İstanbul Boğazı'nda "Yunuslar" üzerinde yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi veren
İstanbul Üniversitesi (İÜ)
Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayhan Dede, eski İstanbul hikayelerinde ve bilimsel çalışmalarda da
yunuslarla ilgili bilgilere rastladıklarını belirterek, "Yunuslar, İstanbul Boğazı'nı
doğal bir tuzak olarak kullanıyorlar. Koca Marmara'da
balık aramak yerine, İstanbul Boğazı gibi daralan bir ortamda balığın geçişini bekleyerek, balık sürüleri üzerinde avlanırlar" dedi.
Ayhan Dede, İstanbul Boğazı'nda 3 yunus türü bulunduğunu belirterek, "Bunlardan bir tanesi çok
küçük, daha çok
Karadeniz tarafında gözlemliyoruz ve 'mutur' adını veriyoruz. Bu küçük ve
siyah bir tür. Bugüne kadar kıyıya vuran hayvanlardan elde ettiğimiz boy bilgilerine göre en çok 1 metre 40 santim boyunda. Bundan biraz daha büyük olan türe 'tırtak' diyoruz, vücudun yan tarafı desenli bir hayvandır. Diğer tür de 'afalina' dediğimiz, herkesin bildiği, gösterilerde kullanılan kozmopolit bir türdür" diye konuştu.
Ayhan Dede, yunus popülasyonlarını "yerel" ve "
göçebe" olmak üzere iki ayrı kategoride değerlendirdiklerini belirterek, göçebe olanların devamlı hareketli olduklarını, yerel olanların ise belli bir bölgeyi yıl boyunca kullandıklarının gözlemlendiğini kaydetti.
İstanbul Boğazı için her iki kategoriden de bahsedilebileceğine işaret eden Dede, "Son yıllarda buradaki çalışmaları daha çok artırdık. Bu çalışmalarda gördük ki, boğazı yıl boyu kullanan 'afalina' dediğimiz bir yunus grubu var. Bunların 90'lı yıllardaki sayısı 40 civarındaydı, şimdi de 50'nin üzerinde değil. Çektiğimiz film ve fotoğraflarla hayvanları kimliklendirmeye çalışıyoruz" dedi.
Türler arasındaki alan rekabeti
Yrd. Doç. Dr. Ayhan Dede, afalina grubunun İstanbul Boğazı'nın tamamını, ancak özellikle Ahırkapı ve
Garipçe köyü açıklarını kullandıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Yaptığımız çalışmalarda afalina gruplarının diğer grupları dağıttıklarını gözlemledik. Mesela mutur grubu boğaza girdiği zaman afalina grubu sanki biraz onları dağıtır gibi üstlerine gider. Türler arasında alan rekabeti var. Bu da
besin stoklarının azalmasından kaynaklanıyor. Balık azaldıkça aynı balık üzerinde çatışan gruplar oluşuyor.
Yunusların kendi aralarındaki olay bir alan rekabetidir. Sokaklarda köpeklerin belli alanları tutması gibi, aynı şey bu hayvanlarda da var. 'Burası benim bölgem, burada ben beslenirim, buraya sen giremezsin' diyor ve dolayısıyla diğerine karşı bir
baskı oluşturuyor. Biz de buradan hareket ederek bu gruba 'Boğazın çetesi', 'Boğazın
sokak çocukları' gibi tabirler kullanıyoruz."
AA