Herkesi rahatlatacak bu
öneriye göre, AKP anayasa paketini ikiye ayırmalı,
CHP’nin de
desteklediği maddeler ayrı görüşülmeli,
tartışmalı üç madde ayrı paket olmalıydı.
Bu öneri geniş destek buldu. Öncelikle bu şekilde, tartışma ve gerilim bir tek noktaya odaklanacaktı. Üstelik bu yöntem, çok sözü edilen
Venedik kriterlerine de uygundu. Pakete oy verecek
halk için birbirinden çok farklı konulardaki maddelerin yarattığı kargaşa ortadan kalkmış olacak, halk asıl tartışmalı konuda fikrini söyleyecekti.
Erdoğan birkaç gün sonra bu öneriyi kabul edebileceğini açıkladı. Gerçi araya “şark kurnazlığı” gibi gereksiz bir niteleme sıkıştırdı, ama kamuoyundan da destek aldığı belli olan bu öneriyi kabul edebileceğini bildirdi.
Sonra ne oldu? Dün bir
Baykal klasiği daha sahneye konuldu. Baykal, paketin ikiye ayrılmasını, ama tartışmalı üç maddenin
seçim sonrasına bırakılmasını önerdi.
***
Bu öneri üzerine, CHP’liler “neden” sorusunu sormayabilirler, Genel Başkan’ın Erdoğan’ı sıkıştırdığını ve puan kazandığını düşünebilirler.
Ama “neden” sorusunu sormak gerekiyor. Baykal ve Erdoğan’ın son konumları yan yana getirildiğinde, “Baykal neden kendi önerisine yan çizdi” sorusunun bir tek muhtemel cevabı ortaya çıkıyor: Sadece üç tartışmalı maddenin referanduma gitmesi durumunda da “
evet”lerin çoğunluk olması Baykal’a göre büyük olasılık, bunun için genel seçim öncesi bir “
sandık yenilgisi”ne uğramak istemiyor...
Erdoğan’ın paketin bölünmesini biraz tereddütten sonra kabul etmesini, çok fazla emin olmasa da referandumdan istediği sonucu alma olasılığını yüksek gördüğüne bağlamak mümkündür.
Gündelik siyasete, günlük puan hesaplarına dalmanın böyle tehlikeleri vardır.
Baykal, önerdiği gibi paket ikiye bölünür ve referandumdan yine de evet çıkarsa herhalde partisine ve taraftarlarına bir açıklama yapacaktır.
OKAY GÖNENSİN-VATAN