Davaya tanık sıfatıyla katılan dönemin Başbakan Müşaviri Mustafa Varank’ın ifadeleri, sanık polislere iftira atıldığını gözler önüne serdi. Varank, ofiste bulunduğu iddia edilen böcekle ilgili, gerekmesine rağmen tutanak tutmadıklarını kabul etti. Böceğin Başbakan’ın ofisinde bulunduğu iddia edilirken Varank, söz konusu odanın Erdoğan tarafından sık kullanılmadığını da belirtti. Arama talimatını dönemin Başbakanlık müsteşarı İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın verdiğini, bu konuda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan yardım istediğini anlattı. Arama ekibinin başında da kendisinin bulunduğunu söyledi. Soruşturma sürecinde hukukçular sivil bir şahıs olan Varank’ın aramaya katılmasını skandal olarak değerlendirmişti. Varank’ın mahkemede birçok soruya ‘bilmiyorum’ diye cevap vermesi de dikkat çekti.
Bir itiraf da bilirkişiden: Raporu tahmin üzerine yazdım
Zaman'da yer alan habere göre, böcekle ilgili sahte rapor yazdığı iddia edilen TOBB Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Teyfik Demir’in, numuneleri görmeden, tamamen kendi tahmini üzerinden rapor yazdığı ortaya çıktı. Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’ın “Bir veriden faydalandınız mı, kendi tahmininiz mi?” sorusuna itiraf niteliğindeki şu cevabı verdi: “Bize deneylerin tekrar edilmesi için malzeme getirilmedi. Benden mütalaa yazmam istendi. Tüm rapor da verilmedi. Raporun ilgili kısımları gönderilip rapor yazmam istendi. Bunu deneyerek yapmadım. Bunun böyle olabileceğini söyledim.”
Alıcı ile ilgili tahminde bulunduk
Arama yapan MİT ekibinin başındaki isim Basri Aktepe idi. “Frekans taraması sırasında çok bariz bir sinyal duyduk. Uluslararası bir olay olma ihtimali olduğunu düşündük. Alıcısı ile ilgili tahminde bulunmaya çalıştık.” diyen Aktepe’ye avukatlar “Böcek bulunduysa alıcısına ulaşmanız gerekmez mi, böceği neden söktünüz?” sorusunu yöneltti. Aktepe ise “A radyosunu kimin dinlediğini bulabilir misiniz? Verici yayın yapıyor, bir frekans yayınlıyor. Bu radyoyu dinleyenleri bulma imkanı var mı?” diye geçiştirdi. Mustafa Varank’ın böceklerin sökülerek götürüldüğü sözlerini de Aktepe yalanladı. Ayrıca DNA testi ve parmak izi yapılmadığını açıklayıp bunun adli bir olay olmadığını savundu.
Rapordaki tarihe müdahale itirafı
Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ali Özkaya kimyasal maddenin prizde olduğunu ve ısı yaydığını söyleyerek TÜBİTAK raporunun gerçek olmadığını öne sürdü. TÜBİTAK yetkilisi Hamza Turhan ise, “Sıcaklık bu reaksiyonu hızlandırır. Maddenin rengi daha hızlı değişir. Dolayısı ile tarih geriye değil ileriye doğru gider.” deyip raporun tarihinin kesin olduğunu ifade etti. Sanık avukatı Hasan Hüseyin Taşpınar, “Tarih ileriye atar, dolayısıyla müvekkillerimizin o tarihte binada olduğu iddiası çökmüştür. Bu davanın ana omurgası bu bilirkişi raporudur.” dedi. Bu arada, Hasan Palaz’ı tehdit eden Başbakanlık Teftiş Kurulu Müfettişi Mehmet Emin Baysa’nın TÜBİTAK yetkilisi Hamza Turhan’ı da arayıp “Esnek olamaz mı tarihler?” dediği ortaya çıktı.
Böcek soruşturmasında skandallar zinciri
1-Böcek operasyonu, olaydan 2,5 yıl sonra başladı. 3 savcı değiştiren soruşturmada delil bulunamadı. Operasyonu 4. savcı (Durak Çetin) yaptı.
2-TÜBİTAK, böceğin üzerindeki yapıştırıcılardan üretim zamanını tespit edip raporlaştırdı. Ancak bakan raporun değiştirilmesini istedi. Baskı, kurumda istifalara yol açtı.
3-TÜBİTAK’ın yönetimi değiştikten sonra hukuk skandalı yaşandı. Yetki savcıda olmasına rağmen MİT’in talebiyle, rapor değişti. Böceğin oluşturulma tarihi öne çekildi.
4-MİT’in böceği bulduğu belirtilen aramada tutanak tutulmadı, kamera kaydı yapılmadı. Parmak izi, DNA kalıntısı ve delil aranmadı. Suç duyurusunda bulunulmadı.
5- Cihazın yapım tarihini öne çekip polisleri şüpheli duruma düşüren raporu, Erdoğan’ın oğluyla yaptığı belirtilen konuşmalara “hecelemeyle montaj” diyen ekip yazdı.
ZAMAN