Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yakalanan Söylemez Kardeşlerin büyük kaçışı on dört yıl önce başladı. Kamuoyu Söylemez kardeşler ismini 1996 yılında yapılan bir operasyonla duydu.
Taraf Gazetesi'nden Sadık Güleç'in hazırladığı Söylemezler
Çetesi dosyası bir döneme ışık tutuyor
ESKİ ASKERDİLER
Kamuoyunda “Söylemez Kardeşler Çetesi” olarak anılan Dr. Mehmet Sena Söylemez ve Faysal Söylemez kardeşlerin isimleri Haziran 1996 yılında
Adana-
Pozantı karayolunda meydana gelen bir çatışma ile duyuldu. Çatışmaya girenler
Emekli Astsubay Başçavuş Mehmet Faysal Söylemez, Jandarma Üsteğmen Can Köksal, Dr. Mehmet Sena Söylemez ve Fevzi Şahindi.
ASKER VE POLİSLERİN İSİMLERİN YER ALDI
Bu olayda yakalanan isimlerin orduda görev yapmış kişiler olması kamuoyunun bir anda dikkatini çekti. Bu çatışmanın ardından başlayan soruşturmada 11’i asker ve polis 24 kişinin ismi geçti. Açılan
davada Söylemez kardeşler ve arkadaşlarına Bucak aşiretinin lideri daha sonra
Susurluk kazası ile gündeme giren Sedat Edip Bucak’a
Ankara’da helikopterden lav silahları ile suikast hazırlığı içinde oldukları suçlaması yöneltildi. Söylemez kardeşlerin ayrıca o dönemin Eminönü Belediye başkanı Ahmet Çetinsaya’ya Ataköy’de
lav silahı ile saldırı planladığı iddia edildi. Söylemez kardeşlere yardımcı olduğu gerekçesiyle
İstanbul ve Ankara eski Asayiş Müdürü Sedat Demir, İstanbul eski
emniyet müdür yardımcısı Deniz Gökçetin, Baş
komiser Halim Apaydın, Emniyet Müdürü
Erdal Durmaz’a çeşitli davalar açıldı.
SEDAT BUCAK VE MEHMET AĞAR’I SUÇLADILAR
Bu davaların başlaması ile birlikte Söylemez Kardeşlerde
Mehmet Ağar ve Sedat Bucak’ı devlet desteğini alarak kendilerine karşı
komplo kurmakla suçladılar.
Askeri doktor olan Mehmet Sena Söylemez kendi el yazısıyla 63 sayfalık bir açıklama yaptı. Bu açıklamada dönemin
Adalet Bakanı Mehmet Ağar’ı ve Sedat Bucak’ı 12
Mart 1996 yılında
Eskişehir yolunda öldürülen ağabeyleri Emir Söylemez, Resul Söylemez ve şoförleri Ercan Akyol’un öldürülmesinden sorumlu tuttular. Sena Söylemez ifadesinde şu suçlamaları yöneltti. “ Onları öldürenler her şeyi baştan sona planlayan ve yürüten o zamanki Adalet Bakanı Mehmet AĞAR, BUCAK ve onlarla
işbirliği içinde olan kirli polislerle, kirli koruculardır… Ağar ve Bucak’ın emrinde
kiralık katillerden oluşan çeteler var. Bizi de AĞAR ve BUCAK’ın tertiplediği komplolar sonucu tutukladılar.”
2002 AFFI İLE ÇIKTILAR
Açılan davalar sonucunda Söylemez Kardeşlere silahlı saldırı,
haraç, tehtid gibi suçlamalardan dava açıldı. Davalar süresinde kendilerinden haraç istendiğini ileri süren birçok
tanık davadan çekilmişti. Bu arada bazı tanıklara yapılan silahlı saldırıların Söylemez Kardeşler tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülmüştü. Süren birçok davadan
beraat kararı çıkmasına rağmen
Aralık 1997
Kadıköy 2. Ağır
Ceza mahkemesinde süren bir davadan Mehmet Sena Söylemez ve Faysal Söylemez hakkında
hapis cezası çıktı. Ancak 2002 yılında
Rahşan affı olarak bilinen
yasa değişikliğinden faydalanan Söylemez Kardeşler cezaevinden çıktılar.
Cezaevinden çıktıktan sonra 2004 yılında tekrar başka bir olaydan dolayı tekrar gözaltına alınan Dr. Mehmet Sena Söylemez ve Faysal Söylemez çıkarıldıkları mahkemeden serbest bırakıldılar. Ancak Savcılığın itirazı üzerine
nöbetçi hakimlikten tekrar haklarında
tutuklama kararı çıkartıldı.. Bu davadan dolayı haklarında uluslararası
arama kararı çıkartılan Söylemez Kardeşler altı yıldır aranıyorlardı.
KUZEY IRAK’TA DA TUTUKLANDILAR
Haklarında çıkan tutuklama kararından sonra
Kuzey Irak’ta yaşamaya başlayan Söylemez Kardeşlerin ismi Erbil’de gözaltına alınmaları ile tekrar duyuldu. İddialara göre bu ülkedeki Türk işadamlarından haraç istediği ileri sürülen Söylemez Kardeşler polis tarafından tutuklandılar. Söylemez kardeşlerin serbest kaldıktan sonra Azerbaycan’a gittikleri ve burada Türk polisinin kaldıkları adresi Azerbaycan polisine bildirmesi üzerine yakalandığı açıklandı.