Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref
Bitlis'in de içinde bulunduğu çift
motorlu uçağın kalkıştan 7 dakika sonra düşmesiyle ilgili raporu hazırlayan heyetin başkanı Prof. Dr. Ahmet Nuri
Yüksel, uçağın kesinlikle
buzlanma,
pilotaj,
bakım hatası, motor ve dizayn hatası nedeniyle düşmediğini belirterek, yaptıkları inceleme sonrasında uçağın
sabotaj nedeniyle düşürüldüğü kanaatinde olduğunu söyledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve
Uzay Bilimleri Fakültesi'nden
emekli olan Öğretim Görevlisi Prof. Dr.
Ahmet Nuri Yüksel, Bitlis'in düşen uçağıyla ilgili 4
Kasım 1996 yılında hazırladıkları raporu Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendi. Olay sonrası
Ankara 10.
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından atanan bilirkişi heyetine
başkanlık yapan Yüksel, mülakatın sonunda, "Uçak bal gibi düşürüldü, hiç şüphem yok." dedi.
Eşref Bitlis'in uçağının bir gün önce
test edildiğini ve hangara çekildiğini aktaran Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel, kazanın pilotaj hatası, bakım onarım hatası, yapım ve dizayn hatası ile buzlanma sebebiyle düştüğüne dair hiçbir kanıt olmadığını
teknik yönleriyle anlattı. Raporun hazırlandığı dönemde yaşadıklarını aktaran Yüksel, hazırladıkları bilirkişi raporunda da yer alan askerin ifadelerini hatırlattı. Askerin ifadesinde bir rütbelinin gece geç saatlerde hangara geldiğini söylediğini belirtti. Yüksel, "O günün gecesi
nöbet tutan bir er, raporda ismi var. Diyor ki: 'Karargah tarafından bir üniformalı pilot, bir
astsubay geldi. Parolayı sordum bildi, işareti sordum bildi, benden üst
personel olduğu için girişine izin verdim. Ben şu ana kadar kaç zamandır burada nöbet tutarım, bu saatlerde burada hiç kimseyi görmedim.' diyor." şeklinde konuştu.
İKİ MOTOR KISA ARAYLA MİLYONDA BİR AYNI ARIZAYI VERİR
Kazada uçağın iki motorunun 50 saniye arayla aynı arızayı verdiğini belirten Yüksel, bunun milyonda bir ihtimali olduğunu dile getirdi. Yüksel, "Havacılıkta bütün motorlar arızalanır mı? Arızalanır. Aynı anda arızalanır mı? Arızalanır. Fakat her zaman bir motor arızasına göre proje yapılır ve
hesap yapılır. 4 motorlu bir uçağın iki motorunun aynı zamanda arızalandığı zaman ne olacak? O dikkate bile alınmaz. Hele böyle bütün motorlar aynı anda aynı arızayı versin, böyle şey görülmedi denebilir." diye konuştu.
SABOTAJ İHTİMALİNİ RAPORDA BELİRTTİK
O dönemde yaptıkları incelemeler sonrasında uçağın pilotaj hatasından, imalat hatasından, bakım ve onarımdan doğan bir aksaklık yada buzlanma sebebiyle düşmüş olabileceğine dair hiçbir delile ulaşamadıklarını aktaran Yüksel, "Ama bu şartlar altında olay gerçekleşmiş. İki motor aynı anda 50 saniye arayla büyük çapta arızalanıyor. Öyle azcık basınç düşmesi falan değil. Sabotaj arızası olabileceğini raporda belirttik." ifadelerini kullandı.
Verilen ifadelerin adeta kendilerini ürperttiğini aktaran Yüksel, kendisinin daha önce de askeri personelle çalıştığını ve askeri personelin olaya kendileri gibi bakmadığını dile getirdi. Askeri personelin daha çok komutandan gelen talimatlar doğrultusunda çalıştığını dile getiren Yüksel, "Buradaki askerler yalan söylüyor. 'Ben sesleri duydum' diyor. Ya insaf et. Belki bin metre yukarıda bu bozulma. Oradan sen takırtı duyabilir misin?" ifadelerini kullandı.
Eşref Bitlis ile ilgili daha sonradan çok şey öğrendiğini dile getiren Yüksel, "Bu eşref Bitlis denen adam b günkü orduda belki bir iki tane olan adam. Onun Doğu hadisesi,
Kürt olayları,
PKK meselesi hakkında görüşleri ancak şimdi uygulanmak istenen, yaparsak ancak kurtuluruz denen görüşlermiş." diye konuştu.
Ahmet Yüksel, JİTEM'in kurucusu olduğu öne sürülen emekli
Albay Arif Doğan'ı kast ederek, "Bu yeni
akşam televizyonda, değnekle, kısa pantolonla dolaşan adamın döneminde öldürüldü. Uçak bal gibi düşürüldü. Hiç şüphem yok" şeklinde konuştu.
Uçağın her yerinin sağlam olduğunu tek arızanın ise motorda görüldüğünü anlatan Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü: "Uçak sağlam her şeyi sağlam. Motoru yok edildi, güç yok. Eğer hiç olmazsa birinde olsaydı. İkisine birden yapılmış. İkisinin de aynı anda olması. 50 saniye nedir. Hatta 50 saniye nedir biliyor musunuz? Siz onu görüp de eyvah dediğiniz anda ondan birkaç saniye sonra bitmiştir olay. Aradaki şeye intikal ve intibak zamanı deriz. Bu kısa zaman içerisinde iki motorun da bu şekilde yok edilmesi, patlatılmış olması. "
O dönemde uçağın motorunun C4 tipinde ufak
patlayıcı parçalarıyla etkisiz hale getirilmiş olabileceğini tahmin ettiklerini aktaran Yüksel, ancak daha sonra olayın çok daha farklı olduğunu anladıklarını dile getirdi.