki firmanın yetkilileri hakkında
hapis cezası istemiyle
dava açılabilir.
Ya MKE?
Kaçak patlayıcılarla ne işi olabilir?
MKE cephesinden açıklama gelirse, bu sütunlar onlara da açık. Derin
yolculuk sürüyor...