Hakkâri'nin
Çukurca ilçesine bağlı
Hantepe bölgesinde 7 askerin şehit olduğu, 8 askerin de yaralandığı
baskının üzerinden bir yıl geçti.
20 Temmuz 2010'daki saldırının,
insansız hava araçları (Heron) tarafından saniye saniye görüntülendiği, ancak buna rağmen müdahale edilmediği ortaya çıkmıştı.
Saldırıdan bir hafta önce bölgeye hâkim tepelerde bulunan üç üssün neden boşaltıldığı, olay yerinin 500 metre yakınında 400 kişilik tabur bulunmasına rağmen,
yardımın neden 4 saat geciktiği anlaşılamamıştı. Kamuoyunda aylarca tartışılan söz konusu
ihmal iddiaları hâlâ
cevap bekliyor. İdarî
soruşturma başlatıldığını duyuran
Genelkurmay, soruşturmanın hangi aşamada olduğuna dair herhangi bir açıklama yapmadı. Terör örgütü PKK'nın saldırısında şehit olan
Uzman Çavuş Ayhan Say'ın
babası Hasan Say, oğlunun nasıl öldüğünü öğrenememenin, acılarını daha da artırdığını belirtiyor.
Bir yıl önce tam bugün
Irak sınırını geçen
teröristler, Hantepe karakolunun üs bölgesi olan
Mehmetçik tepesine saldırmıştı. Baskından önce
Heronların teröristlerin sınır geçişlerini ve çatışma anının görüntülerini saniye saniye Genelkurmay'a ve 30 farklı noktaya aktardığı bilgisi,
Türkiye gündemini sarstı. Saldırıya yönelik istihbarat bilgisi gelmesine rağmen
tedbir alınmadığı ortaya çıktı. Genelkurmay, olaydan 20 gün sonra yaptığı açıklamada, sis ve toz
bulutu olduğu gerekçesiyle helikopterlerin kaldırılmadığını açıkladı. Ancak meteorolojinin verilerine göre havanın, helikopterlerin uçmasına elverişli olduğu kaydedildi.
Olayda evlatlarını şehit veren aileler ise, ihmal iddiaları üzerine harekete geçti. Acılı ailelerin hukuk mücadelesini yürüten
Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı, ihmal olarak ortaya çıkan iddialarla ilgili Genelkurmay'ın yalanlamasının olmadığına dikkat çekiyor. Bir yıl içerisinde idari soruşturmanın bitirilmesi gerektiğini ifade eden Tatlı, kamuoyuna veya şehit ailelerine soruşturma hakkında bilgi verilmediğini dile getiriyor. Basında birçok iddianın gündeme geldiğini hatırlatan Tatlı, "Bu iddialar üzerine Genelkurmay hem idari hem de adli soruşturma başlatmalıydı. Fakat soruşturma yapılıp yapılmadığı noktasında bir bilgi sahibi değiliz." diyor.
"Evimize düşen ateş bir yıldır sönmedi." diyen şehit Uzman Çavuş Ayhan Say'ın babası Hasan Say, hiçbir askerî veya
sivil yetkilinin oğlunun nasıl öldüğü konusunda bilgi vermemesinden yakınıyor. Acılı baba duygularını, "Evlatlarımızın ölümünü canlı canlı izleyen komutanların,
akşam yastığa başlarını nasıl koyduklarını merak ediyorum." sözleriyle anlatıyor. Say, Heron görüntülerine rağmen yetkililerin şehit ailelerini aptal yerine koyduğunu vurguluyor.
Baskın gerçekleştiğinde ilk saldırıya uğrayan mevzide bulunan oğlunun yaşadıklarını, arkadaşlarından öğrendiğini söyleyen Say, şunları anlatıyor: "Ayhan'ın kullandığı C30 numaralı Biksi
silahın,
Kayseri Zincidere Komando Tugayı'nda altı el atış ettikten sonra çalışmadığı tespit ediliyor. Daha sonra bu silah
tugayla birlikte Hantepe'ye gönderiliyor. Orada da, tugay komutanının denetlemesi esnasında tutukluk yapıyor ve çalışmıyor. Saldırının olduğu gece benim oğluma, tutukluk yapan ve çalışmayan silahla
nöbet tutturuyorlar. Teröristler ilk saldırdığında Ayhan'daki silah altı el ateş ettikten sonra tutukluk yapıyor. Sonra teröristlerin
el bombası atması sonucunda oğlum sol kalçasından yaralanıyor. Aynı mevzide şehit olan başka bir askerin HK33 silahını alarak çatışmaya devam ediyor. Bu sırada
ikinci el bombası düşüyor mevziye."
Bir yıldır cevap bekleyen sorular
Saldırı, Heronlar aracılığıyla 30 farklı noktadan izlenmesine rağmen neden bölgeye takviye kuvvet gönderilmedi?
Saldırıdan bir hafta önce bölgeye hakim tepelerde bulunan üç üs bölgesi neden boşaltıldı?
Üs bölgelerinde bulunması gereken tel örgüler neden saldırı sonrasında çekildi?
Saldırıya maruz kalan üs bölgesine 500 metre yakınlıktaki 400 kişilik taburdan yardım neden 4 saat sonra geldi?
Genelkurmay bölgeye helikopterlerin hava şartlarının olumsuzluğu sebebiyle zamanında gidemediğini açıkladı. Fakat
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden gelen bilgilendirme raporunda havanın açık olduğu belirtildi. Genelkurmay, açıklamasıyla ilgili çelişkiye neden cevap vermedi?
Saldırıda yaralanan askerlere, idari soruşturmada "Çatışma anında silah bırakıp kaçan var mıydı?" sorusu soruldu. Fakat bölgede görev yapan komutanlar hakkında nasıl bir idari soruşturma yürütüldü?