Ankara’da
bomba yüklü bir aracın bulunması önemli bir işarettir. Henüz ayrıntılarını öğrenemeden bu yazı yazıldığı için genel bir değerlendirme olarak kabul edilmelidir.
Yoğun olarak
Irak’ta kullanılan bu metodun özelliklerini şöyle özetleyebiliriz: Eylemler siyasi bir sonuç elde etmek amacıyla yapılmakta ve bu amaç sıradan bir
terör örgütünün amaçlarının ötesinde anlamlar içermektedir. Bu nedenle
eylemleri planlayan ve icra edenlerin bir büyük gücün kontrolünde olduğunu kabul etmek gerekir. Irak’ın bölünme stratejisinin bir parçası olarak Şii-
Sünni çatışmasını büyütmek ve bunun kalıcı hale gelmesini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Neredeyse tüm eylemlerin başarıyla sonuçlanması, eyleme katılanların hiçbirinin pişmanlık ya da başka bir çıkar elde etmek için ihbarda bulunmaması istatistik olarak mümkün değildir. Büyük bir ihtimalle eylemi gerçekleştirenler kullandıkları
araçla bir yük taşıdığını zannetmekte, ancak gidecekleri yerin uygun bir noktasında, sürücünün bile bilmediği patlayıcılar,
uzaktan kumanda ile infilak ettirilmektedir. Sürücü hayatını kaybettiği için olayın arka planı karanlıkta kalmakta ve benzer eylemleri polisiye metotlarla çözmek mümkün olamamaktadır.
Ankara’daki eylemin iki farklı amacı olabilir:
Türkiye’de benzer eylemler yapılacağını öğrenen bir gizli
servis, ikaz amacıyla, başarısız bir eylem düzenlemiş olabilir. Araç ele geçirildiği için bazı bilgilerin elde edilmesi mümkündür ve muhtemelen bu bilgilerin gösterdiği adres eylemleri yapması beklenen ya da töhmet altında bırakılmak istenen odağı işaret etmektedir. Bu adreslerden birisi
PKK olabilir. Barışçı çözüm arayışlarını sekteye uğratmak ya da böyle bir ihtimali ortaya çıkarmak için planlanmış olabilir.
Başka bir adres çeteler üzerinden Silahlı Kuvvetler olabilir. Siyasetle
bürokrasi arasında eritilmek istenen buzlar, yaratılacak güvensizlikle tekrar oluşturulabilir.
Benzer olaylarda sergilediğimiz genel yaklaşımımız sonuç vermez. Yani olaydan faile, failden sebeplere gitmeye çalışmak çıkmaz bir sokaktır. Önce eylemlerin gerçek amacı doğru teşhis edilmelidir ve bu amaç çoğunlukla kamuoyuna yansıtılanlardan farklıdır. Mesela PKK’yı suçlu gösteren eylemler bizi bu kesime yönelik şiddet kullanmaya ve çatışmayı derinleştirmeye yönelik olabilir. Daha açık bir ifade ile eğer eylemlerin arkasında bir örgüt bulduysanız yanılmışsınız demektir. Mutlaka büyük bir güç ve onun makro planlarının bir parçası olduğunu tespit etmeniz gerekir.
Eğer eyleminin altıncı yılında
Usame Bin Ladin’in kasetlerini seyrediyor ve söylenenlerin gerçek olduğuna inanıyorsanız bu problemleri çözemezsiniz.
Araçla yapılan
intihar saldırıları terörü kullanan güçlerin
icat ettiği en gelişmiş silahtır ve bunu ilkel bir araç saymak yanlıştır. Mücadele eylemde yer alan zavallı kurbanların peşine takılmakla değil sağlam bir siyasi
analiz ve uygun mukabelelerle mümkündür.
Böyle bir eylemi başarmak değil başaramamak ve yakalanmak zordur. Bunun devam etmeyeceğini düşünüyor ve umuyorum.
Mahir Kaynak -
Star