Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Dr. Rodoplu, "Suda boğulan kişiyi ne kadar yakından izleseniz de boğulduğunu farkedemeyebilirsiniz. Kısa süre içerisinde suya batan kişi, sanıldığı gibi el kol hareketleri yapamaz. Panik nedeniyle zaten zorla nefes aldığından, bağırarak çevresinin dikkatini çekebilmesi olanaksızdır. Boğulma, kaza sonucu görülen ölümler arasında üçüncü sırada yer almaktadır ve 5-44 yaş grubunda da trafik kazalarından sonra en sık görülen ikinci ölüm nedenidir. 2 yaşın altında ve ergenlik yaş grubunda (10-19 yaş arası) daha fazla görülmektedir." dedi.

Boğulmadan hemen sonra alınacak önlemler ve yapılması gerekenler ne kadar önemliyse önceden alınması gereken korunma amaçlı önlemlerin de o kadar önemli olduğunu vurgulayan Rodoplu, "Su üstünde ya da su kenarında bulunan ve bulunması gereken herkesin yüzme, kurtarma, ilk yardım ve temel yaşam desteği bilgisinin olması gerekir. Yüzme havuzlarında çalışan personelin kurtarma ve temel yaşam desteği eğitimleri tam olmalıdır ve temel yaşam desteği eğitim sertifikaları her yıl yenilenmelidir. Havuzlarda ilk yardım ve acil yardım malzemeleri, ilaçları el altında bulundurulmalıdır. Bu malzemeler belli aralıklarla kontrol edilmelidir. Alkol alımının ardından yüzme ya da gezi amaçlı tekne gezisi, suda boğulma olasılığını arttırmaktadır. Bu konuda hem yasal ve cezai önlemler alınmalıdır hem de halk eğitimleriyle uyarılar tekrarlanmalıdır. Teknelerde can simitlerinin bulunması ve bunların yeterli sayıda olması çok önemlidir. Bazı olgularda boyun travması ya da benzeri yaralanmanın ardından suda boğulma olabilmektedir. Bazı olaylarda da donma ya da bayılma suçlanmaktadır. Sara hastalığı tanısı konmuş olan kişilerin de yüzmeden önce gerekli tedbirleri alması gerekir. 12 yaşının altında olan çocuklar mutlaka anne babalarının ya da bir başka erişkinin denetimi altında suya girmelidir. Bayılma ya da havale nöbetleri olan tüm insanlar tek başına suya girmekten kaçınmalı, mutlaka en az bir kişinin denetimi altında olmalıdır."

CİHAN